Gündem

Türkiye ile AB anlaştı: Mülteciler geri gönderilmeye başlanıyor, ikinci 3 milyar Euro 2018'de, 33. fasıl açılıyor

Kalan 72 kriterden 35'inin yerine getirilmesi durumunda vize serbestisi Haziran'da devreye girecek

18 Mart 2016 20:39

Brüksel’deki AB-Türkiye 3. Mülteci Zirvesi’nde anlaşmaya varılmasının ardından AB Konseyi Başkanı Donald Tusk, Başbakan Ahmet Davutoğlu ve AB Komisyonu Başkanı Juncker ortak basın toplantısı düzenledi. Anlaşma sonrası konuşan Donald Tusk, "Türkiye ile bütçe politikasını içeren 33. faslın açılmasına karar verdik" dedi. Anlaşmaya göre, Türkiye, 21 Mart itibarıyla Avrupa'ya giden Suriyeli mültecileri, 4 Nisan’dan itibaren almayı kabul etti ve daha önce anlaşmaya varılan üç milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro daha Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye mülteci projeleri kapsamında gönderilecek. Davutoğlu'nun açıklamasına göre, 72 kriterden geriye kalan 35 maddenin de yasallaşması durumunda Türkiye vatandaşları için AB ülkerine vize serbestisi sağlanacak.   

 

Türkiye üzerinden sığınmacı girişini azaltacak anlaşmayı Avrupa Birliği'nin (AB) 28 liderine sunan Tusk, anlaşmanın AB liderleri tarafından kabul edildiğini duyurdu.

AB ile Türkiye'nin mülteci kriziyle ilgili anlaşmasının ardından Yunanistan'ın Makedonya sınırındaki İdomeni bölgesinde haftalardır Avrupa ülkelerine geçmek için bekleyen sığınmacılar, gösteri düzenledi. Kampın etrafında yürüyüşe geçen onlarca sığınmacı, "Türkiye'ye dönmek istemiyoruz" ve "Merkel bize yardım et" şeklinde sloganlar attı. 

 

 

'Tarihi bir an' mı?

 

AB ile varılan anlaşmayı "tarihi bir anlaşma" olarak niteleyen Davutoğlu "58 milyon kişi yas tutarken aynı semboller, bayraklarla terör örgütleri terör faaliyetlerini desteklemek amacıyla yakın noktada toplantı. Hayal kırıklığım ve üzüntüyü dile getirdim. Terör örgütleri arasında bir ayrım yapamazsınız" diye konuştu. Tusk ise "Tarihi bir an mı bilemeyeceğim ama bir açılım olarak görebiliriz ilişkilerimizi. Tarihçi olarak pragmatik bakmaya çalışırım, elbette bu anlaşma çok önemli. Peygamber değilim, kahin değilim ama çok önemli bir başarı diyebilirim. Pragmatik sonuçlar çok önemli olacak. Genel bir not olarak şunu söyleyeyim. Vardığımız anlaşma sihirli bir çözüm olamaz" dedi.

 

Tusk: Bu bir tesadüf değil, Avrupa
mültecilerin gelmek istediği bir yer

 

Avrupa'dan geri gönderilen mültecilerin yerine eşit sayıda mülteci alınacağını söyleyen Davutoğlu "Bu maliyet ve yükün paylaşımı da adil bir şekilde yapılacak. Projeler gündeme getirildi. 3 milyar Euro harcanmaya başlanacak mülteciler için. Bu üç milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro’luk takviye olacak" dedi. Konuya ilişkin konuşan Tusk ise "Vardığımız anlaşma kollektif bir şekilde göçmenleri gönderilmemesini öngörüyor. Bütün Türkiye’den Yunan adalarından gelenlerin Türkiye’ye gönderilmesi konusunda mutabakata varıldı" dedi. Mülteci kriziyle ilgili AB-Türkiye Zirvesi'ni değerlendiren Tusk, "Bizim standartlarımız sebebiyle buraya gelmeye çalışıyorlar. En hoş görülü toplum olduğumuz için. İşte bu yüzden bu anlaşmaya ihtiyacımız var aslında. Bu düzensiz göçü engellemek için buna ihtiyacımız var" dedi.

AB'nin mülteciler için daha önce de vaat edilen 3 milyar Euro fonun temin edilmesi sürecinin de hızlandırmayı kabul edildiği aktarıldı. Buna göre Ankara, AB desteğiyle mülteciler için projeleri uygulamaya koyarsa Ankara'ya daha fazla fon sağlanabilecek.

,
Türkiye gelecek 3 yıl için AB'den 6 milyar Euro'luk fon talebinde bulunmuştu. AB liderleri dün yaptıkları görüşmelerde öncelikle ilk sözü verilen 3 milyar euronun mülteciler için hazırlanan projelere tahsis edilmesini, bu projelerin başarıya ulaşıp ilk fon diliminin kullanılmasının ardından ikinci 3 milyar euroluk fonun da kullanıma açılmasının uygun olacağı konusunda anlaşmış oldu.

 

Türkiye ile bütçe politikasını içeren
33. faslın açılmasına karar verildi

 

Daha önce Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin veto verdiği belirtilen "Türkiye ile bütçe politikasını içeren 33. faslın açılmasına karar verildi" diyen Tusk "Kıbrıs  konusunda kaygılarını göz ettiğimzi bir anlaşma var. Kıbrıs meselesi konusuna da bakıldığında orta yol bulmuş oluyoruz aslında. Türk tarafına bakıldığında beklentilerimiz çok daha fazlaydı. Şuna inandım, hiçbir şey elde etmemiş olmaktansa böyle bir anlaşmaya varmış olmak önemli" şeklinde konuştu. Reuters haber ajansının aktardığına göre, daha önce anlaşmaya karşı çıkan Güney Kıbrıs lideri Nikos Anastasiades de anlaşmayı 'tatmin edici' buldu. Ajansa konuşan bir diplomat, Güney Kıbrıs lideriyle ilgili "Mutlu, öneriyi kabul ediyor ve müzakerecilere teşekkür ediyor" dedi. 

 

Yeni müzakere başlıkları
"en kısa sürede" açılacak

 

Türkiye müzakerelere hız verilerek en azından 5 yeni fasılın görüşmeye açılmasını istiyor. Ancak AB liderleri, Kıbrıs'ın şerh koyduğu başlıkların gündeme gelmemesi ve anlaşmanın riske girmemesi için bu konuda kullandığı dili daha muğlak hale getirdi ve "en kısa sürede yeni müzakere başlıklarının açılması" ifadesi kullanıldı.

 

Vize serbestisi için 35 kriter

 

BBC Türkçe'nin haberine göre Haziran 2016'ya kadar Türk vatandaşlarına Schengen Bölgesi'nde vize serbestisi talebi için 72 şartın yerine getirilmesi gerektiği vurgusu yapılıyor. Ayrıca metinde Haziran 2016 tarihinin olup olmayacağı da net değil. Vize serbestisi hakkında konuşan Davutoğlu, "Elbette en önemli unsur vize konusu. Geri kabul süreci başladığına göre vize muafiyeti doğal bir sonucudur bunun. Bu muafiyet umuyoruz ki Haziran ayı sonuna kadar sağlanacak" ifadelerini kullandı. Vize muafiyeti için toplam 72 kriterin olduğunu belirten Davutoğlu, "Bunların 37’sini yerine getirdik, 35 kriter kalıyor geriye. Mayıs başına kadar geriye kalan kriterleri karşılamayı umuyoruz. AB’nin de kendi üzerine düşeni gerçekleştirmesini bekliyoruz" diye konuştu.

 

Brüksel'deki PKK çadırı tartışma çıkardı

 

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Davutoğlu, Brüksel'de düzenlenen Avrupa Birliği - Türkiye 3. Mülteciler Zirvesi'nin yapıldığı binanın yanına PKK'nın çadır kurmasına tepki gösterdi ve “Teröre karşı dayanışma konusu da çok önemli. Ankara’da 35 sivili öldüren bir terör örgütü. Düşünün Brüksel’de geliyor bir durağı patlatıyor. Bu terör örgütü aynı semboller ve bayraklarla burada gösteri yapıyor siz nasıl hissederdiniz. Biz acımıza saygı gösterilmesini istiyoruz” diye konuştu. 

 

Tusk: Vardığımız anlaşma
sihirli bir çözüm olamaz

 

AB Konsey Başkanı Donald Tusk'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Öncelikle her göçmenin bireysel muamele görmesi gerekiyordu. Yani anlaşmanın bütün AB ve uluslararası hukuk unsurlarına uygun olması gerekiyordu. Vardığımız anlaşma kollektif bir şekilde göçmenleri gönderilmemesini öngörüyor. Anlaşmanın hukuki boyutuna gelince komisyona teşekkür ediyorum. Bütün AB üye devletleri açısından dengeli bir anlaşma var. Kıbrıs  konusunda kaygılarını göz ettiğimzi bir anlaşma var. Türkiye ile 33. faslın açılması yönünde karara vardık. Bütün Türkiye’den Yunan adalarından gelenlerin Türkiye’ye gönderilmesi konusunda mutabakata varıldı. Birebir formülü yapılacak. Genel bir not olarak şunu söyleyeyim. Vardığımız anlaşma sihirli bir çözüm olamaz.

"Liderler bu toplantıda Batı iş birliğinin altını çizdiler. Dün ben de sayın Cumhurbaşkanı ile konuştum ve desteğimi dile getirdim. Komik durumu görüştük dün gece. Bir takım öneriler ve tavsiyeleri görüştük. İklim konusunda konuştuk, Paris anlaşmasının uygulanması konusunu görüştük. Enerji güvenliği ve geliştirilmesi konusunu da görüştük.

"Tarihi bir an mı bilemeyeceğim ama bir açılım olarak görebiliriz ilişkilerimizi. İllegal geçişlerin önlenmesi açısından önemli bir gün olarak niteliyorum. Tarihçi olarak pragmatik bakmaya çalışırım, elbette bu anlaşma çok önemli. Peygamber değilim, kahin değilim ama çok önemli bir başarı diyebilirim. Pragmatik sonuçlar çok önemli olacak.

"Benim için de vardığımız anlaşma ilerleme tabii ki. Kıbrıs meselesi konusuna da bakıldığında orta yol bulmuş oluyoruz aslında. Türk tarafına bakıldığında beklentilerimiz çok daha fazlaydı. Şuna inandım, hiçbir şey elde etmemiş olmaktansa böyle bir anlaşmaya varmış. olmak önemli.

"Bir şey eklemek istiyorum. Bizler buradayız çünkü Avrupa, mültecilerin ana destinasyonlarından bir tanesi. Bizim standartlarımız sebebiyle buraya gelmeye çalışıyorlar. En hoş görülü toplum olduğumuz için. İşte bu yüzden bu anlaşmaya ihtiyacımız var aslında. Bu düzensiz göçü engellemek için buna ihtiyacımız var. Bu bir tesadüf değil, Avrupa mültecilerin gelmek istediği bir yer."

 

Davutoğlu: AB ile tarihi bir anlaşmaya vardık

 

Başbakan Davutoğlu'nun konuşmasından satır başları şöyle:

"Bir kez daha ben şehitlerimize burada değinmek istiyorum, ruhları şad olsun. Tarihi bir gün çünkü bir yandan da Türkiye ve AB arasında anlaşma sağlandı. Bunun için de Tusk’a çok teşekkür ediyorum. Katkılardan dolayı. Beklediğimiz sonuç açısından bir başarı hikayesi değil sadece. Herkes kendi kaygılarını ve vizyonunu paylaştı bu süreçte. Türkiye ve AB’nin kaderi ortak. Bu bilgiler ışığında da Türkiye-AB katılım sürecini ele aldık, anlaşmaya vardık. İki taraflı ilişki kriz yönetimi ilişkisi değil, ortak vizyon ilişkisi. İnsani bir boyutu var bu ilişkinin bütün bu gösterdiğimiz çabaların amacı kadınların, çocukların, gençlerin ölümünün önüne geçilmesi.

"Avrupa ülkeleri de eşit sayıda göçmen alacak. Son derece adil ve teşvik edici bu. Bu yükün paylaşımı meselesi son derece önemli. Bu maliyet ve yükün paylaşımı da adil bir şekilde yapılacak. Projeler gündeme getirildi. 3 milyar Euro harcanmaya başlanacak mülteciler için.

"Bu üç milyar Euro’ya takviye olarak 2018’e kadar ek bir 3 milyar Euro’luk takviye olacak. Elbette en önemli unsur vize konusu. Geri kabul süreci başladığına göre vize muafiyeti doğal bir sonucudur bunun. Bu muafiyet umuyoruz ki Haziran ayı sonuna kadar sağlanacak. Türkiye’nin yapması gereken 72 kriter var. Bunların 37’sini yerine getirdik, 35 kriter kalıyor geriye. Mayıs başına kadar geriye kalan kriterleri karşılamayı umuyoruz. AB’nin de kendi üzerine düşeni gerçekleştirmesini bekliyoruz.

"Barışçıl bir ortam yaratmaya çalışacağız. Türkiye ve AB arasındaki anlaşma önemli olacak. Teröre karşı dayanışma önemli. Hepimize karşı olabilir. Yaptığım görüşmelerde AB liderlerine teşekkür ettim dayanışmalarından ötürü. Ankara’daki son saldırıdan sonra iki başkent terör örgütleri tarafından hedef alındı 2 kez. Hem Paris ve Ankara’da omuz omuza teröre karşı yer aldık. Kaynağı ne olursa olsun. DAİŞ, PKK, DHKP-C olsun. Dayanışmaya ihtiyacımız var. Hayal kırıklığımı paylaşmak istiyorum. 58 milyon kişi yas tutarken aynı semboller, bayraklarla terör örgütleri terör faaliyetlerini desteklemek amacıyla yakın noktada toplantı. Hayal kırıklığım ve üzüntüyü dile getirdim. Terör örgütleri arasında bir ayrım yapamazsınız. 

"Son olarak Alman toplumuna baş sağlığı dilemek istiyorum eski meslektaşımın hayatını kaybetmesiyle alakalı. Kendisiyle çalışma onuruna ait olmuştum. Çalışkan bir diplomattı.

"Tabii ki eminim dünyada herkes mülteci krizini gözlemleyen herkes şunu kabul ediyor: Türkiye’nin mülteciler için yarattığı koşulları kabul ediyor. Türkiye’nin mültecilere tavrı için herhangi bir eleştiri gelmedi. 5 yıldır kamplar var mültecilerin yaşadığı, bu kamplar bir köy haline gelmiş halde. Okullar, bütün tesisler mevcut. Bugüne kadar herhangi bir eleştiri gelmedi uluslararası gözlemcilerden. Kentlerde yaşayan diğer mülteciler, Türklerle birlikte yaşıyor. Herhangi bir ırkçı bir yaklaşım olmadı toplumumuzda, bu bizim kültürümüz. Türkiye’nin başbakanı olarak seçimlerden sonra aldığımız önemli kararlardan bir tanesi, Türkiye’deki mületcilere çalışma izni vermekti. Bizim için zor bir karardı. Muhalefet belki eleştirmiştir ama yüzde 10 işsizlik varken bizim halkımız bu politikaya karşı çıkmadılar. Bunun farkındalar. Bu koşullar iyi planlanmış koşullar. En ufak bir şüphesi olan varsa gelsin görsün. Suriye’de olmayan göçmenlere karşı da aynı tavrı gösteriyoruz.

"İnsan olarak hareket etmemiz lazım.Bu insanlar baskının kurbanları, bu yaklaşımla baktığımızda üstesinden geliriz diye düşünüyorum. Mültecilere nasıl davranılır görmek isteyen varsa gelsinler görsünler.

"Bugün üzerinde mutabık kaldığımız anlaşma 15 gün önce teklif ettiğimiz anlaşma üzerine yapılan müzakerelerde gelinen bir nokta. Hem sorunlara cevap oluşturan hem de AB ile ilişkilere yeni bir imkan olarak değerlendirdik. Netice aldığımızı düşünüyorum. Bizim illegal göçü engelleyen ve yasa içinde mültecilerin Avrupa’ya gönderilmesini sağlayan olumlu bir netice. Bunu yaparken AB ilişkilerine yeni boyutlar katmaya çalıştık. Biz de gerekeni yapacağız, AB de yapacak. Gümrük birliğinin şartları da var anlaşmada. Önemli çalışmalar yapıyoruz. 17. fasıl açıldı, yeni bir atmosfer oluştu. Şimdi 33. faslı da açma kararı alındı. Diğer fasılların da açılması için sürecin hızlandırılması kararı alındı. Özellikle süreç hızlandırılacak. 33. fasıl kesinlikle açılacak, diğer fasıllar da hızlandırılacak. Bütün bu unsunlar ilişkilerimize yeni bir enerji katacağını düşünüyorum.

Avrupa'nın 72 binden fazla mülteci istemediği iddia edilmişti

"Cevap verirken, bir hususi vurgulayayım. Belçika’ya veya dostlarımıza saygımı da ifade etmek isterim. Herhangi bir ulus söylemedim. Ancak bütün ülkelerden de teröre karşı mücadelede omuz omuza beklemek hakkımız. Bizi bazen zorlasa da, Avrupalı dostlarımıza yönelik eleştirilerimizin de onları rencide etmemesi lazım. 72 bin sayısına gelince, yanlış anlaşılan bir husus oldu. 72 bin sayısı Avrupa’nın toplam alacağı sayı değildir. Birebir değişim esnasında gidecek yasal göçün ilk aşamadaki rakamı. Tabii, bunun dışında AB’nin mültecileri yerleştirmesi konusunda bir kota söz konusu var, ayrı bir husus bu. Birebir değişim için 72 bin. Diğeriyse gelişmelere de bağlı olarak AB’nin ilan ettiği bir parçadır. Çok daha kapsamlı ve büyük bir projedir."

 

AB Komisyonu Başkanı Juncker: Toplamda
4 bin görevlinin derhal göreve
başlaması gerekiyor

 

Juncker'ın konuşmasından satır başları şöyle:

"Her türlü konuda çok açıkça konuştuk gayet dostça bir ortamda gerçekleşti. Türkiye ile AB arasında vardığımız mutabakat bu kurallara uygundur, hukuka uygundur. Bütün AB ve uluslararası hukuk normlarına uygundur. Göçmenler ve iltica başvurusunda bulunacaklar bireysel şekilde incelenecektir. Temyiz yolu açıktır. Dolasıyıla Avrupa Konseyi Genel Sekreteri’nin beyanatı da anlaşınırdır. Komisyonun önerilerini sorgulamadığını ifade etmiştir. Zaten sorgulamamalılar, işin hukuki boyutu yeterince açıktır. Gayet yoğun bir şekilde mutabakata girilmiştir. Sayın genel sekreterin beyanatına atıfta bulunmak istiyorum. Yoğun bir şekilde birlikte çalıştığımızı belirtmek istiyorum. Aynen anlaşıldığı şekilde uygulanacaktır.

"AB’nin karşısında muazzam bir görev var. Yunanistan’ın önünde çok büyük lojistik bir sorun vardır. AB’nin karşı karşıya kaldığı çok zordur. AB’nin bu koordinasyonu gerçekleştirmesi çok önemldir.

"Gelecek altı ayda 280-300 milyon Euro’luk bir maliyet olacak. Bizlerin mutabakata varmış olmamız Türkiye ile başka konularda iş birliğini, Yunanistanla iş birliğimizi engellemeyecektir. Karşılıklı dayanışma içerisinde paylaşılan bir iş bölümü söz konusudur. Bu arada komisyon tabii ki bu diğer görevlerini de gerçekleştirmeye devam ediyor. Dün bir karar alındı, 30 milyonluk Yunanistan ordusuna destek kararı çıktı. Zaten göçmenler konusunda acil destek yardımlarını son yıldan bu yana Yunanistan’a gönderilmiş olan 180 milyona çıkarılıyor."