Sözcü gazetesi, TSK'daki cunta yapılanmasının düzenlediği darbe girişimi sırasında, TRT'de Tijen Karaş'ın okuduğu darbe bildirisinin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Başyaveri Ali Yazıcı ile birlikte Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde görevli 6 subay tarafından yazıldığını öne sürdü.
"FETÖ'cü subaylar darbe bildirisini Saray'da yazmış" başlığıyla yayımlanan haberde, "15 Temmuz gecesi TRT'de okunan darbe bildirisini, Erdoğan'ın başyaveri dahil en yakınındaki 6 subayın yazdığı ortaya çıktı" ifadeleri kullanıldı.
Asuman Aranca'nın imzasıyla yayımlanan (19 Temmuz 2016) haber şöyle:
"15 Temmuz gecesi TRT'de okunan darbe bildirisini, Erdoğan'ın başyaveri dahil en yakınındaki 6 subayın yazdığı ortaya çıktı
Sözcü yıllardır FETÖ'ye karşı iktidarı uyarmıştı. Hatta bunu AKP-Cemaat kol kolayken yapmıştı. Dinlemediler, alıp diplerine kadar soktular. Son darbe girişimi bunu bir kez daha gösterdi. Erdoğan'ın en yakınındaki 6 FETÖ'cü subay, darbeden tutuklandı"
15 Temmuz'da TRT'de okunan darbe bildirisi şöyleydi:
"Bu metnin, Tüm Türkiye Cumhuriyeti kanallarında yayınlanması Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir isteği ve emridir. Türkiye Cumhuriyeti'nin değerli vatandaşları, sistematik bir şekilde sürdürülen Anayasa ve Kanun ihlalleri devletin temel nitelikleri ve hayati kurumlarının varlığı açısından önemli, bir tehdit haline gelmiş Türk Silahlı Kuvvetleri de dahil olmak üzere devletin tüm kurumları ideolojik saiklerle dizayn edilmeye başlanmış ve dolayısıyla görevlerini yapamaz hale getirilmiştir.
Gaflet, dalalet hatta hıyanet içerisinde olan Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilikleri tarafından temel hak ve hürriyetler zedelenmiş Kuvvetler ayrılığına dayalı laik ve demokratik hukuk düzeni fiilen ortadan kaldırılmıştır. Devletimiz, uluslararası ortamda hak ettiği itibarını yitirmiş ve evrensel temel insan haklarının gözardı edildiği, korkuya dayalı otokrasi ile yönetilen bir ülke haline getirilmiştir. Siyasi idarenin aldığı hatalı karar ile mücadeleden geri durduğu terör tırmanarak bir çok masum vatandaşın ve teröristle mücadele eden güvenlik görevlerimizin hayatına mal olmuştur. Bürokrasi içindeki yolsuzluk ve hırsızlık ciddi boyutlara ulaşmış. Ülke sathında bununla mücadele edecek hukuk sistemi işlemez hale getirilmiştir.
Bu ahval ve şerait altında yüce Atatürk'ün önderliğinde milletimizin olağanüstü fedakarlıklar ile kurduğu bugünlere getirdiği Cumhuriyetimizin kurucusu olan Türk Silahlı Kuvvetleri Yurt'ta Sulh, Cihan'da Sulh ilkesinden hareketle vatanın bölünmez bütünlüğünü, milletin ve devletin bekasını devam ettirmek, Cumhuriyetimizin kazanımlarının karşı karşıya kaldığı tehlikeleri bertaraf etmek, hukuk devleti önündeki fiili engelleri ortadan kaldırmak milli güvenlik tehdidi haline gelmiş olan yolsuzluğu engellemek terörizm ve terörün her türlüsü ile etkin mücadele yolunu açmak temel evrensel insan haklarını mezhep ve etnisite ayrımı gözetmeksizin tüm vatandaşlarımız için geçerli kılmak laik, demokratik ve sosyal hukuk devleti ilkesi üzerine oturan Anayasal düzeni yeniden tesis etmek devletimizin ve milletimizin kaybedilen uluslararası itibarını yeniden kazanmak, uluslararası ortamda barış, istikrar ve huzurun temini için daha güçlü bir ilişki ve işbirliğini tesis etmek maksadıyla yönetime el koymuştur.
Devletin yönetimi, teşkil edilen Yurtta Sulh Konseyi tarafından deruhte edilecektir. Yurtta Sulh Konseyi, BM, NATO ve diğer tüm uluslararası kuruluşlar ile oluşturulmuş yükümlülükleri yerine getirecek her türlü tedbiri almıştır.
Meşruiyetini kaybetmiş siyasi iktidara görevden el çektirilmiştir."