Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde basın danışmanlığını yapan Karar gazetesi yazarı Akif Beki, Independent Türkçe'nin de aralarında bulunduğu 18 siteye getirilen erişim engeline ilişkin, "Suudiler, hukuksuz bir şekilde sitelerimizi kapatabilir. ‘Biz yaptık oldu’ diyebilirler... Fakat biz hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasiyiz. Elimizi bağlayan özgürlük kanunları var. Aynı yöntemle misillemede bulunabilir miyiz? Çadır devletiyle çadır devleti olabilir miyiz? Farkımız nereden belli olacak? Karşılıksız ve yanlarına bırakmama duruşumuz, sırf missilleme için bulduğumuz bütün siteleri toptan yasaklamayı meşrulaştırır mı? Bir cevap verme gereği duymamız, bunu haklılaştırır mı?" düşüncesini dile getirdi.
Beki, "Dünya medyasında çıkan haberler derlenmiş, istisnasız hepsi şöyle yansıtıyor: O Türkçe siteler Suudilere missilleme olarak kapatıldı. Suudiler, TRT Arapça’yla Anadolu Ajansı sitelerine erişim yasağı getirmişlerdi. Ankara da Arabistan ve Emirlikler’in resmi ajanslarını kapatmakla sınırlamamış misillemeyi. Ne var ne yoksa, Suudi ve Emirlik sermayeli bütün siteleri bir seferde yasaklayarak cevap vermiş. Devletimizin azametiyle, büyüklüğüyle orantılı bir güç gösterisi olsun, gazabımızın şiddetini görsünler diye sanırım. Independent Türkçe dahil, 12’den fazla siteye erişim engellenmişti. Independent Türkçe, Rus sahipliğine geçmiş bir İngiliz medya grubuna ait. Ama yüzde 30’una Suudiler ortak edilmiş. Hedefe oradan girdiği anlaşılıyor. Kanuna aykırı içerik yayımlamaktan, kendisi bir yanlış yaptığından değil." ifadesini kullandı.
İngiliz medyası, ‘güçleri ancak sitelere yasak koymaya yetiyor’ diye savaşın taraflarıyla kafa bulmamış, hayır.
Kısasa kısas, dişe diş, siteye karşılık site kurallarıyla yürütülen bir savaşın ortasında Indepent Türkçe’nin nasıl kaldığına odaklanmışlar.
Ben de, bu misillemenin hangi kanuni yetkiyle yapıldığına odaklanmak isterim. Ve hangi demokratik hukuk devleti anlayışıyla...
Öyle ya, muhatabımız çadır devleti olabilir, aşiret ve kabile kanunlarıyla davranabilir...
Suudiler, hukuksuz bir şekilde sitelerimizi kapatabilir. ‘Biz yaptık oldu’ diyebilirler...
Fakat biz hukukun üstünlüğüne dayalı bir demokrasiyiz. Elimizi bağlayan özgürlük kanunları var.
Aynı yöntemle missillemede bulunabilir miyiz? Çadır devletiyle çadır devleti olabilir miyiz? Farkımız nereden belli olacak?
Karşılıksız ve yanlarına bırakmama duruşumuz, sırf missilleme için bulduğumuz bütün siteleri toptan yasaklamayı meşrulaştırır mı? Bir cevap verme gereği duymamız, bunu haklılaştırır mı?
Önce BTK, idari kararla engel koyuyor. Mahkeme kararı sonra geliyor. Yani istim arkadan yetiştiriliyor.
BTK’ya erişim engeli yetkisi, böyle kullansın diye mi verilmişti? Mahkemeden karar çıkartılana dek telafisi imkansız zararlar oluşturabilecek içeriklere anında müdahale için değil miydi o?
Süresinde mahkemeye onaylatma şartıyla tabii...
Oysa, mahkeme kararından sonra bile hala neye dayanılarak kapatıldıklarını bilmiyorlar. Independent Türkçe yöneticisi Nevzat Çiçek yazdı.
Bilinen tek gerekçe misilleme. O da BTK’ın re’sen müdahale, mahkemenin de yasaklama kararı için gösterebileceği bir yasal dayanak değil.
Misillemeyi 24 saat geciktirmekte, kişi haklarının ihlali ve kamu düzeninin bozulması açısından nasıl bir sakınca görüldü mesela?
Kanun düzeni, keyfiliğe müsaade etmez...
Maazallah yarın Arabistan iki vatandaşımızı haksız tutuklasa, İstanbul’da sokaktan Arap mı toplayacak polis?
Yazının devamı için tıklayın
Ne olmuştu?
Suudi Arabistan yönetimi, 13 Nisan’da Anadolu Ajansı (AA) ve TRT Arapça'nın internet sitelerine erişime engel getirdi. Türkiye'de de Independent Türkçe'nin aralarında olduğu 18 siteye erişim engeli getirilmişti.