Gündem

Siyasi partiler Mısır'da yaşananlar için ne dedi?

Mısır'da 200 kişinin haytaını kaybettiği 4 binin üzerinde yaralının olduğu olaylarla ilgili siyasi partilerden tepki geldi

27 Temmuz 2013 18:11


Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesine Türkiye'deki siyasi partilerden tekpi gecikmedi. İşte AKP, CHP ve MHP'nin Mısır'daki olaylara ilk tepkileri.

AKP Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Çavuşoğlu, "Maalesef darbenin çirkin yüzünü, iğrenç yüzünü Mısır'da da açıkça görüyoruz" dedi. Çavuşoğlu, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere ateş açması sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

 

Mevlüt Çavuşoğlu: Darbenin olduğu yerde hukuktan söz edilmez

 

"Darbelerden ve çok çekmiş bir ülke ve millet olarak, biz prensip olarak darbeye niye karşı olduğumuzu vurgularken bu endişelerimizi vurguluyorduk aslında" diyen Çavuşoğlu, "Çünkü bir yerde askeri darbe varsa burada insan haklarından, demokrasiden, hukuktan bahsetmek mümkün değildir" ifadelerini kullandı.

Darbelerin hukuksuzca insanları katledebildiğini vurgulayan Çavuşoğlu, şöyle konuştu:

"Bu bizim ülkemizde de zamanında oldu, maalesef darbenin çirkin yüzünü iğrenç yüzünü Mısır'da da açıkça görüyoruz. Oradaki askeri darbe sivil insanların üzerine acımasızca ateş açıyor, katliam yapıyor. Maalesef bunu da mübarek ramazan ayında şu mübarek günlerde yapıyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Burada ne yapılabilir, bugün Türkiye'de polis gaz kullanımında aşırıya kaçtı diye onların tabiriyle günlerce yayın yapanlar, manşet yapanlar Türkiye'ye demokrasi dersi vermeye çalışanlar, Türkiye'ye karşı ilan veren figüranlar, bakıyoruz Mısır'da bir askeri darbe var buna darbe bile diyemiyor. Bu askeri darbe kendi sivil halkı katlediyor, buna da göz yumuyorlar. Her şeyden önce darbelere karşı gerçek demokrasiyi savunabilmemiz için dünya genelinde, gerçek anlamda insan hakkından, demokrasilerden bahsedebilmemiz için bu ikiyüzlülükten ve bu çifte standarttan vazgeçmemiz lazım. Bu tür, darbe, katliamlar konusunda bütün dünyanın tek bir vücut olması lazım. Aksi takdirde birileri eleştirmiş, birileri başka bir şey söylemiş onun çok büyük maalesef ehemmiyeti yok. Ama bugün Mısır'da olanlara darbe bile diyemeyenler çok da fazla bir bu anlamda da maalesef bir şey beklememiz söz konusu değil."

 

Faruk Laloğlu: Ordunun görevi...

 

CHP Genel Başkan Yardımcısı Faruk Loğoğlu ise "Mısır ordusunun görevi kendi vatandaşlarına silahla saldırmak ve ölmelerine yol açmak değil, bütün Mısır vatandaşlarının hangi görüşte olursa olsunlar can ve mal güvenliğini sağlamaktır" dedi. Loğoğlu, Mısır'da güvenlik güçlerinin darbe karşıtı protestoların yapıldığı Rabiatul Adeviyye meydanındaki göstericilere müdahalesi sonucu 120 kişinin ölmesi, 4 binden fazla kişinin de yaralanmasıyla ilgili açıklamalarda bulundu.

Ordunun tavrının kesinlikle kabul edilemeceğini vurgulayan Loğoğlu, "Mısır ordusunun görevi kendi vatandaşlarına silahla saldırmak ve ölmelerine yol açmak değil, bütün Mısır vatandaşlarının hangi görüşte olursa olsunlar can ve mal güvenliğini sağlamaktır" dedi.

"Mısır ordusunun, özellikle de yönetime bir darbeyle el koydukları için birinci vazifeleri vatandaşların can ve mal güvenliğini sağlamaktır" değerlendirmesini yapan Loğoğlu, "Bunu yapmıyorlar ise yanlış yapıyor, tek taraflı hareket ediyorlar demektir. Buna mutlaka şu veya bu gerekçeyi göstererek, davranışlarını izah etmeye çalışacaktır ama bir ordunun silah vatandaşlarının canlarına kıymasını izah edecek hiç bir gerekçe olamaz" ifadesini kullandı

Parti olarak askeri darbelere karşı olduklarını ve kınadıklarını daha önce defalarca açıkladıklarını anımsatan Loğoğlu, Mısır'da orduyu, ülkeyi şiddetten uzak tutacak ve bir çıkış yolu oluşturacak çerçevenin etrafında toplanmaya çağırdıklarını kaydetti.

"İlla Mursi" şeklinde bir tutumun yanlış olduğunu ve bu durumun Mısır'daki kutuplaşmayı artıracağını savunan Loğoğlu, yapılması gerekenin ise Mursi yanlıları, Mursi karşıtları ve Mısır ordusuna itidal çağrısı yapmak olduğunu söyledi.

Başta Batılı ülkeler olmak üzere AB'den ve BM'den Mısır'daki şiddetin durmasına ilişkin bir açıklama yapılması gerektiğinin de altını çizen Loğoğlu, BM Güvenlik Konseyinin toplanması ve bir karar çıkarmasının zayıf bir ihtimal gibi durduğuna dikkati çekti. Loğoğlu, "Ancak BM'nin bir Başkanlık Bildirisi yayınlayarak Mısır'daki şiddeti hem kınaması, hem şiddetin durdurulması için Mısır ordusuna ve bütün taraflara bir çağrı yapması lazım" diye konuştu.

 

Memet Şandar: Müslüman müslümanı katlediyor

 

MHP Grup Başkanvekili Mehmet Şandır: "Bu, aynen Suriye'deki gibi gittikçe önlenemeyen bir iç savaşa dönüşür endişesindeyiz" dedi. "Büyük Ortadoğu Projesi'nin çirkin, vahşi yüzü Mısır'da bir daha ortaya çıktı" diyen Şandır, "Müslüman Kardeşler'i iktidara taşıyan küresel güçler, tekrar onu görevden alarak Müslümanı Müslümana kırdırmaktalar. Sonuç olarak Mısır'ı yıkmaktalar. Suriye, Irak nasıl yıkıldı, tahrip edildiyse şimdi sıra Mısır'a geldi. Ondan sonra sıra Tunus'a geliyor gibi görünüyor" değerlendirmesinde bulundu.

MHP olarak ilk günden bu yana "Arap Baharı" diye başlatılan sürecin demokratikleşme ve özgürlük getirme amacı taşımadığını, küresel güçlerin, küresel projelerinin uygulanması olduğunu dile getirdiklerini vurgulayan Şandır, şunları söyledi: "Büyük Ortadoğu Projesi uygulaması olduğunu ilk günden ifade etmiştik. Şimdi Mısır'da yaşanan son olaylar da göstermiştir ki bu Hristiyan Batı'nın, Müslüman dünyasına düşmanlığıdır. Mısır'da Müslüman Müslümanı katletmektedir. Bu, aynen Suriye'deki gibi gittikçe önlenemeyen bir iç savaşa dönüşebilir endişesindeyiz. Bu olaylar üzerinden Türkiye'yi de tehdit ederek, PKK ile uzlaşmaya, bu bölgede bir Kürt devleti kurulmasına da Türkiye'yi de katmaya çalışıyorlar. Yani Suriye'de, Mısır'da, Irak'ta yaşanan bu hadiselerin üzerinden Türkiye tehdit edilmekte. Türkiye, PKK'ya mecbur bırakılmakta, PKK'nın talepleri Türkiye'yi yönetenlerin eliyle gerçekleştirilmeye çalışılmaktadır. Amaç geçen yüz yılın ilk çeyreğinde kuramadıkları Kürt devletini, bu yüz yılın içerisinde kurmaya çalışmaktadır."

Ordunun sivil halka ateş açmasının da kabul edilemez olduğunu bildiren Şandır, "Bu tür olaylarda ordunun devreye girip ateş etmesi, vatandaşının üzerine kurşun yağdırması asla kabul edilemez. Hiç bir şekilde haklı ve meşru gösterilemez" dedi.

 

İlgili Haberler