Gündem

Topçu Kışlası'nın aslını yapmak mümkün değil

İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu, Taksim'e yapılacak Topçu Kışlası projesini reddederken tartışmaya yer bırakmayacak bir gerekçe açıklamıştı

04 Mart 2013 15:44


Topçu Kışlası’na dair elde bulunan tek belge mühendis Jaques Pervititch’in çektiği fotoğraflar. Bu fotoğraflarla kışlanın aslını yapmak mümkün değil.

İstanbul 2 Numaralı Koruma Kurulu, Taksim’e yapılacak Topçu Kışlası projesini reddederken tartışmaya yer bırakmayacak bir gerekçe açıklamıştı: “Projede yapının özgün mimarisini oluşturan iç mekân kurgusu, süsleme özellikleri ve elemanları, yapının yapım dönemleri, yapılan müdahaleler ve önceki dönemlerine ait izlerle ilgili bilgi ve belgelerin eksik olması.”

Başbakan’ın “Reddi reddedeceğiz” açıklamasının ardından, üyelerinin büyük bir kısmı bürokratlardan oluşan Yüksek Koruma Kurulu, kendisine verilen talimatı yerine getirdi. 

Daha önce de yazmıştım; şehir plancılığı açısından, tamamen yok olmuş bir anıtın yeniden yapılması gerekebilir. Ancak böyle bir durumda rekonstrüksiyonun gerçekleşebilmesi için binalarla ilgili teknik verilerin, içi yapıya ait detaylı grafik kayıtların mevcut olması gerekir.

İstanbul’da Topçu Kışlası ile ilgili bu tür kayıtların olmadığını biliyoruz. Ancak iktidarın ne denli gülünç bir işe giriştiğini daha iyi anlayabilmek için, 2 Numaralı Koruma Kurulu’nun “binayla ilgili bilgi ve belgeler eksik” ifadeleriyle özetlediği durumu somutlaştırmak gerekiyor. 

Bu konuda yaptığım kısa bir araştırma, Taksim Meydanı’na nasıl bir ucube inşa edileceğini ortaya koyuyor.

Klasik Osmanlı mimarisinin dışında bir bina

Vaktiyle Topçu Kışlası’nın bulunduğu alan, İstanbul’un yerleşim yerlerinin dışında kaldığı için mezarlıklara ayrılmıştı. Bu mezarlıklar Beşiktaş’a kadar uzanıyordu. Bu alanda ahşap bir bina olarak inşa edilmiş bir kışla yer alıyordu. Kışlada yangın çıkınca Sultan III. Selim 1800’lerin hemen başında muhtemelen Balyan Ailesi’ne bir bina yaptırdı. II. Mahmut devrinde yangın geçiren bina Sultan Abdülmecit döneminde restore edildi. Nedendir bilinmez, bu restorasyon sırasında, benzerlerine eski Babür şehirlerinde rastlanabilecek, Hint, Moğol, Rus mimarisinden esintiler taşıyan eklemeler yapıldı. Ortaya çıkan kışla, Osmanlı mimari üslubunun bir hayli dışındaydı. Özellikle kışlanın köşelerine eklenen soğan kubbeli kuleler, Taksim’de bir Agra havası estiriyordu.

Kışla, yalnızca sigorta için fotoğraflandı

Bu son derece güzel kışla binasının o yıllarda nasıl göründüğünü, İstanbul’da yaşayan Hırvat asıllı harita mühendisi Jacques Pervititch sayesinde biliyoruz. Son derece ilginç bir hayat hikâyesi olan Pervititch 1920’li yıllarda İstanbul’da bir sigorta şirketi için çalışıyordu. İstanbul’daki önemli binaların fotoğraflarını çeken ve topografya çizimleri yapan Pervititch’in çalışmaları sigorta şirketleri tarafından yapıların çevresindeki riskleri saptamak için kullanılıyordu. Bu çizimler ve fotoğraflar mimari amaçlı olmadığı için binayla ilgili pek bir detay vermiyordu.

Koruma Kurulu “bilgi ve belge” eksik derken aslında tam olarak bu durumukastediyordu.

Topçu Kışlası’nın son olarak nasıl göründüğünü Pervititch sigorta şirketi için yaptığı çalışmadan biliyoruz. Binayla ilgili başka hiçbir şey bilinmiyor. 

Büyükşehir Belediyesi binayı yeniden inşa etmek için yalnızca bu fotoğraflardan yararlanmak zorunda. 

Bu konuyu Jacques Pervititch üzerine detaylı araştırmalar yapan Tarih Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi Şehir Plancısı Murat Güvenç ve İCOMOS’un eski başkanı Mimar Cevat Erder’le de konuştum. Alanlarında değerli çalışmalara imza atan iki isim de Pervititch’ten günümüze ulaşan görsellerle bir rekonstrüksiyon yapılamayacağı görüşünde. Hatta Murat Güvenç’e göre bırakın rekonstrüksiyonu eldeki verilerle kışlanın bir benzerini bile yapmak mümkün değil.

Taksim Meydanı’na bir ucube geliyor.

***

 

Şehir Fısıltıları

 

● Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi’nin oturduğu evin tapusunun Bizans Magnaura Sarayı’nın kalıntıları üzerinde olduğu gerekçesiyle iptal edilecek olması bölgedeki bütün mülk sahiplerini endişelendirmiş. Çok geniş bir alana yayılan saray kalıntılarının üzerinde daha pek çok ev ve işyeri yer alıyor.

***

Yeni İstanbul Ansiklopedisi


Küçük Ayasofya


MS 500’lerde Ayasofya’nın küçüğü olarak yaptırılmış kilisedir. Daha sonra camiye çevrilen mekânın etrafında kurulan mahallede bugün hat, tezhip, ebru gibi İslami sanatların icra edildiği pek çok atölye vardır. Mahalledeki atölyelerde bu sanatların üstatları tarafından seminerler de verilir. Caminin içinde her zaman ney seslerinin yükseldiği şirin bir çay bahçesi bulunur. (Ertan Altan/ Taraf)

 

İlgili Haberler