BM ve Arap Birliği Özel Temsilcisi El Ahdar İbrahimi 2 gündür Şam’da resmi temaslarını sürdürüyor.
Suriye’de hem askeri hem de siyasi sürecin tıkandığı bir dönemde gerçekleşen bu ziyaret, sızan bazı haberler ve öne sürülen iddialar nedeniyle beklentileri yükseltti. İddialara göre İbrahimi Şam’a bir yol haritası önerisi ile geldi.
Yol haritasında, “Devlet Başkanı Beşşar Esed’in görev süresinin dolduğu 2014’e kadar görevine devam etmesi ancak 2014 seçimlerinde aday olmaması” öngörülüyor.
Bu çerçevede, “Esed yetkilerinin büyük kısmını muhalif ve mevcut yönetimden isimlerin katılımıyla kurulacak geçiş hükümetine devredecek. Ülke, yeni kurulacak hükümet tarafından yönetilecek.”
Muhalefet: Esed'le olmaz
Ne İbrahimi ne de Suriye yönetimi tarafından yol haritasına ilişkin açıklama yapıldı ancak ülke dışındaki muhalif oluşumlardan tepkiler gelmeye başladı.
El Cezire’ye açıklama yapan Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Başkanı Muaz El Hatip, “Esed’in göreve devam etmesini öngören bir öneriyi kabul etmeyeceklerini” belirtti.
Dış muhalefetin önemli isimlerinden Heysem Malih, “planı kabul etmeleri halinde halk karşısında meşruiyetlerini yitireceklerini” söyledi.
Arap basınına konuşan SMDK üyelerinden Ahmet Ramazan, “sivil ve askeri muhaliflerden oluşan bir geçiş hükümeti kurulması gerektiğini” kaydetti.
Muhalefetten gelen açıklamalar çerçevesinde, muhalefetin “Esed ve yönetimi ile hiçbir şekilde uzlaşmayacağız, işbirliği yapmayacağız” duruşunu koruduğu söylenebilir.
Ancak İbrahimi’nin yol haritası üzerinde Suriye krizine taraf olan ABD ve Rusya’nın uzlaştığı yönünde henüz resmi kaynaklarca teyit edilmeyen haberler bulunuyor.
Diğer taraftan SMDK Başkanı El Hatip’in Suriye’de faal olduğu uluslararası toplum tarafından da kabul edilen ve bu ülkeler tarafından terör listesine alınmaya başlanan El Kaide uzantılı Cephe El Nusra’ya ilişkin açıklamaları muhalefet açısından sorun teşkil edecek gibi görünüyor.
El Hatip, ABD’nin Cephe El Nusra’yı terör örgütleri listesine almaya yönelik girişimlerini eleştirmiş ve “kararın gözden geçirilmesi gerektiğini” söylemişti.
'Hangi muhalefet?'
Yol haritasının en önemli ve çetrefilli aşamasını muhalefet ve mevcut yönetimden isimlerin katıldığı bir geçiş hükümeti kurulması maddesi oluşturuyor.
Suriye yönetiminin dış sivil muhalefeti ve silahlı muhalefetin muhattap kabul edilmeyeceği yönünde birçok açıklaması bulunuyor.
Muhattaplık sorunu, dış sivil muhalefetten Burhan Galyun, Abdulbasit Seyda gibi isimlerin ülke içinde halk tabanlarının olmaması, SMDK’nın ülke içindeki her mezhep ve dini kapsayacağı yönünde söylemlerine karşın koalisyon başkanının Cephe El Nusra’ya ilişkin çıkışı, Özgür Suriye Ordusu’nun El Kaide’ye ilişkin net bir tavrının olmaması gibi nedenlerle büyüyor.
Yine Esed yönetimini destekleyenler ve muhalefete mesafeli durarak tarafsızlığını koruyanlar ülke içinde önemli bir kitleyi oluşturuyor.
Ülke yönetiminde “laikliğin korunacağı” yönünde tatmin edici bir tavrının olmamasının ve dış müdahale taleplerinde bulunmuş olmalarının muhalefetin ülke içinde taban oluşturmasını olumsuz etkilediği açık.
Suriye’de krizin başından itibaren ordunun bölünmediğini ve askeri yapılanmayı etkileyecek düzeyde kopma gerçekleşmediğini de hatırlatmak gerekir.
Bu faktörler göz önüne alındığında geçiş hükümetinde yer alacak muhalif isimlerin yönetim yanlısı ve tarafsızlar kitlesi ile ordu gibi kurumların da onay vereceği şahıslar olması gerekiyor.
Devlet Başkanı Yardımcısı Faruk Şara’nın son röportajı, “Suriye’yi yöneten kurumların krizi devletin devamı ve ülkenin bütünlüğü” çerçevesinde değerlendirmeye başladıklarını ortaya koyuyor.
Ülke yönetimine muhaliflerin katılması sürecinin en çetrefilli süreç olduğuna dikkat çekmiştik.
Bu noktada birkaç aydır ülke dışında yaşayan muhaliflerden Heysem Menna ve Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Cihad Makdissi’nin aralarında bulunduğu bazı isimler sıkça zikrediliyor.
Menna ülkedeki krizin askeri yöntemlerle çözülemeyeceğini savunuyor ve dış askeri müdahaleyi reddediyor.
Makdissi ise ülkeden ayrıldığı kesin olmakla birlikte ayrılış nedeni ve şekli konusunda spekülasyonlar yapılan bir isim. Ancak Makdissi’nin halk tarafından sevilen biri olduğu ve her mezhep ve dinden destek bulacağı söylenebilir. Yine dış sivil muhalefet ile “dış müdahale talebi” nedeniyle paralel hareket etmeyen iç muhalefetten birçok isim ön plana çıkıyor.
Silahlı muhalefetin durumu
İbrahimi’nin önceki ziyaretlerinin aksine son ziyaretinin krizden bunalmış olan halkta ümit ve beklenti yarattığı gözlenebiliyor.
Ancak ziyareti ve yol haritasını kendi aralarında konuşan halkın temel sorusu: “Silahlı muhalefet ne olacak? El Kaide’yi kim durduracak?”
Geçiş hükümetinde iç veya dış sivil muhalefetten hangi isimler yer alırsa alsın, yetkileri tamamen elinden alınsa bile Esed’in bir yıl daha Devlet Başkanlığı koltuğunda oturması “yönetimin muhalifler tarafından devrilemediği” psikolojik etkisini yaratacak.
Geçiş hükümetinin kurulmasının ardından Özgür Suriye Ordusu saflarında katılan onbinlerce savaşçının durumunun ne olacağı konusunda hiçkimsenin fikri yok.
Kriz süresince iki tarafın da kendine yakın görerek silahlandırdığı sivillerin durumu ve mevcut yasalarda “terörist” olarak değelendirilen kitlenin muhalif saflarda yer almayan halka “Suriye halkı” şemsiyesi altında entegrasyonu da önemli bir sorun olarak ortada duruyor.
Yol haritasının ve siyasi uzlaşı girişimlerinin başarısız olması ise Suriye’de geçtiğimiz 21 ayda yaşanan şiddetin toplamından daha kanlı günlerin habercisi... (Hediye Levent/ BBC Türkçe)