Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, İsrail Meclisi tarafından kabul edilen ‘Yahudi Ulus Devleti’ kanununa karşı İslam İşbirliği Teşkilatı'na acilen toplanması çağrısında bulunarak, “Büyük İsrail hayali kuranlar bilsinler ki şartlar ne olursa olsun buna izin vermemek için ne gerekiyorsa yapacağımızdan şüpheleri olmasın” dedi.
Son kabul edilen yasanın ardından İsrail'e yönelik olarak 'kınamanın ötesine geçen ekonomik askeri ve siyasi yaptırımların bir an önce devreye sokulması gerektiği'nin altını çizen Karamollaoğlu, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“İsrail Meclisi’nin ‘Yahudi Ulus Devleti’ kanunu girişimini şiddetle telin ediyoruz. Bu tahrip ve tahrike yönelik çabaların ne uluslararası hukukta nede tarihin vicdanında hiç bir karşılığının olmadığını vurguluyoruz.
Kudüs ve Filistin bütün Müslümanların izzet ve şerefidir. İslam dünyası bu tür oldubittilere izin vermemek için derhal harekete geçmelidir. Bu konuda da en büyük sorumluluk İslam dünyası yöneticilerine aittir.
"Arap nüfusun dili ve dini hiçe sayılmakta"
Bölgede kurulduğu günden bu yana ‘Büyük İsrail’ devleti hedefi ile çalışan İsrail ne yazık ki, coğrafyamızdaki kargaşadan istifade ederek her geçen gün karanlık hedefine ulaşma çalışması içindedir.
Yahudi Ulus Devleti Kanunu ile Filistin’de yaşayan Arap nüfusun dili ve dini hiçe sayılmakta. Bununda ötesinde Müslümanların izzet ve şerefinin yegâne temsilgahı olan Kudüs İsrail’in başkenti ilan ediliyor.
"Kudüs bir İslam şehridir ve öyle kalmaya devam edecektir"
Buradan tekrar ediyorum ki Kudüs Müslümanların izzet ve şerefidir. Kudüs bir İslam şehridir ve öyle kalmaya devam edecektir. Büyük İsrail hayali kuranlar bilsinler ki şartlar ne olursa olsun buna izin vermemek için ne gerekiyorsa yapacağımızdan şüpheleri olmasın.
Bu coğrafyada barış ve huzurun tesisi için yapılacaklardan asla geri durmayacağız. Bu alınan elim karara karşı İslam ülkeleri olarak bir an önce İslam İşbirliği teşkilatı çatısı altında toplanıp bir önlem planı ortaya konulması elzemdir. İsrail’e karşı kınamanın ötesine geçilmeli, ekonomik askeri ve siyasi yaptırımlar bir an önce devreye sokulmalıdır.”