Politika

Savcılıktan İmamoğlu’na “terör” ve “yolsuzluk” iddiasıyla tutuklama talebi: “Örgüt lideri” dendi, YSK onaylı belediye meclis üyeleri de “terör suçuna” gerekçe gösterildi

İmamoğlu ile birlikte Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan, "kent uzlaşısı" kapsamında mahkemeye sevk edildi. İmamoğlu hakimlik kararını beklerken, CHP'nin adayı olduğu cumhurbaşkanlığı ön seçimi için oy verme işlemleri başladı

imamoğlu

22 Mart 2025 18:52

Güncelleme: 23 Mart 2025 14:43

T24 ANKARA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, 19 Mart'ta gözaltına alınan İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, İBB'ye yönelik soruşturmada kapsamında "terör örgütüne yardım" ve "yolsuzluk" suçlarından ayrı ayrı tutuklanmasını talep etti. Cumartesi günü adliyeye çıkarılan İmamoğlu'nun ifade işlerimleri sabaha kadar yaklaşık 13 saat sürdü. İmamoğlu ile birlikte, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Reform Vakfı Başkanı Mehmet Ali Çalışkan ve İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat’ın da "silahlı terör örgütüne yardım etme" iddiasıyla tutuklanması talep edildi. İmamoğlu'yla Çağlayan'da görüşen CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve eşi Dilek İmamoğlu," Ekrem Bey'in ifadesi bittikten sonra hakime hanım davet etti. İçeriye girdik 5-6 dakika orada birlikte sohbet ettik. Ekrem Bey, ailesini en kötüsüne hazırlayıp, bu sürecin Türkiye için büyük bir uyanışa sebebiyet verdiğini söyledi" dedi.  

İlk aşamada İmamoğlu'nun danışmanı ve İBB Medya AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun,  İstanbul Planlama Ajansı (İPA) Başkanı Buğra Gökce, İBB iştiraki Kültür AŞ Genel Müdürü Murat Abbas, eski Genel Müdürü Serdar Haydanlı, el konulan İmamoğlu İnşaat San. A. Şirketi Genel Müdürü Tuncay Yılmaz, İlbak Holding’in sahibi Ali İlbak, İBB Reklam Yönetimi Şube Müdürü Adem Tuncay, BVA Reklam AŞ’nin sahibi Ahmet Köksal ve Nuhoğlu Holding’in yönetim kurulu başkanı Ali Nuhoğlu'un da aralarında olduğu 19 kişi sevk edildikleri hakimlikçe tutuklandı. 

İmamoğlu soruşturmasında kim, kimdir?

İmamoğlu’nun “villasını satmakla” suçlanan Ali Nuhoğlu’nun ifadesi: Parseli ben satmadım, aramada ele geçirilen para, şirketin nakit bulundurabileceği paradan düşüktür!

19 Mart'ta gözaltına alınan İmamoğlu, 22 Mart günü saat 19.00'da savcılık ifadesi için Vatan Caddesi'ndeki İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nden Çağlayan'daki İstanbul Adliyesi'ne götürüldü.

Saat 21.50'de "terör" ve "yolsuzluk" iddialarına ilişkin olarak başlayan iki savcılık ifadesi yaklaşık 1,5 saat saat sürdü ve saat 23.20'de sona erdi.

Savcılık, 23 Mart'a dönülen gece, sabaha karşı saat 03.15'te İmamoğlu, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ve Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan tutuklama talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hâkimliği'ne sevk etti.

Hakimlik sorgusu, tutuklama talepli sevk saatinden 2 saat 25 dakika sonra saat 05.40'ta başladı ve tam 2 saat sürerek saat 07.35'te tamamlandı. 

“Örgüt lideri” dendi, YSK onaylı belediye meclis üyeleri de “terör suçuna” gerekçe oldu

Savcılar, sevk yazılarında “ihaleye fesat, kişisel verileri kaydetme, rüşvet ve örgüt kurma” suçundan tutuklanmasını talep ettikleri İmamoğlu’nun, Beylikdüzü Belediye Başkanlığı döneminde örgütün temellerini attığını öne sürdü.

Terör savcılarının tutuklama sevk yazısında ise İBB ve ilçelerdeki 18 belediye meclis üyesinin PKK ile bağlantılı oldukları, Kent Uzlaşısı kavramı adı altında İmamoğlu’nun desteklenmesi için bu kişilerin seçime kısa süre kala CHP’ye üye kaydı yaptırdıkları ifade edildi. Bu isimlerden birinin PKK’nın Kandil kampına giderek, silahlı terör örgütü üyesi olan kızıyla fotoğraf çektirdiğinin anlatıldığı sevk yazısında, 2014 tarihli bu fotoğraflara da yer verildi.

Sevk yazısında, İmamoğlu’nun, "Azad Barış adlı firari durumdaki örgütün alan sorumlusuyla irtibatı bulunduğu" da öne sürüldü. İmamoğlu’nun, “İlçe seçim kurulu ve YSK neden bu isimlere onay verdi?” şeklindeki savunmasıyla ilgili değerlendirme yapılmayan sevk yazısında, “Belediye başkanı seçilmek için Kent Uzlaşısı’na iştirak ettiği ve böylece örgüte yardım suçunu işlediği” öne sürüldü. Savcıların yolsuzluk suçları nedeniyle hazırladığı tutuklamaya sevk yazısında da İmamoğlu için “örgüt lideri” tanımı yapıldı.

Savcılık, İmamoğlu’nun başkan seçilmek için terör suçuna iştirak ettiğini öne sürdü, tutuklama istedi: YSK’nın onayladığı belediye meclis üyeleri, tutuklama gerekçesi gösterildi

Özgür Özel, Mansur Yavaş ve Dilek İmamoğlu Çağlayan'da

Savcılığın suçlamaları

İmamoğlu, dört günlük gözaltı süresinin ardından dün akşam saatlerinde İstanbul Çağlayan Adliyesi’ne getirildi. Hakkında iki ayrı suçtan gözaltı kararı bulunan İmamoğlu, önce terör bürosu savcısı tarafından sorgulandı. Emniyetteki ifadesinin aksine sorulara ayrıntılı yanıtlar veren İmamoğlu, bu ifadesi tamamlandıktan sonra bu kez yolsuzluk suçları nedeniyle farklı bir savcıya ifade verdi. Her iki ifade tamamlandıktan sonra savcılar ayrı ayrı değerlendirme yaptı. Her iki savcı da İmamoğlu için tutuklama talebinde bulundu.

Terör soruşturmasına ilişkin savcılık tutuklama sevk yazısında, “PKK/KCK terör örgütünün başta İstanbul olmak üzere metropol illerde etkinliklerinin arttırılması amacıyla fiilen 31 Mart 2024 tarihinde gerçekleşen yerel seçimlerde hayata geçirdiği "KENT UZLAŞISI" faaliyetiyle ilgili olarak terör örgütü yöneticilerinin söz konusu seçim öncesinde görüş ve talimatlarını terör örgütüne müzahir medya aracılığıyla ilettiği, ayrıca seçim sonrasında da bir kısım yöneticiler tarafından olgunun dile getirildiği” belirtildi.

Bu konuya ilişkin örgüt yöneticilerinin yaptığı açıklamaların sıralandığı yazıda, CHP 27. Dönem Milletvekili Yıldırım KAYA’nın, “terör örgütüne müzahir Medya Haber isimli yayın organında 11 Şubat 2025 tarihinde verdiği röportajda “Cumhuriyet Halk Partisi ile DEM, HDK ittifak yaparak İstanbul’da çok açık bir şekilde açık ara seçimleri kazandı” dediği anımsatıldı.

Fotoğraf: Furkan Karabay

Halkların Demokratik Kongresi (HDK) adlı yapının nasıl kurulduğunun anlatıldığı yazıda, farklı kentlerde yürütülen HDK soruşturmaları dosyalarına giren ifadelere yer verildi.

Yazıda, bu tespitler üzerine, Kent Uzlaşması yoluyla, terör örgütüyle anlaşma yapıldığı, bu anlaşmanın gereği olarak İstanbul’daki belediye meclis üyeleri ve bazı başkan yardımcılarının atandığı, bu isimlerin örgütle irtibatlarının bulunduğu, yerel seçimden kısa süre önce CHP’ye kayıt yaptırdıkları, Ataşehir ve Kartal Belediye Başkan Yardımcıları ile 8 İBB meclis üyesi olmak üzere toplam 10'unun hukuksal durumu ayrıntılı olarak anlatılan HDK verilerinde geçtiği ve HDK mensubu olduklarının tespit edildiği kaydedildi. Bu isimlerin tutuklandıkları vurgulandı. Bu isimler dışında 8 belediye meclis üyesinin de HDK haricinde terör örgütüyle irtibatlarının bulunduğu, toplam 18 belediye meclis üyesinin tutuklandığı ifade edildi.

Sancaktepe örneği

Sevk yazısında bu isimlerden Sancaktepe Belediye Meclis Üyesi Elif Gül’ün durumunun, konunun vahametinin anlaşılması açısından dikkat çekici olduğu vurgulandı. Bu kişinin, terör örgütünün kırsal alanında faaliyet gösteren kızını örgüte teslim ettiği ve Kandil bölgesinde diğer örgüt mensupları ile beraber fotoğraf çekildiğine dair tespitlere ulaşıldığı kaydedildi. Sevk yazısında bu fotoğraflara da yer verildi. Fotoğrafların 2014 tarihli olduğu da belirtildi.

Tutuklanan diğer belediye meclis üyelerinden elde edilen bilgilerin de sıralandığı yazıda, şu değerlendirme yapıldı:

“Soruşturma derinleştirilerek sürecek”

“Sonuç olarak yukarıda örnekleme olarak yer verilen şahısların KCK yürütüme kurulu üyesi Duran Kalkan’ın 2024 yerel seçimler öncesinde yaptığı açıklamada vücut bulan, kamuoyunda “KENT UZLAŞISI” olarak bilinen, terör örgütü mensuplarının metropol belediyelerine sızdırılması talimatı doğrultusunda ilimizdeki çeşitli ilçe belediyelerine yerleştirildikleri, çoğunun ayrıca İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olmalarının sağlandığı, şüphelilerin terör örgütünün mali yapısının desteklenmesi ve alan saha gücünün arttırılmasını ortak ve organize bir plan dahilinde hedefledikleri, soruşturma kapsamında ortaya koyulan deliller ile şüphelilerin HDK üyesi oldukları, Halkların Demokratik Kongresi (HDK)'nın legal görünümlü bir cephe yapılanması ve TBMM'ye alternatif bir meclis olduğu, hiyerarşik olarak PKK/KCK terör örgütünün sözde Türkiye Yürütmesi olan KCK/TDÖ parça örgütlenmesi altında siyasi alan yapılanmasının çatı yapısı olarak yer aldığı, benzeri bir oluşum olan DTK'nın Yargıtay 16. Ceza Dairesi'nin 02/12/2019 tarih ve 2018/4589 Esas- 2019/7385 Karar sayılı kararıyla PKK/KCK terör örgütünün unsuru olarak ayrıca terör örgütü olarak kabul edildiği, KCK yürütüme konseyi üyelerinin yukarıda ortaya koyulan talimat ve telkinlerinde "demokratik özerklik" amaçlarına ulaşmak maksadıyla hayata geçirilen "KENT UZLAŞISI" stratejisine HDK ve bileşenlerine hayati bir rol verildiği, bu kapsamda HDK'nın sosyal alandaki faaliyetleri ile eş güdümlü şekilde siyasal alanda da "KENT UZLAŞISI" modeli üzerinden metropol belediyelerindeki kritik noktalara HDK üyelerinin sızdırıldığı, nitekim şüphelilerin ifadelerine de kısmen yansıyan şekilde şüphelilerin siyasi tutum ve davranışlarının bu doğrultuda ve üst düzey örgüt yöneticilerin talimatına göre şekillendiği, bu kapsamda şüphelilerin PKK/KCK terör örgütünün uzantısı olan HDK içerisinde faaliyet yürüttükleri, KCK eş başkanları ve yürütüme konseyi üyesi olan üst düzey örgüt mensuplarının talimatları ile "demokratik özerklik" planını hayata geçirmek maksadıyla ilimiz ilçe belediyelerinde kritik konumlara getirildikleri ve bu şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi olarak görev yapmalarının sağlandığı anlaşılmakla terör örgütünün metropol illerde etkinliğini arttırma amacını haiz Kent Uzlaşısı faaliyetinin hayata geçmesi adına iştirakleri tespit edilecek diğer tüm şahısların deşifre edilmesi için soruşturmalarımız derinleştirilerek devam edecektir.”

Azad Barış faktörü

Sevk yazısında, firari Azad Barış adlı kişinin PKK siyasal alan yapılanması sorumlusu olduğu iddia edilerek, bu kişinin yüklü miktardaki hesap hareketleri özetlendi. Düzenli ve resmi geliri olmayan Barış’ın, buna rağmen adına kayıtlı 2 adet araç ve 3 adet gayrimenkul kaydının bulunduğu, bunlardan bir tanesinin de HDP Genel Merkez Ek binası olduğu, HDP ile olan tapu devri sırasında mevduat miktarının nasıl 21.000.000 TL’ye yükseldiğinin gelen veriden anlaşılamadığı, tüm bankacılık iş ve işlemlerin muvazaalı ve işleme konu paranın kaynağının şüpheli olduğu vurgulandı.

Anonim isimli bir sosyal medya kullanıcısının, “Yedili koolisyonun adayı Kılıçdaroğlu’nu destekleyen HDP’nin Diyarbakır Milletvekili adayı Azad Barış, seçimi kazanmaları halinde gerçekleştirecekleri planı itiraf etti: Özerklik kuracağız ve Afrin’i geri alacağız” paylaşımlarına yer verilen sevk yazısında, Ekrem İmamoğlu, Ahmet Özer, Mahir Polat, Resul Ekrem Şahan ve Murat Ongun’un Azad Barış ile irtibatlı oldukları ve kent uzlaşısı örgütsel faaliyetine iştirak ederek, “Silahlı Terör Örgütüne Yardım Etme” suçunu işledikleri kaydedildi.

Adli kayıt suç sayıldı

İmamoğlu ve diğer isimlerin Kent Uzlaşısı’na destek verdiklerine yönelik gizli tanık ifadeleri ve diğer ifadelerin özetlendiği sevk yazısında, İmamoğlu’nun 2018-2025 tarihleri arasında terör suçlarından adli kaydı olan 138 farklı kişiyle iletişiminin olduğu kaydedildi.  Belediye iştiraki şirketlerde işe alınan 21 kişinin de terör örgütleri ile iltisaklı olduklarına yönelik bilgilerin saptandığı vurgulandı.

“Bilerek iştirak etti”

Sevk yazısının değerlendirme bölümünde de şu tespitler yapıldı:

“Tutuklama istemiyle sevk edilen şüphelilerin PKK/KCK terör örgütü siyasal alan sorumlularından Azad Barış ile olan ortak, yoğun ve süreklilik arz eden ve örgüt mensubu ve belediye personeli olan tanık beyanlarını destekleyen 31/03/2024 tarihli seçime yakın dönemi öncesine ilişkin irtibatlarına dair içerikler, kendilerinin sair terör örgütü mensuplarıyla irtibatlarına dair tespitler, mali analiz raporları içeriği, Azad Barış ve firmalarının Kent Uzlaşısı faaliyetleri ve söylemlerine ilişkin açık kaynak tespit içerikleri, faaliyet doğrultusunda Belediyelere sızdırılan belediye meclis üyeleri ve başkan yardımcıları ile personellerden ibaret terör örgütü mensuplarının örgütsel bağlarına dair tespitler (yukarıda da vurgulandığı gibi bu tür diğer şahısların tamamıyla deşifresine ilişkin soruşturmalar devam etmektedir) bir arada değerlendirildiğinde; şüpheli İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İMAMOĞLU’nun diğer şüphelilerle birlikte yerel seçimlerde, belediye meclis üyesi listelerinin kendisinin onayıyla belirlenmesi, kendisinden habersiz belirlenemeyeceği olgusu da nazara alındığında kendisinin Belediye Başkanı seçilebilmesi amacıyla desteklenmesi karşılığında terör örgütünün yönetimince de ifade edilen metropollerde etkinliğinin arttırılması amacını taşıyan "kent uzlaşısı" faaliyetine bilerek iştirak etmek, bir kısım terör örgütü mensuplarının Belediyelerde etkili yerlerde görev alması, diğer bir kısım terör örgütü mensubunun veya öldürülen örgüt mensubu yakınlarının sözde değer ailesi tabir edilen yakınlarının kamu görevinde yer almasını sağlamak suretiyle Yargıtay kararlarında da ifade edilen her ne surette olursa olsun örgütün hareketlerini kolaylaştıran ve yaşantısını sürdürmeye yönelik eylemlere iştirak ederek üzerilerine atılı PKK/KCK terör örgütüne yardım etme suçunu işledikleri…

“Ahmet Özer’i tavsiye etti”

Yine şüphelilerden Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın kullanmış olduğu telefon ve dijital materyallerin şifresini kolluk görevlilerine vermedikleri, Reform vakfı kurucularından şüpheli Mehmet Ali Çalışkan'ın yanında cep telefonu olmadan eş zamanlı yakalama gözaltı tarihinden sonra kolluk görevlilerine teslim olduğu, bu şekilde ilişki ve irtibatlarının deşifresini engelleme amacında oldukları, yine dikkat çekici olarak şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun terör örgütü mensubiyeti nedeniyle kamu davası açılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i seçilmesi kendisinin tavsiye ettiğine dair beyanda bulunduğu anlaşılmakla; Şüphelilerin üzerilerine atılı suçu işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedenlerinin bulunduğu anlaşılmakla; tutuklanmalarına karar verilmesi kamu adına talep olunur.”

İmamoğlu’na örgüt liderliği suçlamasından tutuklama talebi

Yolsuzluk suçlarından sorgulama yapan savcı da İmamoğlu için tutuklama istedi. Savcının hazırladığı tutuklama talepli sevk yazısında, İmamoğlu’nun “suç örgütü lideri olduğu” öne sürüldü. İmamoğlu ve Murat Ongun’un da aralarında bulunduğu bazı isimler hakkında 18 Ekim 2024 tarihinde savcılığın re’sen soruşturma başlattığına değinilen yazıda, şüphelilerin birçok belediye iştirakinde usulsüz ihaleler, doğrudan temin veya hizmet alımı nitelikli işler üzerinden ihaleye fesat karıştırma, nitelikli dolandırıcılık, kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirme, rüşvet ve irtikap suçlarını örgütlü bir şekilde işledikleri iddia edildi.

“İmamoğlu lider, Ongun yönetici”

Sevk yazısında, “örgütün hiyerarşisi” başlığı altında, “örgütün tek söz sahibi olmakla birlikte, örgüt lideri ve yöneticisi tarafından verilen talimatların örgüt üyeleri eliyle gerçekleştirildiği, örgüt yöneticileri tarafından gizli toplantılar yapılarak, ihale verilecek şirketlerin önceden belirlenerek, ihale bedeli ve örgütün eline geçecek orana karar verildiği, tahsildar olan kişinin de bu toplantılara iştirak ettiği ve paraları da örgüt yöneticilerine teslim ettiği” ileri sürüldü.

“İmamoğlu liderliğinde, Murat Ongun’un yöneticiliğini yaptığı yapıda Medya A.Ş ve Kültür A.Ş üzerinde yakın çevresi aracılığıyla ihaleye fesat karıştırıldığı, hayali ihaleler ile kamu kurumu zararına dolandırıcılık faaliyetleri gerçekleştiği, naylon faturaların kesildiği” öne sürülen yazıda, yöneticiliğini Fatih Keleş’in yaptığı yapıda ise "kasa" olarak tabir edilen iş adamlarına ihalelerde ayrıcalıklar tanındığı, rüşvet veya irtikap neticesinde elde edilen gayrimenkullerin bu iş adamlarının üzerine verildiği, Keleş’in belediyeden alacaklarını tahsil etmek isteyen iş adamlarından "komisyon" adı altında paralar aldığı” iddia edildi. Yazıda, “yöneticiliğini Tuncay Yılmaz’ın yaptığı yapıda iş adamlarından temin edilenmen faatlerin İmamoğlu’nun ortağı olan şirketler üzerine alınarak kişisel zenginleşmesinin sağlandığı” iddia edildi.

“Örgütün temelleri Beylikdüzü Belediye başkanlığı döneminde atıldı”

“İmamoğlu liderliğindeki suç örgütünün temellerinin Beylikdüzü Belediye Başkanlığı dönemlerinde atıldığı” öne sürülen yazıda, İmamoğlu’nun o tarihten beri yanında bulunan ve kendisine tabi olan kişileri İstanbul Büyükşehir Başkanı olduktan sonra, Büyükşehir Belediyesinin birimlerinin iştiraklerinin başına getirdiği, yönetici niteliğindeki şüphelilerin suç örgütünün devamını sağlamak maksadıyla kendi alt yapılanmalarını oluşturdukları tespit edilmiştir” denildi. Belediye iştiraklerinden ödeme alan iş adamlarının İmamoğlu’nun ortağı olduğu inşaatlara para aktarımı yaptığı, İstanbul'da yaşayan vatandaşların kişisel verilerinin örgüt faaliyetleri kapsamında hukuka aykırı şekilde ele geçirildiği iddia edilen yazıda, “Bazı iş insanlarını para vermeye zorladıkları, para vermeyenlere idari yaptırımlar uyguladıkları, belediyenin iş ve ihalelerini maddi menfaat karşılığında kendileri ile irtibatlı iş adamlarına verdikleri, belediyeden alacağı olan kişilerin ödemesinin yapılması amacıyla kendilerinden "komisyon" adı altında para talep edildiği” ifadelerine yer verildi. 

Dolandırıcılık suçlaması

Yazıda, dosyada yer alan raporlardan, 2021- 2023 yılları arasında birçok ihaleye fesat karıştırıldığı, bu ihaleleri sadece kendilerine yakın kişilerin almasını sağladıkları, öne sürülerek, “bu kişilerin dikkat ekmemek adına yanlarında çalışan kişiler üzerine de bir çok şirket açarak Medya A.$ ve Kültür A.$’den yüksek bedelli işler aldıkları, bazı işlerin tek işlik olarak kurulduğu, sonrasında aktif ticari hayatinin olmadığı, bazı şirketlerin ise sadece naylon fatura kesmek için kurulduğu ve bu belirtilen fillerin hiyerarşik yapı içerisinde sürekli olarak kamu kurumu zarara dolandırıcılık suçunun işlendiği tespit edilmiştir” denildi. 

“Haksız zenginleşmeye sebep oldular”

İş verilen kişilerin sözleşmeye aykırı davranışlarına karşın haklarında para cezalarının uygulanmaması nedeniyle kamu zararına neden olunduğu ve bu kişilerin haksız zenginleşmesine sebebiyet verildiği iddia edilen yazıda, “Muvazaalı sözleşme ve hizmet alımları neticesinde örgüt mensubu kişilerin yetkilisi olduğu şirketlere aktarılan para, örgüt mensuplarının yanlarında çalışan kişilere veya yakınlarına şirket kurmak ve bu şirketlerden sahte fatura almak suretiyle, paraların alt şirketlere aktarıldığı, alt şirketler de kendi aralarında sahte faturalar keserek dolaştırılan paranın nakit çekilerek örgütün tahsildarlarına elden verildiği” ileri sürüldü.

“Reklam izni gayrimeşru ücrete bağlandı”

Özel mülkiyete konu reklam alanlarını kiralayan şirketlerin belediyeden reklam asılması için izin alması gerektiğinden belediyeye başvuru yaptığı, Belediye Kentsel Tasarım Müdürlüğü izin vermeye yetkili olduğu halde şirketlerin Kültür AŞ’ye yönlendirildiği ifade edilen yazıda, “Kültür A.Ş’nin izin verilmesi karşılığı şirketlerden ücret istediği, şirketlerin bu ücretleri Kültür A.Ş grafik tasarım bedeli vbaltında muvazaalı sözleşme imzalamak suretiyle şirkete aynı konulu fatura kestiği, aynı konulu fatura kestiği böylece reklam iznini gayrimeşru şekilde ücrete bağlamış olduğu, bu yöntemle Kültür A.Ş’nin reklam bütçesi harici bir bütçe oluşturarak örgüt mensuplarına ait şirketlere bu paraların muvazaalı sözleşmeler ile aktarıldığı ve yüksek miktarda kamu zararına sebebiyet verildiği tespit edilmiştir” denildi. 

“İmamoğlu tüm suçlardan sorumlu”

Yazının devamında, imara aykırı yapılaşmalara göz yummak maksadıyla örgütün kasası olarak tabir edilen iş adamlarının üzerine gayrimenkul alımı yapıldığı ve elden nakit para alındığı iddialarına yer verilirken, bu suretle kamu kurumu zararına dolandırıcılık suçu işledikleri ve milyarlarca lira kamu zararına neden oldukları öne sürüldü. MASAK, Vergi Denetim Kurulu ön raporunun ve tanık beyanlarından, öne sürülen iddiaların İmamoğlu ve diğer isimlerin emir ve talimatları doğrultusunda  hiyerarşik yapı içerisinde sürekli işlendiği belirtilen yazıda, “Örgüt kurucu ve yöneticisinin örgüt bünyesinde işlenen tüm suçlardan sorumlu olacağı” belirtilerek, İmamoğlu’nun “Suç Örgütü Kurma Yönetme, Rüşvet Almak, ihaleye Fesat Karıştırmak, Kişisel Verileri Hukuka Aykırı Ele Geçirme, Nitelikli Dolandırıcılık, İrtikap, Suç Gelirlerini Aklamak, Haksiz Mal Edinme ve Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçlarını işlediği hususunda somut delillere dayalı kuvvetli suç şüphesi bulunmaktadır” ifadeleri kullanıldı. 

 

İmamoğlu'nun iki ayrı ifadesi

İmamoğlu'nun 'kent uzlaşısı' kapsamında verdiği ifade, bir saaten uzun sürdü. İmamoğlu, terör soruşturmasına ilişkin sorgusunda "kent uzlaşısı" sorusuna, "Bana değil,  Türkiye'nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır" cevabı verdi. İmamoğlu, 'yolsuzluk' soruşturmasından alınan ifadesinde ise, "Namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanlarla mücadelemi hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim!" dedi.

Savcılıkta 'terör' suçlamasının delili olarak YSK onaylı belediye meclis üyeleri de sorulan İmamoğlu: Altı yıl önce kul hakkı yiyen kişi ve şürekâsı, milletin iradesini gasbetmeye devam etmektedir!

İmamoğlu’nun savcılıktaki 'yolsuzluk' ifadesi: Namusuma, haysiyetime leke getirecek uygulamaları yapanlarla mücadelemi hukuki zeminde sonuna kadar arayacağıma yemin ettim!

Ekrem İmamoğlu'nun gözaltından fotoğrafı, 19 Mart

 


Özgür Özel'den "Silivri'ye hazırlık" iddialarına yanıt

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu'nun eşi Dilek İmamoğlu, oğlu Selim İmamoğlu ve İyi Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu ile çok sayıda CHP yöneticisi ve üyesi de gece yarısı Çağlayan Adliyesi'ne gitti. Özel Çağlayan'da yaptığı açıklamada, "Silivri'de hazırlık olduğu" iddialarına yönelik olarak, "Silivri'yi akla koymamak gerekir. O ihtimal, Türkiye ekonomisini, Türk dış politikasını dibe batırır, Türkiye'nin iç huzurunu mahveder. Ne Meclis çalışıp bir şey yapabilir ne de bu ülkenin yarınları için adımlar birlikte atılır. Bütün uzlaşma ihtimallerini tüketirler. Bu gece Silivri'nin S'sine tahammülümüz yok" dedi. Özel'in bu videosunu paylayan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral ise, "Açıkça Türkiye Cumhuriyeti devletini tehdit ediyor" dedi.

 

İmamoğlu: Bizim evimiz Saraçhane, evimize sahip çıkın

Daha sonra Çağlayan Adliyesi'nden Saraçhane'ye gitmeye karar verdiklerini, karar göre geleceklerini söyleyen Özel, "Ekrem Başkan şu mesajı verdi: Bizim evimiz Saraçhane, evimize sahip çıkın!" dedi.

Özel, şunları söyledi:

"Biz Saraçhane'ye gidiyoruz arkadaşlar. Çünkü Ekrem Başkan Saraçhane size emanet, Saraçhane'yi yalnız bırakmayalım dediği için biz Saraçhane'ye gidiyoruz. Oradaki milletvekili ve yöneticilerimizle durumu değerlendireceğiz. Ümit ediyoruz savcılıktan mahkemeye sevk olmaz ama olduğu takdirde buraya gelip o süreci de takip edeceğiz. Bir bir buçuk saatlik bir bekleme süresi olacak herhalde çünkü tüm savcılıktan gelen ifadeler bir yerde toplanacak ve ona göre kim serbest, adli kontrol ya da tutuklama talebi varsa hakim karar verecek. O eyleme geçildiği halde mahkemeye tekrar geçeceğiz. Bize Ekrem Başkan şöyle sürekli mesaj veriyor; bizim evimiz Saraçhane, evimize sahip çıkalım."

İmamoğlu'nun avukatı Mehmet Pehlivan da, "Sayın Başkanımız İmamoğlu’nun savcılık ifadeleri tamamlandı. Savcılığın talebini bekliyoruz." açıklamasını yaptı. Pehlivan açıklamasında, "Bilinmeli ki, Fısıltılardan, ezber sözlerden, senaryo tanıklardan ve yalan dolu MASAK raporlarından ibaret bir soruşturma sadece adaletin haysiyetini yargılar." ifadesini kullandı.

 

 

Yoğun güvenlik önlemleri alındı

Dört gündür gözaltında olan İmamoğlu ve gözaltınadaki 90 kişi, Vatan Emniyet'ten 14 minibüslük konvoyla adliyeye getirilerek, eski 7. kattan savcılık katlarına çıkarıldı. İmamoğlu'nun Çağlayan Adliyesi'ne sevk edilmesinden hemen önce, Çağlayan yakınındaki yollar yarın sabah 08.00'e kadar kapatıldı.

Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde geniş güvenlik önlemleri alındı, adliye çevresinde çok sayıda polis ve TOMA bulunduruldu. Çağlayan'a getirilen şüphelilerin dışında, gözlemci olarak katılacak avukatların ise adliyeye girişi yasaklandı.

Adliyeye sevk edilenler arasında Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İBB Genel Sekreteri Mahir Polat, İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce ve Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan da bulunuyor.

İmamoğlu adliyede, halk destek için Çağlayan Meydanı'nda: Biz susarsak gelecek konuşamaz!

Eylem yasağı uzatıldı, "eylem yapması muhtemel kişilerin" şehre girişi yasaklandı

Bu sırada İstanbul Valiliği, yeni bir açıklama yaparak "İlimiz ilçelerinden veya çevre illerden ilimiz güzergâhını kullanarak bireysel ya da toplu şekilde kanuna aykırı eylemlere katılması muhtemel şahıs, grup ve araçların ilimize girişlerine ya da ilimizden çıkışlarına izin verilemeyecektir" dedi. 

Daha önce 23 Mart'a kadar her türlü gösteri ve yürüyüşün yasaklandığını duyuran Valilik, son açıklamasında kapalı ve açık yer toplantıları ile gösteri yürüyüşleri, çadır kurma, stand açma, oturma eylemi, imza kampanyası, anma töreni ve benzeri türdeki eylem ve etkinlikler ile el ilanı dağıtımı, pankart/afiş asılmasına yönelik yasağın 26 Mart saat 23.59'a kadar uzatıldığını duyurdu. 

Valilik kapsamı genişleyen yasakların sebebini "konusu suç teşkil eden eylemlerin önlenmesi, milli güvenliğin sağlanması, temel hak ve özgürlükler ile başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması, kamu düzeni ve güvenliği ile genel asayişin tesis edilmesi" olarak açıkladı. 

Özgür Özel: Saraçhane, Vatan ya da Çağlayan; bu gece her yerde olabiliriz; çok çok kötülük olursa Taksim!

İmamoğlu'ndan mesaj: Sandıklara sahip çıkın

Yüzlerce insan İmamoğlu'nun sevki sırasında Çağlayan Adliyesi önünde toplandı. Adliyeye sevk edilen İmamoğlu'nun sosyal medya hesabından paylaşılan mesajda ise, "Milletimize çağrımdır, ne olursa olsun yarınki sandıklara sahip çıkın. Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurbaşkanlığı Adaylığı Ön Seçim sandıklarının yanında dayanışma sandıkları da olacak. Burada herkes oy kullanabilecek. Unutmayın; sizlerden ve demokratik hakkınız olan oylarınızdan çok korkuyorlar. Not: Çocuklar sandıklara çizdikleri resimleri, şiirlerini güzel sözlerini atabilirler" denidi. 

19 Mart'ta gözaltına alındılar: Adliyeye sevk edilenler kim?

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, 31 yıllık diploması iptal edildikten 12 saat sonra, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı “yolsuzluk” ve “terör” suçlarından oluşan iki ayrı soruşturma kapsamında 19 Mart'ta gözaltına alındı.

İmamoğlu ile birlikte "suç örgütü kurmak" kapsamında “yolsuzluk” suçlamasıyla başlatılan soruşturmada, aralarında Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık ile İBB yöneticilerinin de olduğu 100 kişiye gözaltı kararı verildi.

Diğer bir soruşturma olan “kent uzlaşısı” nedeniyle "terör" suçundan ise İmamoğlu'nun yanı sıra, Şişli Belediye Başkanı Resul Ekrem Şahan, İBB Genel Sekreteri Mahir Polat’ın da olduğu 6 kişi hakkında gözaltı kararı çıktı.

İmamoğlu, İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun, Tuncay Yılmaz, Fatih Keleş, Ertan Yıldız, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, İstanbul Planlama Ajansı Başkanı Buğra Gökce, sanatçı Ercan Saatçive Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan'ın da aralarında olduğu 91 kişi gözaltına alındı. 

Tarihte bir ilk; İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 100 kişiyle birlikte gözaltı!

İmamoğlu soruşturmasında kim, kimdir?

 

İmamoğlu’nun 121 sayfalık ifadesinin büyük bölümünü sorular oluşturdu: Muhatap almıyorum, burada bulunmamın sebebi siyasi müdahale modelidir

İmamoğlu’nun “terör” soruşturmasından ifadesi: Kasıtlı bir pusu stratejisi! 'Kent uzlaşısı' DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır

 

İmamoğlu'nun yolsuzluk soruşturmasından verdiği ifade

İmamoğlu, gözaltındayken İstanbul Emniyeti Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadede, yöneltilen sorulara, “Aslında burada bulunmamın yegane sebebi hakkımda başlatılan bir siyasi müdahale ve mücadele modelidir” sözleriyle tepki gösterdi.

İmamoğlu’na, sorgusu sırasında kendi fotoğrafının en başta yer aldığı, gözaltındaki diğer 99 kişinin fotoğrafının da bulunduğu liste ve listenin en başında yer aldığı “örgütsel şema” gösterildi. İmamoğlu, bu kişileri tanıyıp tanımadığı ve ilişkileri sorulunca, “Şu anda cevap vermek durumunda olduğum muhtelif soruların içeriğini anlamış bulunmaktayım. Bu mücadele biçimi ne yazık ki bir yargı tacizi şeklinde tarafıma yıllardır sürdürülmektedir. Muhtelif çeşitleriyle hakkımda açılan davalar ve sürdürülen soruşturmalar, daha gözaltına alınmadan bir gün önce kreşlerin kapatılmasıyla ilgili tarafıma tebliğ edilen soruşturma belgesi gösteriyor ki, halkın iradesine saygı duymayan iktidar mensuplarının tarafıma yürütmüş olduğu müdahalelerin bir biçimiyle de şu an itibariyle karşı karşıyayım” dedi.

Soruların önemli bölümünü, savcılıkta ifade vereceğini söyleyerek yanıtlamayan İmamoğlu’na en ağır suçlamalar, üç gizli tanığın ifadelerine dayanılarak yöneltildi. Gizli tanıklar, CHP İl Başkanlığı için para toplandığını, 2019 seçimlerinden sonra İstanbulluların verilerinin toplanarak sonraki yerel seçimde bunların adaylara satıldığını, CHP kurultayında delegelere para dağıtıldığını, DEM Parti’ye desteği için para verildiğini öne sürdü.

İmamoğlu, bu soruların tamamına, “Muhatap almıyorum, şiddetle reddederim” yanıtını verdi. Sosyal medyaya yansıyan, İmamoğlu’nun danışmanı Murat Ongun’a ait ses kaydının da gizli tanık tarafından savcılığa verildiği, yasal dinleme ile elde edilmediği ortaya çıktı. İmamoğlu, ifadesinin sonunda, bu yöntemler için, “yasal tüm haklarımı hayatım boyunca arayacağıma, yargılanmaları için elimden geleni yapacağıma milletimin huzurunda söz veriyorum” dedi.

Gözlemci avukatlar, liste dışında oldukları için adliyeye alınmayacak

İmamoğlu'nun "terör" soruşturmasından verdiği ifade

İmamoğlu, "terör" soruşturmasındaİstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nde verdiği ifadede, kendisine yöneltilen “Yurt dışına illegal yollardan çıktınız mı” ve “Terör örgütleri içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren akrabanız veya yakınınız var mı” sorularına sert tepki göstererek, her iki sorunun da “ahlaksız ve kasıtlı” olduğuna vurgu yaptı. “‘Kent uzlaşısı’ ifadesi bana değil, bugün Türkiye’nin siyasi gündeminde yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır” diyen İmamoğlu, “Özellikle 2019 İstanbul seçimlerinde, ‘İstanbul İttifakı’ ve ‘Türkiye İttifakı’ ifadelerini sayısız kez kullandım. Başka bir siyasi partinin yaptığı tanımlar ve aynı duyguları paylaşan kişilerin durumu, kendilerini bağlar” ifadelerini kullandı.

CHP’nin İstanbul ve birçok ilde, ‘Türkiye İttifakı’ söylemiyle, kapsayıcı bir yerel seçim politikası izlediğinin altını çizen İmamoğlu, “Bu çerçevede, İstanbul ve Türkiye’nin çeşitli il ve ilçelerinde oluşturulan belediye meclis üyesi listelerine, her siyasi parti ve görüşten isimler dahil edilmiştir. Örneğin; İstanbul’da birçok ilçede, geçmişte başta AK Parti olmak üzere İYİ Parti, MHP, BBP ve DEM gibi farklı partilerde siyaset yapmış kişiler listelere alınmıştır” dedi.

Yakın çalışma arkadaşlarının, not almak amacıyla, kendisinin kullanımındaki iki cep telefonuna yanıt verdiğini söyleyen İmamoğlu, “Bu kadar çok terör örgütü üyesi tarafından arandığım iddia ediliyorsa ve ben, geçmişte birçok kez ölüm tehdidi almış bir kişi olarak uyarılmamışsam, bu durumu kasıtlı bir pusu stratejisi olarak değerlendiriyorum. Bu kasıtlı tutumu sergileyen kişiler ve ilgili kurumlar hakkında suç duyurusunda bulunacağımı açıkça beyan ederim” ifadelerini kayda geçirdi.

 

Murat Ongun'un ifadesi

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun danışmanı ve Medya A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Murat Ongun, Mali Suçlarla Şube Müdürlüğü'nde verdiği ifadede, yöneltilen sorulara, ‘’Sosyal medya trollerinin ve bir takım odakların hakkımda uydurduğu iftiraların tarafıma devletimizin savcılık makamı tarafından sorulmuş olması beni derinden üzmüştür’’ yanıtını verdi. Ongun’a gözaltına alındığı isimler ve 33 firma sorularak ilişkisi olup olmadığı soruldu. Ongun kişilerin çoğunu çalıştığı kurumdan tanıdığını dile getirerek, hiç kimseyle ticari bir ilişkisinin olmadığını belirtti.  

Ongun’a sorulan soruların önemli bölümü ve en ağır suçlamalar, İmamoğlu’nun ifadesinde olduğu gibi üç gizli tanığın ifadelerine dayanılarak yöneltildi. Gizli tanıklar, CHP İl Başkanlığı için para toplandığını, 2019 seçimlerinden sonra İstanbulluların verilerinin toplanarak sonraki yerel seçimde bunların adaylara satıldığını, CHP kurultayında delegelere para dağıtıldığını, kimi gazetecilerin finanse edildiğini, bazı ihalelerin tanıdıklara verildiğini, ihalelerde komisyon alındığını ve ihalelerin kime verileceğine yönelik toplantı yapıldığını ileri sürdü. Ongun bu soruların hepsine, ‘’Tanığın ismi bana bildirilmediği için hangi husumetle yapılmış bir iftira olduğunu söyleyemiyorum’’ yanıtını vererek, iddiaların hepsinin gerçek dışı ve yalan olduğunu söyledi. Ongun’a Emrah Bağdatlı ve Mustafa Nihat Sütlaş ile ilişkisine yönelik sorular yöneltildi.  

Ongun’a ayrıca, Ekrem İmamoğlu ile neden ortak baz kayıtlarının olduğu soruldu. Ongun’a sorulan sorulardan biri de gizli tanığı Dilek İmamoğlu ile ilgili verdiği ifade oldu. Ongun, gizli tanığın ifadesindeki “Kendi hayatını sürdürebilmesi için İstanbul Vakfı Dilek İmamoğlu’nun kontrolüne verilmiştir’’ sözlerine yanıt olarak, ‘’İstanbul Vakfı ya da başkanımızın eşi Dilek hanımın adının ilk kez reklam işine karıştırıldığını üzülerek duydum’’ dedi.  

Ongun’un ifadesinde soruların büyük bölümü gizli tanıklara dayandırıldı: ‘’Trollerin iftiralarının sorulması beni derinden üzdü’’ 

 

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın ifadesi

İBB soruşturmasında gözaltına alınan Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın emniyetteki ifadesi yaklaşık 2 saat sürdü. Şahan ifadesinde bugüne kadar hakkında işlem yapılmadığını, PKK/KCK terör örgü içerisinde aktif olarak faaliyet gösteren yakını bulunmadığını söyledi.

Eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış'ı tanıyıp tanımadığı soruldu. Şahan, "İfademe başvurulan soruşturma kapsamında bana yöneltmiş olduğunuz suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben hiçbir terör örgütü yöneticisinin emir ve talimatı ile hareket etmedim ve etmem. Benden suçlu çıkmaz. Başta el koyma ve arama kararı ve bu karara dayanarak yapılan hukuka aykırı el koyma işlemlerine karşı yapmış olduğumuz başvuru ve itirazlara halihazırda cevap verilmemiştir. Bu çerçevede hukuka aykırı bir şekilde el konulan dijital dokümanların hukuka aykırı mahiyetini bir kez daha ifade etmek istiyorum. Ben hiçbir suç işlemedim. Hakkımdaki asılsız delillere dayanan mesnetsiz suçlamaları reddediyorum. Bana soru olarak yönelttiğiniz isnatlara karşı detaylı savunmalarımda soruşturma savcısına ayrıntılı cevap vereceğim. Burada da gerekli gördüğüm sorulara cevap vereceğim." dedi.

"İl ve ilçe belediyelerinin başkan yardımcıları ile belediye meclis üyelerinden 18 kişinin terör kayıtlarının bulunması, bu kişilerin 2024'teki yerel seçimlerden önce HDP'den, CHP'ye üye olarak geçmeleri ve karar alıcı mekanizmalarda yer almalarının sağlanması" iddialarına ilişkin, "İfade işleminin devamındaki sorular da yöneltildikten ve tarafıma isnat edilen tüm suçlamalara vakıf olduktan sonra, savunmanın bütünlüğü çerçevesinde detaylı bir şekilde beyanda bulunacağım." dedi.

Şahan, 2018-2025 yıllarına ait HTS kayıtları doğrultusunda, terör suçlarından hakkında adli ve idari işlem bulunan 90 kişiyle irtibatı bulunmasına ilişkin soruya ise "Bana sormuş olduğunuz bu soruya dayanak gösterilen HTS verileri tarafıma gösterilmedi. Baz istasyonu verilerinin gerçekliğini teyit edebileceğim bir bilgi elimde bulunmamaktadır. Kamuoyuna yansıyan birçok soruşturma sürecinde yaşandığı üzere, HTS teknik verilerinin güvenilirliği, yorumlama yöntemi sebebiyle, olumsuz anlamlar çıkarılması konusunda ciddi şüphe ve endişelerim bulunmaktadır. Bu sebeple bu soruya ilişkin ayrıntılı savunmamı savcılık ifadem sırasında vereceğim." ifadesini kullandı.

GİZLİ TANIKLARIN İFADELERİ SORULDU

Şahan'a, gizli tanık "İlke"nin, "2024 Yerel Seçimlerinde DEM Parti'nin seçimlerde CHP'yi desteklemesi için sağlanan para trafiği Murat Ongun tarafından gerçekleştirildi. DEM ile CHP arasındaki bağlantıyı ise Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat ile Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan ve Ekrem İmamoğlu'nun kurduğu Reform Enstitüsü Direktörü Mehmet Ali Çalışkan sağladı. DİAYDER isimli dernek üzerinden alımlara da Mahir Polat'ın aracı olduğu konusuyla ilgili kamuoyunda haberler yansıdı. Dernek kapsamında terör örgütü ile bağlantılı kişiler bulunuyordu. Bu kişiler işe alındı." ifadeleri soruldu.


Gizli tanık "Meşe"nin de "Resul Emrah Şahan, Beylikdüzü Belediyesi oluşumunun bir parçasıdır. İBB'de ilk görevine BİMTAŞ AŞ'de başlamıştır. Emrah Şahan 2020 yılında Marksist yapıda bir solcu, aynı zamanda böyle kitlelere destek veren bir insandı. BİMTAŞ Genel Müdürlüğü döneminde bu tip yapıların, İPA ve BİMTAŞ'ta yer bulmasına olanak sağlamıştır. Kendisi radikal solcu bir insan olup PKK sempatizanı olduğunu da biliyorum. BİMTAŞ'tan sonra İstanbul Planlama Ajansının (İPA) başına geçti. İPA'yı yeni bir rüşvet çarkı oluşturmak için kurdular. Resul Emrah Şahan buradaki personel alımlarında ağırlıklı olarak PKK sempatizanı kişileri işe aldı. İPA'nın ilk oluşumu kendisi tarafından yapılmıştır. İPA'nın ilk günden itibaren yürüttüğü tüm projelerin stratejik yol haritası kendisi tarafından çıkarılmıştır. Sonrasında büyük bir imaj değişikliğine giderek Şişli Belediye Başkan adayı olmuş ve en son yapılan seçimlerde Şişli Belediye Başkanı olmuştur." şeklindeki beyanına Şahan'ın cevap vermesi istendi.

Yine "İfade işleminin devamındaki sorular da yöneltildikten ve tarafıma isnat edilen tüm suçlamalara vakıf olduktan sonra savunmanın bütünlüğü çerçevesinde detaylı bir şekilde beyanda bulunacağım." diye cevap veren Şahan, ayrıca şunları söyledi:

"Gizli tanık beyanlarını, hem IPA ile ilgili hem diğer tüm alanlarla ilgili kabul etmiyorum. Belediye başkanı olarak tek derdim Şişli'nin gerçek sorunları ile ilgilenmek, bu kentin bu ülkenin gerçek sorunlarına ilişkin çözümlerde çok çalışarak bir nebze katkıda bulunmaktır. Reform Enstitüsü hem entelektüel çalışmalar, araştırmalar yapmak için kurulmuş objektif bir düşünce kuruluşudur. Azad Barış ile 2019 sürecinde HDP resmi görevlisi iken İBB'de yaptığı resmi görüşmelerde tanıştım. Sonrasında Azad'ın eşiyle akraba olduğumuz (kan bağı değil), eşinin teyzesi Ankara'da okumama çok fayda sunan, benim için çok değerli bir öğretmendir. O ilişkiyle yeniden tanıştık. Benim ismi geçen terör örgütleri ya da mensupları ile ne bir tanışıklığım ne bir ilgim ne de bir bilgim vardır. Anılan örgütlerin kısaltmalarının açılımlarını bile bilmem. Atılan suçlamaları kabul etmiyorum. Daha ayrıntılı beyanımı savcılıkta vereceğim."

 

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın ifadesi

Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın emniyetteki ifadesine ulaşıldı. Şişli'de "neredeyse her 10 kişiden 7'sinin oyunu alarak" belediye başkanı seçildiğini söyleyen Şahan, "Benden suçlu çıkmaz" dedi. "Anılan örgütlerin kısaltmalarının açılımlarını bile bilmem" diyen Şahan'a dosyaya eklenen "gizli tanık" ifadeleri de soruldu. Şahan, "Gizli tanık beyanlarını hem IPA ile ilgili hem diğer tüm alanlarla ilgili kabul etmiyorum" derken avukatı Hüseyin Ersöz de müvekkiline yöneltilen suçlamaların "mesnetsiz ve dayanaksız" olduğunu söyleyerek suçlamalara delil olarak gösterilen gizli tanık beyanlarının "somut bir tespite ya da iddiaya dayanmadığını" ifade etti. 

Şişli Belediye Başkanı Şahan, ifadesinin başlangıcında "neredeyse her 10 kişiden 7'sinin oyunu alarak" Şişli Belediye Başkanı seçildiğini hatırlattı. "İfademe başvurulan soruşturma kapsamında bana yöneltmiş olduğunuz suçlamaların hiçbirini kabul etmiyorum. Ben hiçbir terör örgütü yöneticisinden emir ve talimatı ile hareket etmedim ve etmem." diyen Şahan, "Seçim sürecinden suç ya da suçlu çıkarılmaya çalışması beyhudedir. Ben Atatürk ilkelerine göre yetişen ve milletin ahlaki değerlerini çok iyi bilen biriyim. Benden suçlu çıkmaz." ifadelerini kullandı. 

Eski HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Azad Barış'la irtibatta olduğu ve ortak baz kaydının olduğu sorusunu yanıtlayan Şişli Belediye Başkanı, 2019'da HDP'de resmî parti görevlisiyken Azad Barış ile tanıştıklarını anlatarak "Benim ismi geçen terör örgütleri ya da mensupları ile ne bir tanışıklığım ne bir ilgim ne de bir bilgim vardır. Anılan örgütlerin kısaltmalarının açılımlarını bile bilmem" dedi.

 

 

 

 
 
 

İmamoğlu'nun inşaat şirketine el konuldu

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, MASAK raporları uyarınca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun ortağı olduğu İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş.'ye sulh ceza hakimliği kararı ile el konulduğunu açıkladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, MASAK raporları uyarınca İmamoğlu'nun ortağı olduğu İmamoğlu İnşaat Ticaret ve Sanayi A.Ş'ye el konması talebinde bulunduğunu ve Sulh Ceza Hakimliği'nin talep yönünde karar verdiğini açıkladı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığından yapılan açıklamada şöyle denildi:

"19/03/2025 tarihinde soruşturma kapsamında temin edilen MASAK raporları uyarınca şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun ortağı olduğu İMAMOĞLU İNŞAAT TİCARET VE SANAYİ ANONİM ŞİRKETİ'ne Cumhuriyet Başsavcılığımız talebi üzerine sulh ceza hakimliği kararı ile el konulmuştur."