14 Şubat 2012

ÖLÜMÜN DE HAYIRLISI

Bu ülkenin insanları, yatağında ölür, hastanede ölür, işkencede ölür, ana karnında ölür, terörde ölür, koca dayağında ölür ama en çok da asfaltın üzerinde ölür.

Bu ülkenin insanları, yatağında ölür, hastanede ölür, işkencede ölür, ana karnında ölür, terörde ölür, koca dayağında ölür ama en çok da asfaltın üzerinde ölür. 

Meclis’teki iç tüzük görüşmeleri sırasında gerçekleşen “kürsü operasyonu” sırasında 6 insanımız asfalt üzerinde öldü. 

MIT müsteşarı Cumhurbaşkanını ziyaret ederken 2 kişi daha aynı şekilde öldü. 

Siz, T24’ün sayfaları arasındaki gezinizi tamamladığınızda muhtemelen 3 kişi daha trafik kazası nedeniyle hayatını kaybetmiş olacak. 

Her saat başı 1, hatta 1.5 kişiyi trafikte öldürüyoruz.

Günde 27 kişi. 

Yılda 10 bin kişi eder. Ve ayrıca 220 bin yaralı veya sakat… 

Ne berbat bir ölüm şekli…  Ne kadar acımasız, zavallı ve ne kadar küçültücü… Ne kadar sıradan… 

İşte bu sıradanlık başımıza bela olan.

Bu sıradanlığı umursamayan, bu ülkenin insanlarına böylesi ölümü layık gören kimdir, nedir? 

Nüfus yoğunluğu, karayolu ulaşımı, araç sayıları gibi unsurlar açısından bize çok benzediğini bildiğimiz iki ülke ile basit bir karşılaştırma yapalım:

Trafikte ölüm sayıları açısından Almanya’nın 25 yıl öncesindeyiz.

Britanya’nın ise 1970’lerini yaşıyoruz. 

Bir de “para” gözüyle bakalım. Belki o zaman, örneğin Avrupa Birliği Bakanı Egemen Bağış’ın dikkatini çekebilir. 

Emniyet Genel Müdürlüğü, trafik kaza tutanaklarından yola çıkarak Türkiye’nin trafik kazaları nedeniyle yıllık ekonomik kaybının 17 milyar lira civarında olduğunu hesaplıyor.  Dikkat ediniz; yaralılardan ötürü doğan sağlık kurumu giderleri dahil değildir. 

Bölünmüş yolların 16 bin kilometreye ulaşması veya günümüzün daha kaliteli otomobilleri ölüm rakamlarını değiştiremiyor. 

İhtiyacımız olan kesin, şartsız ve tavizsiz bir siyasi taahhüttür. 

Bu ülkenin önündeki en büyük problem büyük olasılıkla sadece Kürt sorunu. Bugünkü siyasi otorite için neredeyse “yok” hükmünde olduğu anlaşılan trafik sorununun, karar vericiler tarafından fark edilebilmesi için Kürt sorununun çözümünü bekleyeceksek, daha çok asfalt üzerinde ölüm göreceğiz demektir. 

Rus ruleti denen aptal oyunda, toplu tabancada 6 mermi yolu olduğuna ve tabancada sadece 1 mermi olduğuna göre, tabancayı başına dayayıp tetiği sıkanın ölme olasılığı yüzde 17’dir.  Türkiye gibi bir ülkede, insanın hayatı boyunca ölümcül bir trafik kazası geçirme olasılığı ise yüzde 36.

 

Üstelik bu olasılık ne başbakan çocuğu tanır, ne meclis başkanı damadı ne de milletvekili torunu. Önüne geleni alır götürür.

Yazarın Diğer Yazıları

Sıla’nın ölümden dönüşü

Sıla’nın sürücüsü, öndeki aracın bir anda sola yöneldiğini bariyerlere çarpıp tekrar yola doğru savrulduğunu görüyor...

Yasal hız sınırlarına aldanmayın!

Şehir içi hız sınırı 90 kilometreye çıkartılıyormuş. Sakın ha! Buna uymayın. Ya katil olursunuz ya da mevta.

Ruh sahibi robot otomobil kullandım

Geçen hafta kullandığım başka bir şeydi. Başlıkta abarttım mı bilmiyorum, okuyunca siz karar verin