Gündem

HDP: Binlerce Kürt siyasetçi cezaevlerinde rehin tutuluyor ama Kürt sorunu yok diyorlar

“Türkiye'deki iktidar değişimlerinin sebeplerinin başında Kürt sorunu konusunda takındıkları tutum belirleyici oluyor”

06 Ekim 2021 15:42

HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, iktidarın “Kürt sorunu yoktur” tutumuna karşı sitem etti. “Bu kadar akli bir duruşla davet ediyoruz. Bir şey yoksa niye aksini ispat etmeye çalışıyorsunuz?” diyen Beştaş, “Şu an Kürt siyasetçiler yıllardır rehin tutuluyor. 4 Kasım yaklaşıyor öncesinde de sonrasında da operasyonlarla binlerce Kürt siyasetçisi cezaevlerinde rehin tutuluyor ama Kürt sorunu yok diyorlar. İnsanların doğduğu topraklarda aç ve işsiz kalması için can atanlar sorunu çözdük diyorlar. Bir sorunun farkında olmayanlar, fark etmeden tarihin çöplüğüne gitti. Türkiye'deki iktidar değişimlerinin sebeplerinin başında Kürt sorunu konusunda takındıkları tutum belirleyici oluyor” ifadelerini kullandı.

TIKLAYIN - Erdoğan: "Yok Kürt sorununu çözmektir, yok şudur, yok budur… " Türkiye’de böyle bir sorun yok

Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündemde ilişkin şu değerlendirmelerde bulundu:

"Madem ‘Kürt sorunu yok’ diyorsunuz o zaman neyi konuşuyorsunuz?"

Diğer bir mesele; Kürt meselesi. Biliyorsunuz, Meclis açılalı bir hafta oldu. Bu bir hafta içinde de 2-3 kezdir “Kürt sorunu yoktur” diye inkâr ile karşı karşıyayız. Garip, “herkes çözüm iradesi Meclis’tir” dediği için iktidardan panikle, garip bir hezeyanla Meclis’te peşpeşe inkar açıklamaları yapılıyor. Olmadığını iddia ettikleri sorun hakkında konuşmaktan dillerinde tüy bitti. Madem “Kürt sorunu yok” diyorsunuz, o zaman neyi konuşuyorsunuz? O zaman neden nefes tüketiyorsunuz. Bir meselenin olmadığını kanıtlamaya çalışmak o meselenin varlığını kabul etmek anlamına geliyor. Bu kadar akli bir duruşla davet ediyoruz. Bir şey yoksa niye aksini ispat etmeye çalışıyorsunuz? Güzel meşhur bir hikaye var. Zamanında bir Kürt heyeti, Mısır’da bir devlet yetkilisini ziyaret ediyor. Bunu duyan Türk Büyükelçisi büyük bir şok içinde yöneticinin makamını basıyor ve "destursuz bir şekilde içeri dalıyor ve Kürtlerle görüşemezsiniz" diyor. Şaşıran Mısırlı yetkili gayet sakin bir şekilde soruyor, “sizin ülkede Kürt var mı” diyor “tabi ki yok” diyor büyükelçi cevap olarak. “Peki dilleri var mı konuşabiliyorlar mı TV'lerde yer alıyorlar mı” diye soruyor, “hayır tabi ki yok” diye cevap veriyor. Yönetici çok açık bir şekilde ifade ediyor; “madem Kürt yok, dili yok siz o zaman neye itiraz ediyorsunuz?” Şimdi de aynı durumla karşı karşıyayız. “Sorun yok, sanal bir sorundur” diyenler kendilerini helak ettiler. Tabi ki onlara üzülmüyoruz.

"Kürt inkârı çok sistematik bir hal almaya başladı"

İnkâr, çok sistematik bir hal almaya başladı. Sorun çok ciddi olduğu için trajikomik, mizaha konu olabilecek örnekleri vermekten özellikle kaçınıyorum ama açıkçası; sarı, kırmızı, yeşil olduğu için trafik ışıklarını bile neredeyse yasaklayacak bir mentaliteyi öncelikle ciddiyete davet ediyoruz. Bu ciddiyetle sorunun çözülmesi gerektiğini önemle ifade ediyoruz. Kürt meselesi tarihi bir meseledir. Ve bu ciddi olmayanları, halk ciddiye almayacaktır. Bunu hiçbir zaman unutmasınlar. İnkar siyaseti yürütenler unutulucaklar ama Kürt sorunu çözülecek ve Türkiye demokratikleşecek. Bunu biz de bir kez daha ifade edelim. Toplumu bölerek ülkeyi küçültüyorlar, parçalayarak güçsüz kılıyorlar, saplantı ve komplolarla demokrasiyi yerle yeksan ediyorlar, sonra da kalkıp “Kürt sorunu kalmadı” diyorlar. Ciddi olun! Japonya’da açılan Kürtçe kurs için Dışişlerini devreye sokarak iptali için başvuru yapanlar “sorun yok” diyorlar. Dünyanın öbür ucunda, Kürtçe kurs açılmış, Dışişleri Bakanlığı’nın başka işi gücü yok, bu kursu iptal ettirmek için devreye giriyor. Şimdi de çıkmış “sorun yok” diyorlar. Sorun yoksa ne işiniz var Japonya’da, niye Kürt dili ile uğraşıyorsunuz. Bunu sormak istiyorum ve ciddi olun diyorum. Ehmedê Xanî’nin Doğubayazıt’ta anıtını yıktılar, Mir Celadet Bedirxan’ın Siirt’te kütüphanesini kaldırdılar, İtalyan oyun Dario Fo’nun Kürtçe oyununu yasakladılar. Şimdi bu yasaklayanlar sorun yok diyor.

"Binlerce Kürt siyasetçi cezaevlerinde rehin tutuluyor ama Kürt sorunu yok diyorlar"

Osman Şiban ve Servet Turgutu helikopterden atanlar sorun yok diyorlar. Bunların hiçbiri sorun değil. Şu an Kürt siyasetçiler yıllardır rehin tutuluyor. 4 Kasım yaklaşıyor öncesinde de sonrasında da operasyonlarla binlerce Kürt siyasetçisi cezaevlerinde rehin tutuluyor ama Kürt sorunu yok diyorlar. İnsanların doğduğu topraklarda aç ve işsiz kalması için can atanlar sorunu çözdük diyorlar. Bir sorunun farkında olmayanlar, fark etmeden tarihin çöplüğüne gitti. Türkiye'deki iktidar değişimlerinin sebeplerinin başında Kürt sorunu konusunda takındıkları tutum belirleyici oluyor. Başta da söylemiştim, ciddiyetsiz yaklaşanlar, en ciddiyetsiz şekilde hafızalarda kaybolup gittiler, sizin de gideceğiniz yer orasıdır. Unutulacaksınız! Başka bir seçeneğiniz yok. Bu iktidarı Kürt sorununu ciddiye alan çözüm iradesi gösteren, Türkiye'nin demokratikleşmesini savunanlar devralacak.

"90’ların iş insanlarını hedef yapanları unutmadık"

Şunu da söyleyeyim; işyerleri, esnaflar hedef yapılıyor en son kebapçılar hedef yapıldı. Sorun çok ciddi olduğu için mizahi bir değerlendirme yapmaktan özellikle kaçınıyorum; ama 90’ların iş dünyasını, iş insanlarını hedef yapanları unutmadık. Bunu da hatırlatmak istiyorum. Bu konu daha çok tartışılacak.

"İnkar edilen sadece Kürt meselesi değildir"

Bugün aslında inkar edilen sadece Kürt meselesi değildir. Alevilerin, gençlerin, kadınların sorunları da inkar ediliyor. Türkiye’nin demokrasi sorunudur bu. Bu sebeple Kürt sorununun inkarının muhatabı sadece Kürtler değildir, 84 milyon Türkiye Cumhuriyeti yurttaşıdır. Bizler HDP olarak bu bilinçte Türkiye'nin demokratikleşmesi ve Kürt sorununun çözümünü esas alıyoruz. Partimizin bileşenleri ve üzerinde yükseldiği taban açısından bu sorunun hem taraflarından biridir hem de sorunun çözümüne ilişkin en birikimli ve donanımlı partilerin başında gelmektedir. Bu bize ağır bir tarihsel sorumluluk yüklüyor hem de Türkiye halklarının geleceği için çözümün acil ve ertelenemez bir görev olduğunu da önümüze koyuyor.


TIKLAYIN - Kemal Kılıçdaroğlu: Kürt sorununu HDP ile çözebiliriz

TIKLAYIN - HDP'li Sezai Temelli'den Kılıçdaroğlu'na "Kürt sorunu" yanıtı: Çözümün adresi ve asıl muhatabı İmralı'dır

TIKLAYIN - Demirtaş'tan Kürt sorunu tartışmalarına ilişkin açıklama: HDP muhataptır, çözümün adresi TBMM'dir

TIKLAYIN - Bahçeli: Türkiye’de Kürt sorunu diye bir sorun yoktur; ısrarla dayatıp iddia eden kim varsa kalbi Türk milletiyle bir atmayan namertlerdir

TIKLAYIN - Ali Babacan: Kürt meselesi vardır; Bağlar’da, Şemdinli’de, Cizre’de sokakta gezemeyenler bunu bilemez

TIKLAYIN - Erdoğan: 'Kürt sorunu' denilen meseleyi çözdük, istismar etmek isteyenlerin maskelerini düşüreceğiz