Biber Gazı Yasaklansın İnisiyatifi, Güney Kore’den ithal edilen 1 milyon 900 bin adet biber gazı kapsülü siparişinin 100 bin adedini havayoluyla 19 Ocak’ta teslim edildiğinin ortaya çıkmasının ardından bir açıklama yaparak, yalnızca 2014’te az 8 kişi hayatını kaybetmesine, 453 kişinin yaralanmasına neden olan biber gazlarının kullanımının yasaklanması çağrısında bulundu.
1 milyon 900 bin adet biber gazı siparişinin maliyetinin 31 milyon 436 bin lirayı olacağını belirten İnisiyatif “Biber gazı ithalatını gerek can kaybı gerekse bütçe kaybı olarak her anlamda “kamuyu zarara uğratmak olarak” olarak gördüğümüzü, biber gazı kullanımının tüm dünyada ve ülkemizde yasaklanmasını sağlayıncaya kadar, başka bir dünya için mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz” ifadelerini kullandı.
Açıklamanın tam metni şöyle:
Daha önce de söyledik, Biber gazı değil “akıl ve vicdan ithal edilmesini istiyoruz!”
İthal edilen 1 Milyon 9 yüz bin biber gazı fişeğini TBMM’de görüşmeleri devam eden “İç Güvenlik” yasasıyla birlikte düşündüğümüzde yaşanabilecek kitlesel ölümlere dair endişelerimiz artıyor…
Basına yansıyan haberlere göre; “Güney Koreli DaeKwang’ın, Türkiye’nin kasım ayında verdiği 1 milyon 900 bin adet biber gazı kapsülü siparişinin 100 bin adedini havayoluyla 19 Ocak’ta teslim ettiği ortaya çıktı. Konuya yakın kaynaklara göre 650 bin adet gaz bombası ise 9 Şubat’ta Güney Kore’den Türkiye’ye doğru yola çıkmış olacak. Şubat bitiminde 750 bin adet biber gazı fişeğinin tamamı Türkiye’ye teslim edilmiş olacak. Kore’de biber gazı ihracatını onaylayan ya da durdurabilen kurum olan Kore Savunma Tedarik Ajansı (DAPA), DaeKwang’ın Türkiye’ye yapacağı 1 milyon 10 bin adet biber gazı kapsülü ihracatını Aralık 2014’te onaylamıştı. Türkiye’ye 19 Ocak’ta teslim edilen ve yakın zamanda teslim edilecek gaz bombalarının fiyatlarının kapsül başına 11-13 dolar arasında olduğu ifade edildiğinden, 1 milyon 10 bin adet gaz bombası için yapılacak ödemenin ortalama 12 milyon 625 bin dolar yani 31 milyon 436 bin lirayı bulması bekleniyor.”
Biber gazı adıyla anılan kimyasal silahın bir işkence aracı olduğunu, ölümcül olduğunu sürekli dile getiriyoruz. Bununla ilgili “sağlığa etkisi yoktur” diyen Emniyet Genel Müdürlüğü ve “çok fazla elma yerseniz o da zararlıdır” diyen Sağlık Bakanı’nın bilimsellikten uzak açıklamalarına karşın yaptığımız sempozyumlar ve deneyimlerimiz bu kimyasal silahın ölümcül etkilerini göstermektedir. 2014 raporumuza göre 224 gün gaza maruz kaldık, en az 8 kişi hayatını kaybetti ve 453 kişi yaralandı.
2015 için biber gazı alımlarımızın ana kaynağı olan Güney Kore’de DAPA ve MOFA yetkililerine fax, mail ve sosyal medyadan mesajlarımızı gönderdik, İstanbul, Londra ve Seul’da eş zamanlı basın açıklamalarımız oldu, imza kampanyaları yaygınlaştırıldı. Yapılan tüm bu eylemlilikler ile “Türkiye’ye biber gazı ihracatını durdurun. Şiddetin paydaşı olmayın” dendi.
Bu gelişmelerle eş zamanlı olarak biber gazını üreten Güney Kore’li firma DaeKwang’ın tesadüf odur ki yasadışı üretim, belgelerde sahtecilik ve yasadışı hammadde alımları ortaya çıktı. Yetkililer firmaya kapatma tebliği gönderip, inceleme başlatırken ihracat izinleri tartışma konusu oldu.
Tüm uyarılarımıza rağmen Güney Kore hükümeti’nin bu ihracatı onaylaması sebebiyle, kendilerinin de ülkemizde yaşanacak biber gazı kaynaklı tüm ölüm ve yaralanmalardan sorumlu olacağını belirtmek isteriz. Kendilerini Türkiye’yle yapılan anlaşmadaki onaylarını kaldırmaya davet ediyoruz.
Ülkemizi yöneten AKP hükümetini ise bugüne kadar neden olduğu ölüm, göz kayıpları ve ağır yaralanmalara rağmen ülkede “asayişi sağlamak” için milyonlarca liralık biber gazına sarılmaya devam etmesinden, halka karşı nefret ve öfke dolu tutumlarından dolayı kınıyoruz.
Kartopu oynarken bıçaklanmadığımız, kadın olarak var olduğumuzda sokakların, evlerin, toplu ulaşım araçlarının bizlere dar edilmediği, ekmek almaya giderken çocukların öldürülmediği, grevlerin “savunma sanayi zarar görmesin daha çok TOMA yapabilelim” denerek yasaklanmadığı, “laik bilimsel anadilde eğitim” taleplerinin, siyasilere yönelik eleştirilerin “hakaret” gerekçesiyle tutuklamalara dönüşmediği bir ülkede yaşamak istiyoruz.
İç Güvenlik yasası adı altında “polis devleti” kurulmasını da bu polis devletinin ismine uygun olarak “sunacağı hizmetin” herkese yetecek kadar biber gazı fişeği ithal etmek olmasını da kabullenmiyoruz.
Biber gazı ithalatını gerek can kaybı gerekse bütçe kaybı olarak her anlamda “kamuyu zarara uğratmak olarak” olarak gördüğümüzü, biber gazı kullanımının tüm dünyada ve ülkemizde yasaklanmasını sağlayıncaya kadar, başka bir dünya için mücadelemize devam edeceğimizi bildiriyoruz.