Politika

Efkan Ala'dan yeni çözüm süreci tartışmalarına ilişkin açıklama: Normalleşmeyi artıralım, DEM Parti de PKK'yla arasına mesafe koysun

20 Ekim 2024 23:29

T24 Haber Merkezi

AKP Genel Başkan Vekil Efkan Ala, DEM Parti ile Cumhur İttifakı arasındaki diyalog iddiaları ile yeni çözüm süreci tartışmalarını değerlendirerek, "Birçok mesafe aldık. Şimdi ne yapıyoruz? Diyoruz ki daha fazla el birliği, daha fazla siyasi diyalog, daha fazla siyaset güçlensin. Normalleşmeyi artıralım diyoruz" dedi. Ala, "Beklentiniz ne? Mesela DEM Parti'nin PKK'yla arasına mesafe, PKK'yla ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna da "Koysun tabii. Düşünmeye lüzum yok ki. Eskiden ne diyordu? Arkamızda, arkalarında PKK vardı. İlişkiler kesilecek. Olduğu zaman da diyalog kurulamaz" yanıtı verdi

Eski İçişleri Bakanlarından AKP Genel Başkan Vekili Efkan Ala, Habertürk TV Genel Yayın Yönetmeni Mehmet Akif Ersoy'un gündeme dair sorularını yanıtladı.

Erdoğan yeniden aday olacak mı?

Ala, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir dönem daha aday olacağı iddialarına şu yanıtı verdi:

"Şimdi böyle şeyler, gereksiz tartışmalar. Yani biz anayasadan bahsediyoruz. Efendim ve Cumhurbaşkanımız girdiği her seçimi kazanmış. Bu anayasa değişikliğini de biz yapmışız. Öyle mi? Ve biz o kadar hesap içerisinde olsaydık o zaman yapmazdık bu anayasa değişikliğini. Bunlar gereksiz tartışmalar. Yani kim yaptı anayasada? İki dönemi kim koydu? Var mıydı önceden? Biz koyduk. Şimdi mesele bu değil, mesele bu anayasayı biraz önce söylediğim gibi yani hazır siyaset vesayetten kurtulmuşken, her istediğini toplumu dikkate alarak konuşmak mümkün hale gelmişken, toplumda böyle bir beklenti içindeyken, biz de gelişmekte olan ülkenin üst seviyesi, gelişmiş ülkelerin de eşiğindeyken, şunu yapalım, bir fırsata dönüştürelim. Ondan sonra millet kararını verecektir. Yani bizim asıl mesele Türkiye'yi yeni yüzyılda, Türkiye yüzyılında bir üst lige taşımamızdır. Diğer konulara geçeceğim, sürem de çok daralıyor."

"AKP içinde de anayasa ile ilgili farklı bakış açıları var"

Ala, AKP içinde de anayasayla ilgili farklı bakış açılarına ilişkin olarak, "Ne güzel, ne zararı var? Güzel, tamam. Bütün millet istediğini söylesin diyoruz da biz kendi aramızda mı istediğimizi söylemeyeceğiz yani?" yanıtı verdi.

Çözüm Süreci yeniden mi başlıyor? Öcalan'a çağrı ne anlama geliyor?

Ersoy'un, "Çözüm Süreci yeniden başlıyor? O yoksa ne oluyor? Yani bu tokalaşma, Cumhurbaşkanı'nın açıklaması, Öcalan'a çağrı, bazı görüşmeler, Sırrı Süreyya Önder'in teşekkür etmesi... Bir şey oldu. Ne oldu?" sorusuna da cevap veren Ala, şunları kaydetti:

"Biz anlatalım. Şimdi biz Cumhur İttifakı... Biz her gün akşam konuşuyoruz. Ama diyoruz ki Türkiye'de, Türkiye'nin etrafında olup bitenlere bakıyoruz arkadaşlar. Türkiye'nin etrafında savaş var. Ukrayna, Rusya savaşıyor. Dünyanın eşi görülmemiş katliamları İsrail orada yapıyor. Lübnan'a saldırdı, Gazze'yi yok etti. İnsanlık gözümüzün önünde, değil mi? Tarumar ediliyor. Böyle bir vahşet görülmüş şey değil. Bir katliam çetesi, bir devlet örgüt gibi davranıyor. Hiçbir kural tanımadan her şeyi yok ediyor. Değerleri yok etti, insanlığı yok etti, vicdanı yok etti.

"Normalleşmeyi artıralım diyoruz"

Şimdi Türkiye, bir arada seçimlerin ana konusuydu, beka meselesi. Türkiye burada, bu kadar istikrarsız bir çerçevelede... Aşağıda Libya'ya bakın. Batımızda görüyorsunuz Rusya, Ukrayna'yı tekrar etmeyeyim. Daha dün Karabağ Savaşı Zaferi elde edildi. Daha dün, ondan önce orası nasıl bir sıkıntı halindeydi. Suriye'yi görüyorsunuz. Şimdi böyle bir yerde... İstiklal adası olarak buranın devam etmesi ve bunun tahkim edilmesi meselesi var. Şimdi biz birçok mesafe aldık. Şimdi ne yapıyoruz? Diyoruz ki daha fazla el birliği, daha fazla siyasi diyalog, daha fazla siyaset güçlensin.

Az önce vesayetten kurtuldu siyaset diyoruz ama siyasetin kendisi de tahkim edilsin. Çünkü siyaset bir araya gelerek sorunları çözsün. Çünkü siyaset sorunları çözmenin en az maliyetli yoludur. En az maliyet. Yani bir sorunu bir ülke nasıl en az maliyetle çözer dersen siyasetle, diplomasıyla çözer. Şimdi bunun için biz diyaloğu çoğaltmak, uzlaşmayı çoğaltmak, konuşmayı çoğaltmak istiyoruz. Bir sene önce de Suriye'de savaş vardı. Bakın normalleşmeyi artıralım diyoruz.

İyi de biz şimdi seçimden sonra Cumhurbaşkanımızla Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı geldi. Biz de Cumhurbaşkanımızla değil mi Sayın Cumhurbaşkanımız orayı ziyaret etti. Sonra efendim normalleşme daha da tahkim edilsin diye açıklamalar yapıldı. Yani daha fazla diyalog, daha fazla karşılıklı uzlaşma, konuşma zemini olsun diyoruz Cumhur İttifakı olarak da. Ama ondan önce zaten her şeyi söyleyen Cumhuriyet Halk Partisi eski genel başkanı şimdi de bunlara nasıl karşı çıkıyor bakın. Değil mi? Nasıl mesela ağzı alınmayacak şeylerle açıklamaları yapıyor. Yani biz o zaman her şeyi mümkündü de mi yapmadık? Böyle bir şeyi dikkate almanız lazım. Şimdi müsait oldu, mümkün oldu, yapıyoruz.

"DEM Parti PKK'yla arasına mesafe koysun"

Ala, "Beklentiniz ne? Mesela DEM Parti'nin PKK'yla arasına mesafe, PKK'yla ilişkisi olduğunu düşünüyor musunuz?" sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Koysun tabii. Düşünmeye lüzum yok ki. Eskiden ne diyordu? Arkamızda, arkalarında PKK vardı. Şimdi insanlar deniyor ki, diyoruz ki biz partilere, bakın, şiddetle, terörle bunda hiçbir beis yok. Her zaman söyleniyor. İlişkiler, onu reddedeceksiniz. İlişkiler kesilecek. Hiç bu konu tartışma konusu değil. Olduğu zaman da diyalog kurulamaz. Onun için biz şimdi bir diyalog zemini olsun istiyoruz. Herkes üzerine düşeni yapmalı burada bakın. Yani biz başkalarını sürekli tanımlamayalım ama herkes de, her parti de Türkiye'de işler daha iyiye gitsin istiyor ise işlerin daha iyiye gitmesini sağlayacak inisiyatifleri almalı. Alıyoruz, bak Cumhur İttifakı olarak alıyoruz. Başkaları da alsın. Sen de değiş ve oturalım gibi bir şey mi? Bu kadar tefsire bile lüzum yok ki. Orada yan yana oturuyor. Aynı konular değil mi? Mecliste yöneticilik yapıyor. Konuşuluyor. Siyaseti çoğaltalım. Siyasi zemini tahkim edelim. Diyaloğu tahkim edelim. Memleketin meselelerini siyasi alanda çözelim.

Meselelere bakışımızı defalarca anlattım. Biz kendi projemizi ortaya koyuyoruz Mehmet Akif Bey. Bu projeye pay sahibi olmak isteyen, bu projeye Türkiye projesine katkı vermek isteyenlere de elimizi uzatıyoruz, kapımız açık diyoruz. Şiddete, teröre hayır. Bizim muhatabımız vatandaştır en başta ve vatandaşın şiddetle terörü reddeden, şiddetle terörle ilgisi olmayan elbette siyaset yapıcılarıdır. Yani bunu defalarca söyleyip de işleri çıkmaz hale getirmek de bir proje olabilir ama bu bizim projemizdir.

Mecliste değil mi Dem Parti? Mecliste her yasayı getirdiğimizde konuşmuyor mu? Şimdi bakın, Bizim biraz önce anayasa masası dedik. Türkiye'nin temel meselelerinin konuşulduğu yer meclis olsun istedik değil mi? Mecliste değiller mi? Ama rica ediyorum şuna, bizi şuna kamuoyunun da zorlamaması lazım. Tek parti yok orada. Orada anlaştığımız, anlaşamadığımız birçok parti var. Öbür partilerle hemen her şeyde anlaştığımızı mı zannediyorsunuz? Bu partinin özelliği terör örgütü PKK ile olan. Biz de onu söyledik. Cumhurbaşkanımız da söylemiş, biz de defalarca söyledik.

Başka türlüsü zaten düşünülemez ki. Yani onun için biz bütün partilerin bir masanın etrafında grubu olan, olmayan, olmayanların da yöntemlerini tartışalım dedik ve Türkiye'nin meselelerini konuşması gerektiğini söylerken şu parti ayrı demiyoruz ki siyasete, siyaseti önemseyen memleketin meselelerinin siyasetle çözüleceğine inananlarla siyaset konuşulur, onu uygulayanlarla da siyasi meseleler konuşulur. Öyle değil mi? Demek ki zaten kendiliğinde siyasetin bir çare olduğunu düşünenler orada oturacak, konuşacak.

Ondan sonra o diğer konular kendi meseleler biz oradaki tavrımızı çok açık bir biçimde koyuyoruz ve diyoruz ki onu zaten yargı süreçleri kimisinin ilişkisi oluyor, dava açıyor, içeri atlıyor, soruşturma yapıyor. Biz de kim ne derse desin terörle mücadeleyi sürdürüyoruz değil mi? Yani orada kimseye bir şey sormuyoruz. Devlet tabii güçlüyor, gittikçe de güçleniyor. Mesela hem siyasetin vesayetten kurtulması, kurumları da sadece siyaseti güçlendirdi, kurumlar da güçlendirdi."

Ne olmuştu?

İsrail'in 7 Ekim 2023'te başlattığı Gazze operasyonunun ardından Lübnan'a yönelik kara harekatına girişmesi, İran ile İsrail arasında yaşanan gerginlik ve bölgesel savaş söylemleri, siyaset kulislerini hareketlendirdi.

Erdoğan: İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 1 Ekim’de TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşmada, İsrail - Hamas savaşı ve Lübnan’a sıçrayan saldırılarla ilgili değerlendirmelerde bulunarak, "İsrail'in Gazze'de yürüttüğü soykırım bugünlerde Lübnan'a uzandı. Dün işgal güçleri Lübnan topraklarına karadan girdiğini duyurdu. İsrail'in bir sonraki hedefi Türkiye'dir. Bu niyetini de çeşitli vesilelerle ifşa etmektedir" dedi.

"İç cephe" vurgusu

Erdoğan, aynı konuşmasında, "iç cephe" vurgusu yaparak, “Fitne girişimleri karşısında millet olarak, 85 milyon olarak 'iç cephemizi' sağlam tutmaya gayret ediyoruz. Bugün, İsrail saldırganlığı karşısında, içeride ve dışarıda çatışma alanlarının değil, uzlaşma alanlarının öne çıkması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

Bahçeli'den DEM Parti ile tokalaşma

Erdoğan'ın açıklamalarına paralel olarak, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de yeni yasama yılı açılışında sürpriz bir hamlede bulundu ve DEM Parti sıralarına giderek, milletvekilleri ile selamlaştı. Bahçeli, DEM Parti'li vekillerin elini sıkmasıyla ilgili, "Yeni bir döneme giriyoruz. Ülkemizde barışı sağlamak lazım" diyerek, "Uzattığım el milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır. Uzattığım el gelin Türkiye partisi olun gelin teröre cephe alın gelin bin yıllık kardeşliğimizde kenetlenin teklifidir. Biz gelişi güzel keyfe keder, can sıkıntısından anlık dürtülerle dümenden el uzatmayız. Biz durduk yere el vermeyiz. Öylesine yerimizden kalkıp da el sıkmaya teşebbüs etmeyiz. DEM’e düşen sorumluluk uzanan bu samimi elin kıymet hükmünü anlaması dahası Türkiye partisi olması yönünde bir eşik olarak algılayıp değerlendirmesidir" açıklamasında bulundu.

DEM Parti'den açıklama

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları ise Bahçeli'nin tokalaşma jestini ve açıklamalarını, "Bu konularda atılacak adımları biz de izleyeceğiz hep beraber. Buradaki normalleşme midir, iç barış mıdır; kavramı, ismi ne olursa olsun somut olması gereken şey Türkiye’deki bütün bu sorun zincirinin çözümüne dair sağlıklı bir politik programın ortaya çıkması gerekiyor" şeklinde değerlendirdi. 

TIKLAYIN - Devlet Bahçeli yeni yasama yılının açılışında DEM Partililerle tokalaştı

TIKLAYIN - Bahçeli'den, DEM Parti'yle tokalaşmasına ilişkin açıklama: Yeni bir döneme giriyoruz, ülkemizde barışı sağlamak lazım

TIKLAYIN - Bahçeli'den DEM Parti'ye "Türkiye partisi olma" çağrısı: Uzattığım el, milli birlik ve kardeşliğimizin mesajıdır

TIKLAYIN - Bahçeli’nin son çağrısının ardından DEM kulisleri: Şartlar olgunlaşırsa müzakereye hazırız

TIKLAYIN- Yeni "çözüm süreci" mi geliyor? | AKP'li isimlerden peş peşe açıklamalar

TIKLAYIN – Murat Sabuncu’nun yazısı: ‘Devlet desteğinde-bilgisinde’ çözüm mü, Hakan Fidan yine devrede mi, hemen önemsizleştirilmeli mi?

TIKLAYIN - Candan Yıldız'ın röportajı | DEM Parti Milletvekili Sırrı Sakık: Bahçeli'nin ‘Ülkemizde barışı sağlamak lazım’ sözlerini önemsiyoruz, Bahçeli ile tokalaşmamızı eleştiren troller umurumuzda değil

TIKLAYIN - Bahçeli'nin DEM Parti'lilerle tokalaşmasında "Dolmabahçe mutabakatı" detayı

TIKLAYIN - Mehmet Y. Yılmaz yazdı: Kürt siyaseti aynı suda ikinci kez yıkanır mı?

TIKLAYIN - Yalçın Doğan yazdı: Bahçeli DEM'e çiçek attı ama...