Davutoğlu, konuşmasında özetle şunları söyledi:
"Demokrasi krizi her geçen gün biraz daha derinleşiyor. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle ülkemizde fiilen ve hukuki olarak demokratik bir düzenin imkanı kalmamıştır. Bu koalisyon hükümetinin iktidarda kaldığı her gün de daha gerilere doğru gideceğiz.
"AYM'ye bile tahammülleri yok"
Bu hükümet sistemi var olduğu sürece demokrasinin en temel kurumları işleyemeyecektir. Yeterince bir demokrasi krizi okmuş gibi, koalisyon iktidarının küçük ortağı AYM’yi de lağvedelim diyorlar. Arada bir kafalarına yatmayan demokratik kararlar çıktığı için, AYM’ye bile tahammülleri yok. AYM parlamenter sistemin bir kurumuymuş, yeni sisteme uygun bir mahkemeye ihtiyaç varmış. AYM bir hükümet sistemi kurumu değil ki, bir yargı ve adalet kurumu.
"Mesele AYM değil"
Mesele AYM değil, mesele bunların antidemokratik zihniyeti ve hukuk tanımaz yaklaşımı. Bu hukuk tanımaz yaklaşımı terk ediniz. Bunların bildiği tek şey kapatmak, Türkiye’yi içe kapat, üniversite kapat, baro kapat, Tabipler Birliği’ni kapat. Hazır elimiz alışmışken AYM’yi de kapat. Yapmak istedikleri milletin vicdanını kapatmak.
"Türkiye'ye yük haline geldiniz"
Türkiye’nin bugün ihtiyacı olan şey kurum kapatmak değildir, siz neresini düzeltirseniz düzeltin bu ucube Cumhurbaşkanlığı sistemi yürümez. Sizin gibi hiçbir demokratik değeri ve standardı kalmamış, koalisyon hükümeti bile bu sistemin yürümediğini görebilir. Değil AYM’yi bütün mahkemeleri kapatsanız bile bu sistem yine sizi memnun etmez. Çünkü siz artık Türkiye’ye bir yük haline geldiniz. Millete ağır maliyetle ödetiyorsunuz.
"Sadece kendilerinden olanlara bir hayat hakkı tanıyorlar"
İfade hürriyeti fiilen ortadan kaldırılmıştır. Basın hürriyeti fiilen ortadan kaldırılmıştır. Vatandaşın seçme ve seçilme iradesi ortadan kaldırılmıştır. Adalet artık sosyal medya mahkemesinde, kendini hem hakim hem savcı yerine koyan 5. Sınıf televizyon programlarında aranır hale gelmiştir. Bugün adalet bugün özgürlük bugün hukuk yerlerde sürünüyor. Bize bütün kanalları kapatmaya çalışmalarının sebebi bu. Kendilerine göre, kendileri için bir ülke hayal ediyorlar ve sadece kendilerinden olanlara bir hayat hakkı tanıyorlar.”
Ne olmuştu?
AYM'nin 'Şehirler arası yollarda gösteri ve yürüyüş yapılamaz' hükmünü iptal etmesinin ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamada, "Ana caddelerde, sokaklarda özgürce yürüyüş hakkının ortadan kaldırılmasını onayladınız. Polis koruması almana gerek yok. Bisikletinle işe git gel bakalım. Anayasa Mahkemesi Başkanı'na söylüyorum kendi arabamla tek başına gitmeye ben varım sen var mısın?" ifadelerini kullanmıştı.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisine yönelik yaptığı açıklamasına isim vermeden yanıt vermişti. Arslan, "Yargı kararından ziyade kararı verenlere odaklanan ve eleştiri ötesine geçen ifadelerin fayda getirmeyeceği, zira eleştiriyi mecrasından uzaklaştıracağı açıktır" açıklamasını yapmıştı.
Bahçeli Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılandırılması gerektiğini savunmuştu.