01 Temmuz 2024

Hekim hata yaparsa ne olur?

Malpraktis yani hekim hatası nedeniyle oluşan olumsuz durumlar tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de gündemde. Ancak ülkemizdeki malpraktis davalarının belirgin farkı, sistem koşullarının yansımasını içinde barındırması olarak da açıklanabilir. Hasta görme sürelerinin dakikalara indirilmesinden, açılan davalardaki tazminatlara yönelik sigorta poliçelerinin düşük olmasına ve bazı uzmanlık alanlarının yüksek yargılanma olasılığı nedeniyle tercih edilmemesine uzanan bir alandan konuyu ele almaya çalıştık…

Görsel, yapay zekâ ile üretilmiştir

Tıp tarihi, bilgi birikimi ve gelişmiş tedavi yöntemleri ile altın çağını yaşıyor. Elbette bu noktaya gelmek o kadar da kolay olmadı. Çok sayıda trajedi ve kayıp, ölümsüzlük peşinde koşan insanlık tarihinde uzak olmayan bir geçmişte olanca heybetiyle duruyor.

Antik dönemlerde doktor, hasta ve ilahi güç üçgeninde olan ilişki ağı günümüzün karmaşık sağlık sisteminin sayısız bileşeni ile karşılaştırıldığında ne kadar da masum. Ve artık tıp, uzunca bir süredir sağlıklı hayat sürme isteğinin yanında olmak istenen beden idealleri için de sağlık endüstrisinin hizmetinde. Bu konu ayrı bir dosya konusu olmayı hak ediyor.

Dev ekonomi

Modern hayatın hızlı temposunda artık tek bir sağlıktan söz etmek çok zor. Farklı sağlık tanımları ve tedavi anlayışları kabul görüyor. Sağlık aynı zamanda dev bir ekonomi. Sıradan bir insanın sorunsuz, ücretsiz ve zamanında sağlık hizmeti alabilmesi giderek daha zorlaşıyor. Sistemin doktor ve hastayı karşı karşıya getirdiği ülkemizde sonuç, artan sayıda malpraktis davaları olarak karşımıza çıkıyor.

Yunan savaşçısı Aşil, Telephus'un iltihaplı yaralarını mızrağındaki pası kazıyarak tedavi ediyor. MS 1. yüzyıl, kabartma, Herculaneum

Malpraktis

Malpraktis, Latince iki kelimenin yan yana gelmesi ile oluşuyor. "Malus" ön eki kötü ya da şeytani, "practicare" ise uygulama anlamına geliyor. İki kelimenin birleşmesinden oluşan "malpraktis" günümüzde "kötü uygulama" olarak kullanılıyor. Malpraktis her meslekte kullanılabilecek bir terimken uzun zamandır tıp alanındaki karşılığı ile dikkat çekiyor. Yani hekimin yaptığı hata sonucu ortaya çıkan olumsuz durum.

Malpraktis hukukun gündeminde

Malpraktis ülkemizin hukuk gündemine 27 Mayıs 2022'de 3359 sayılı Kanun'un ek-18'inci maddesi ile girdi. Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Beyaz reformla birlikte düzenlenen Malpraktis Yasası var. Dünyada benzeri olmayan şekliyle Malpraktis, Türkiye'de kökten çözülüyor. Kasıt olmadıkça sağlık çalışanına veya hekime rücu edilme durumu söz konusu değildir. Bir buçuk yıldan fazla zaman geçti, devam eden davalar dahil olmak üzere bugüne kadar hiçbir hekim arkadaşımıza rücu söz konusu olmadı. Kasıt olmadıkça rücu söz konusu olmayacak" cümleleri ile yasanın hekimi koruyuculuğuna işaret ediyor. Peki "Ya hasta" diye soralım ve ekleyelim; gerçekte durum böyle mi?

Hasta hakları

İnsanlık tarihinde tıp, cerrahların tanrı ile eş tutulduğu dönemlerden bugüne uzanıyor. Doktorun varlığı kadar yasal sorumlulukları da önem taşıyor. M.Ö. 1750'li yıllara ait Hammurabi Kanunları'nda ilgili madde şöyle:

"Doktor, bir beyefendiyi bronz bir neşterle tedavi etmiş ve beyefendinin ölümüne neden olmuşsa veya bronz bir neşterle beyefendinin gözündeki apseyi açmış ve beyefendi gözünü kaybetmişse, doktorun elleri bileklerinden kesilecektir."


Kral Hammurabi Güneş Tanrısı Şamaş'ın önünde

Günümüz hukukunun temellerinin dayandığı Roma Hukuku, 1200'li yıllardan bu yana tıp hatalarını tanıyor. Keza İngiltere 16. yüzyıldan beri uygulama sonucu ölüm olaylarında bir kurulun görüşünü alıyor.

Osmanlı'da ise hatası ispatlanan hekimin meslekten menedilmesi yaygın bir uygulama. Bir diğer yaygın durum ise ilaç tedavilerinin yanında özellikle ameliyat öncesi doktorun hastadan "rıza senedi" alması. Kadı ve şahitler önünde alınan rıza senetleri günümüz onam formlarına denk düşüyor ve sonucun başarısız olması durumunda doktora hukuki bir güvence sağlamış oluyor. Ayrıca bu senetler hastalık, ameliyat ve tedavi konularında istatistik tutulması açısından da önem taşıyor.


Osmanlı'da Rıza Senedi, günümüz onam formu yerine geçiyordu

Günümüzde malpraktis

Malpraktis sağlık sistemimizde önemli bir yere sahip. Malpraktise konu olan durumun oluşması için öncelikle diplomalı bir sağlık çalışanının olması, hata yapılması ve zarar doğması ölçütleri gözetiliyor. Biz bu dosyada doktoru ele alıyoruz. Doktorun hastasına yapmış olduğu yanlış uygulama sonunda ortaya çıkan olumsuz durum olarak tanımlıyoruz. Elbette bu duruma itiraz eden hastalar da konunun diğer tarafını oluşturuyor.

Artan oranlar

Sayılar Türkiye'de tedavi esnasında yapılan hata iddialarının artan oranda yargıya taşındığını gösteriyor. Elbette buradan yola çıkarak doktorların hata oranlarında artış olduğu sonucuna varılmamalı. Bu durum varılan sonuçlardan ancak birisi olarak ele alınmalı. Sağlık sisteminde özellikle kamuya ait kurumlarda doktorların 5 dakikada bir hasta görmesi, yardımcı personel eksikliği, yetersiz özlük hakları gibi önemli nedenler hata oranlarının artmasına neden oluyor. Hata derken yapılan ya da yapılmayan uygulamalardan söz ettiğimizin altını çizmekte fayda var.

Malpraktis konusunda yapılan bilimsel çalışmalar, özellikle plastik cerrahların açılan davalarda listede ilk sırada olduklarını gösteriyor. Bu nedenle hukuk, plastik cerrah ve hasta ilişkisini ele alırken aralarındaki iletişimi "eser sözleşmesi" olarak da tanımlıyor. Yine artan sayıda genç doktorun, malpraktis ihtimali ya da suçlamalarının yoğun olarak yaşandığı uzmanlık alanlarını tercih etmemesi de bu durumun sonuçları arasında

Louvre Müzesi'ndeki Hammurabi yazıtı

Sağlık ekonomisi

Malpraktis dosyası ihtiyacımız olan bilgi ile süreci anlama niyeti ile hazırlandı. Herhangi bir suçlu arama ya da çözüm iddiası taşımıyor. Çünkü sorun, bu işleyiş içinde çözümlenebilecek bir mesele değil. Dünyadaki deneyimler, sorunu gidermek için basit yanıtlar olmadığını gösteriyor. Reformlar olmadığı sürece tıbbi hatalar nedeniyle sorun yaşayanlar olduğu kadar fırsatçı talepler de hep gündemde olacak.

Farklı bakış açıları 

Malpraktis dosyasında olayın farklı açılardan tanıkları sorularımı yanıtladı. Davaya konu olan taraflar yerine onları temsil eden avukatları ile konuşmayı tercih ettim. Bu, polemik ile zaman kaybetmeyi önlerken görece objektif ve daha geniş bir açıdan hukuki ve toplumsal boyutu ele almayı sağladı. Avukat Orhan Kerim İşçan, malpraktis iddiasındaki bir hastayı ve Avukat Ayşe Gül Hanyaloğlu bir sağlık kurumunu temsilen soruları yanıtladı. "Hekimin Filozof Hali" kitabının editörü, Prof. Dr. Bilgin Saydam ve tıp etiği çalışmaları yapan Doç. Dr. Cemal Hüseyin Güvercin ile işin en önemli bileşenlerinden olan felsefe ve koşulların ışığında konuyu ele aldık. Türk Tabipleri Birliği'nden Uzman Dr. Ayşen Yavru meslek örgütü temsilcisi olarak yer aldı. Konunun diğer önemli parçası olan sigorta kısmında ise doktorların ve hastanelerin malpraktis sigortalarını yapan şirketin yetkilisi Nejat Şehsuvar'ın görüşleri var. Bilirkişi olarak da Prof. Dr. M. Murat Civaner yer alıyor

Sonucu ne olursa olsun malpraktis davalarının kazananı olmadığı açık. Süreç içindeki sıkıntılı durumlar, ödenen ağır bedeller hepimizi "kaybeden" hanesine yazıyor. Hayatlarını sağlığa adamış başta idealist doktorlar olmak üzere tüm sağlık çalışanlarının her daim önemli olduğunu hiç unutmadan ekliyoruz:

Eğer bir anarşist değilseniz karmaşadan her zaman iyi bir şey çıkarmanız mümkün olmaz…


Yarın: İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ayşen Yavru anlatıyor...

Yazarın Diğer Yazıları

Raylar, kar ve Kars: Bekleyen hikâyeler şehri

Kara tren yıllarca Ankara’dan Kars’a giden en güvenilir yoldu. Bugün ise Turistik Doğu Ekspresi, yalnızca bir ulaşım aracı değil, bölgenin kültürel ve doğal zenginliklerini gözler önüne seren bir deneyim. Eğer yolda olmayı ve yolun size getireceklerini seviyorsanız, bu eşsiz tren yolculuğu tam size göre, elbette bilet bulabilirseniz

Kars: Beyazın eksikliği 

Kars, karla özdeşleşmiş bir şehir. Turizm sezonunun açılması ile Kars’ta buruk bir sevinç var çünkü kar yok

Karadağ: Hayaller ve gerçekler

Karadağ, adalet sistemin yetersizliği ile adı çeşitli suç davalarına karışmış isimlerin de gözünden kaçmıyor. Son yıllarda başta Sedat Peker, Faruk Fatih Özer, İlker Baş, Volkan Reçber gibi isimler ziyaretleri ya da vatandaşlıkları ile gündeme gelmişti

"
"