KCK Yürütme Konseyi Üyesi Zübeyir Aydar, ‘Öcalan’ın silah bırakma çağrısı yapacağı’ ve ‘Kandil-İmralı-HDP üçgeninde iç tartışma var’ iddialarını yalanladı. ‘Bir çözüm ortaya koymadan silahların bırakılmasını istemek bir dayatmadır’ diyen Aydar, yaşanan krizin nedeninin, hükümetin 15 Şubat’a kadar müzakere için adım atmaması olduğunu söyledi.
KCK Yürütme Konseyi üyesi ve eski Kongra Gel Başkanı Zübeyir Aydar, hükümet kanadından Abdullah Öcalan’ın PKK’nin silahları bıraktığına yönelik deklarasyon yayımlayacağına yönelik açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını söyledi.
Ahmet Şık'ın Cumhuriyet'te yayımlanan haberine göre, Yeni Şafak gazetesinden Abdülkadir Selvi’nin bir yazısında iddia ettiği Öcalan ile Kandil ve HDP arasında görüş ayrılığı olduğu iddialarını da yalanlayan Aydar, “Kürt hareketi tüm bileşenleriyle bütündür” dedi. Aydar, CHP’den HDP’yle birlikte bir seçim işbirliğine yönelik gerçekçi ve ciddi bir teklif gelirse kategorik olarak reddedilmeyeceğini söyledi.
Aydar’ın yanıtları şöyle:
- HDP’nin milletvekili listesinde adınız olacağı haberleri çıktı. Aday olacak mısınız?
Parti içinde yürüyen bir tartışma olmuş ama bu konu hakkında şu aşamada herhangi bir açıklama yapmayacağım.
- Son günlerde AKP kanadı ve medyasında, Abdullah Öcalan’ın silahlı mücadalenin sona erdiğini açıklayacağına ilişkin yorumlar yapılıyor. Abdülkadir Selvi’nin yazısında Öcalan’ın açıklamasının Kandil’den veto yediği iddiası da var. Bunlar ne kadar gerçeği yansıtıyor?
Bir görüşme trafiği var ve sürüyor. Son günlerde ne konuşulduğuna ilişkin detaylı bilgim yok. Ancak var olan durum AKP ve Selvi’nin dediği gibi değil. Öcalan’ın ortaya koymuş olduğu çözüm için müzakere hedefleri ve taslağı var. Ve bütün sürecin bir parçası olarak silahlı mücadeleyi siyasete dökmek olduğunun altı çiziliyor. Ama meselelerin çözümüne yönelik hiçbir siyasal adım atılmadan AKP cenahı bir algı operasyonu yapıyor. Tüm meseleyi getirip silahların bırakılması noktasına sıkıştırıyor. Siyasi ve kültürel haklar ile Türkiye’nin bütünlüklü olarak demokratikleşmesi konusunda bir çözüm ortaya koymadan silahların bırakılmasını istemek bir dayatmadır.
- KCK yönetiminden yapılan açıklama da aynı nedenlerle mi ortaya çıktı?
Kesinlikle öyle. Açıklamada da belirtildiği gibi 15 Şubat’a kadar birçok şey tartışılmış, çeşitli adımlar atılmış, çözüm önerileri sunulmuş ve müzakere aşamasına geçilmiş olmalıydı. Ancak AKP hükümeti öyle bir hava yaratıyor ki sanki kendileri verdikleri sözlere uymuşlar ve bir tek PKK’nin silah bırakması sorun olarak ortada kalmış. AKP’ye adım atması için çağrı yapılıyor. Eğer ki bu yapılmazsa biz de bir durum değerlendirmesi yapacağız.
- Yapılan açıklamalardan Kürt siyasal hareketinde bir ayrışma, çatlak varmış gibi bir anlam çıkıyor. Bir uyumsuzluktan bahsedebilir miyiz?
Başkan Apo ile Kandil’deki yönetimimiz ve parti ayrıymış, birbirine karşıymış gibi gösteriyorlar. Bunlar siyasi manevralardır. Kürt siyasal hareketi tüm bileşenleriyle bir bütündür. Kendi ruhuna uygun ve karşılıklı olması gereken bir süreç tek taraflı biçimde yürütülmeye çalışılıyor. Ama bilinsin ki böyle yürümez. Biz bu meseleyi açıklıkla, şeffaflıkla yürütmek taraftarıyız.
- Öcalan’ın çözüm için müzakereleri başlatacak taslağında neler var?
İçeriği hükümet tarafından dile getirilene kadar bizim açıklamayacağımıza dair sözümüz var.
- Sürecin başından bu yana içinde bulunan aktörlerden eski MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın görevinden ayrılması bir sorun yaratacak mı?
Hayır bu süreci olumsuz etkileyecek bir durum değil. Çünkü kişilerin sürecin bütününe yönelik bir etkisi yok.