Gündem

Cumhuriyet mi bölündü, Balbay mı yalnız kaldı?

Aydın Engin'in Cumhuriyet'e dönüşüne karşı çıkan Mustafa Balbay yalnız kaldı

01 Ağustos 2014 01:47

Türkiye'nin ulusal düzeyde yayın yapan en eski gazetesi Cumhuriyet yeni transferler üzerine bir kez daha "bölünme" tartışmasının odağına oturdu. Ancak Cumhuriyet içinde, bölünme yaşanmadığı, cezaevindeyken CHP'den İzmir Milletvekili seçilen Mustafa Balbay'ın, gazetenin eski yazı işleri müdürü ve yazarı Aydın Engin'in gazeteye dönüşüne karşı çıktıktan sonra yönetimin kararlı davranması üzerine yalnız kaldığı geri adım atmak zorunda kaldığı konuşuluyor.

T24 yazarı Aydın Engin ve 24 Ocak 1993'te bombalı saldırıda öldürülen Cumhuriyet'in sembol ismi Uğur Mumcu'nun daha önce Birgün ve Radikal'de yazan Galatasaray Üniversitesi Öğretim Üyesi olan oğlu Özgür Mumcu'nun yazar olarak, Murat Sabuncu'nun Yayın Koordinatörü, Ceyda Karan'ın Dış Haberler Müdürü, Ahmet Şık'ın haberci olarak katıldığı Cumhuriyet'te bu transferler üzerine yaşanan tartışma bazı internet yayınlarında "bölünme" olarak yorumlandı. Bu yayınlarda, yaşanan tartışma Cumhuriyet'te Uğur Mumcu-İlhan Selçuk ekibi ile dönemin Genel Yayın Yönetmeni Hasan Cemal arasında çıkan anlaşmazlık üzerine yaşanan "Kasım 1991 bölünmesi"ne benzetildi.

Ancak T24'ün aldığı bilgilere göre, tartışma Mustafa Balbay'ın Aydın Engin'in gazeteye dönmesine karşı çıkması, sonra geri adım atmak durumunda kalmasıyla sonuçlandı.

Yunus Nadi'nin İstanbul'da "Yenigün" adıyla çıkardığı, Milli Mücadele sırasında Ankara'ya taşınarak "Anadolu'da Yenigün" adını alan, 1924'ten itibaren Atatürk'ün tahsis ettiği Babıali'deki İttihat ve Terakki'nin merkez binası Pembe Konak'ta (Kırmızı Konak olarak da anılıyor) yine Atatürk'ün verdiği "Cumhuriyet" adıyla yayımlanan Cumhuriyet'te son transferler üzerine şu gelişmeler yaşandı:

 

Balbay'dan Aydın Engin'e itiraz

 

Yeni transferler üzerine, gazetenin Ankara Temsilciliği görevinden Ergenekon davası nedeniyle tutuklu olduğu sırada alınan ve daha sonra siyasete atılarak CHP İzmir Milletvekili seçilen Mustafa Balbay karşı görüş dile getirdi. Balbay özellikle gazetenin eski yazı işleri müdürü ve yazarı olan, halen T24'te yazan, "Devri Süleyman"ın da aralarında bulunduğu oyunlarıyla da büyük bir ilgi gören Aydın Engin'in gazeteye dönmesine itiraz etti. Balbay, Engin'in gazeteye döneceği duyurusu üzerine gazete yönetimiyle temasa geçerek, bu transfere karşı olduğunu dile getirdi. Ancak İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay ve Yayın Kurulu üyesi Hikmet Çetinkaya'nın da aralarında bulunduğu  gazete yönetimi kararlı davranarak geri adım atılmayacağı cevabını verince Balbay, bu durumda görüşlerini kişisel olarak dile getireceğini söyledi. Balbay, Aydın Engin'in gazeteye dönüşü konusunda kararlı davranan gazete yönetimine "son yazısını yazıp izne ayrılacağını" söyledi. Gazete yönetiminin "İzinden sonra da yazmayacağınızı anlıyoruz, siz bilirsiniz" sözleri üzerine Balbay, "Hayır, izinden döndükten sonra yazılarıma devam etmek istiyorum" cevabını verdi.

 

Balbay: Başka gazetede yazsın!

 

Balbay, bu müzakerelerin yaşandığı 29-30 Temmuz günlerinden sonra, bugün (31 Temmuz, Perşembe) Twitter'dan Aydın Engin'e yönelik şu mesajları attı:

- Aydın Engin'in, fikirlerini düşünce yelpazesine uygun bir gazetede özgürce yazmasını dilerim.

- Ancak Aydın Engin'in Cumhuriyet Gazetesi'nde yazmasına karşıyım. Buna hiçbir zeminde evet demedim.

 

Balbay'a tepki: Babanın gazetesi mi?

 

Balbay'ın bu tweet'leri, bazı destek mesajlarının yanı sıra önemli bir bölümü tepki içeren Twitter'daki şu mesajlarla karşılandı:

- Aydın Engin tabii ki Cumhuriyet'te yazabilir. Sizin için birlik olduk, bölünmek size yakışmaz

- Mustafa Balbay size bir sorum olacak; siz hiç geçmişle hesaplaşıyor musunuz?

- Mustafa'nın savunduğu askerler 12 Eylül'ün işkencecisiydi. Bırakalım bu ayakları, biraz önümüze bakalım

- Demokratik duruşta sivillik önemlidir. Meslek olarak işi yazmaksa yazacak, yoksa o gömleği atacak Balbay efendi

- Otur yerine postalcı!

- Sizin artık yavaştan gazete köşe yazarlığını terk etmeniz gerekmiyor mu?

- Haksız yere hapse atılan bir kişinin daha demokrat olması lazımdı, ama değil işte

- Sol, Balbay gibi köhne militaristlerden kendini arındırmadıkça, muhalefetleri sarhoş narasından öteye geçemez

- Balbay, Aydın Engin'in Cumhuriyet'te yazmasına karşıymış. Sen 'genç subay' kıçı yalarken o adam demokrasiyi savunuyordu

- Küçük olsun benim olsun anlayışını terk etmeliyiz

- Aydın Engin'in niye korkutur sizi anlamış değilim, sahi Mustafa Bey Aydın Engin'in hangi fikirlerinden ürküyorsunuz?

- Sizinle hemfikir olmadığım halde imzalı kitaplarınızı aldım, haksız yere hapsedilmenize üzüldüm. Tweetiniz hayal kırıklığı

- Cumhuriyet yıllardır 50 bin satıyor, buna itirazı yok, ama Aydın Engin'e itirazı varmış

- Özgürlük, ama sadece bana diyon yani

- Kendini Cumhuriyet okurunun sözcüsü sanıyor, ama yanılıyor. Yaşadığı zulüm nedeniyle susanları kendi okuru sanıyor, ama yanılıyor

- Bırakın da okur olarak biz karar verelim kimi okuyacağımıza

- Siz Mustafa Özbek gibi bir faşisti, Aydın Engin gibi bir demokrata tercih edersiniz

- Cumhuriyet sizin kişisel gazeteniz değil

- Aydın Engin'le yıllarca Cumhuriyet'te birlikte yazdınız, Aydın Engin yine aynı şeyleri yazıyor, neden rahatsızsınız?

- Mustafa Balbay,  Özet: Fikir özgürlüğünü savunuyorum, ama benim fikirlerimin özgürlüğünü

- Ben de CUMOK'um, militarist, dogmatist Balbay'lar mesul AKP'nin güçlenmesinden, sol bakış lazım artık

- Sizin gibi militarist, ulusalcı değil, ama gazeteyi onlar kurtarabilir

- Neden? Cumhuriyet babanın gazetesi mi? Bırak da okurlar karar versin buna, sen kim oluyorsun?

- Onu boşver de patron, yeni faaliyet yok mu? Cumhuriyet mitingi, meşrutiyet mitingi falan gelelim. Darbe durbe de olur ha!

- Bazı şeyleri tapulu malın gibi konuşuyorsun, aş bunları çıkar şu apoletlerini

- Düşünce ve fikir özgürlüğünde, bir gazeteden öbürüne bir fark mı var? Sen içerdeyken ne yapıyordun?

- Fikir özgürlüğünü savunan birinin böyle düşünmesi, ancak kendi özgürlüğünü savunması, ne kadar üzücü

- Birbirimizi kovarak hibir şey kazanamayız, beraber yaşamayı öğrenmeliyiz

- Ona sadece Cumhuriyet okurları karar verir

 

Cumhuriyet Vakfı: Ödün yok

 

Balbay'ın girişimlerinin ardından, medyafaresi.com'dan başlayarak  internet medyasında yapılan "Cumhuriyet'te bölünme" iddiaları üzerine, gazetenin Cumhuriyet Vakfı adına "imtiyaz dahibi" olan Orhan Erinç'in de onayı alınarak bir açıklama yayımlandı. Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu adına 30 Temmuz Çarşamba akşamı yapılan açıklamada şu görüşler dile getirildi:

"Biraz önce bir internet sitesinde 'Cumhuriyet Gazetesi tarihinde ikinci bölünme' başlığıyla bir haber yer almıştır.

Okurlarımıza ve kamuoyuna daha önce duyurduğumuz gibi aralarında -haberde ismi geçen- Orhan Erinç (Cumhuriyet Vakfı Başkanı), Akın Atalay (Cumhuriyet Vakfı Başkan Vekili ve Genel Koordinatör), İbrahim Yıldız, Hikmet Çetinkaya, Cüneyt Arcayürek ve Mustafa Balbay’ın da bulunduğu Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu, 12 kişilik üye tamsayısının oybirliğiyle gazetenin yeniden yapılandırılması konusunda tam yetkili olarak bir İcra Kurulu oluşturmuş ve bu kurula üye olarak Akın Atalay (Vakıf Başkan vekili ve Genel Koordinatör), İbrahim Yıldız (Genel Yayın Yönetmeni), Güray Öz (Okur Temsilcisi) ve Önder Çelik (Vakıf YK üyesi ve genel saymanı) atanmıştır. Belirtildiği gibi bu karar oybirliğiyle alınmış bir karardır.

İcra Kurulu yapmış olduğu toplantılarda görev değişiklikleri ve gazeteye yeni katılacak isimlerin her biri konusunda oybirliğiyle karar almıştır. Adı geçen kararların her biri, ayrıntılı olarak bir karar tutanağı ile tespit edilerek imza altına alınmaktadır.

Dolayısıyla, alınan kararlar konusunda haberde adı geçen isimler de dahil olmak üzere bugüne kadar Cumhuriyet gazetesi içinde herhangi bir görüş ayrılığı yaşanmamıştır.

Cumhuriyet gazetesi yayın yaşamı boyunca bu türden provokatif ve yıkıcı birçok saldırıya uğramıştır. Buna karşın, Cumhuriyet'in yayın anayasasında yer alan temel ilkeleri ve yayın politikalarından zerre kadar ödün vermeden yayınına devam etmiştir. Bundan sonra da aynı çizgide yayınına devam edeceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır.

Okurlarımıza ve kamuoyuna saygıyla duyururuz.

Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu"

 

Arcayürek: Benim adımı karıştırmışlar, yalan

 

Gazete içinde gazetenin en kıdemli yazarı Cüneyt Arcayürek, kendisinin de Balbay'la birlikte hareket ettiği haberleri üzerine gazete yönetimini arayarak, bu iddiaların doğru olmadığını, yapılan transferleri desteklediğini söyledi. Arcayürek, yeni transferlere karşı olmadığını belli eden bir notu köşesinde yayımlayabileceğini yönetime iletti. Gazete yönetimi Arcayürek'in bu görüşünü vakıf yönetim kurulu üyelerine bir yazılı mesajla duyurdu.

 

İbrahim Yıldız: Hedef güçlenmek

 

Cumhuriyet Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız'ın tartışma sırasında izne ayrılması, sürpriz olarak değerlendirildi. Yıldız, Medyatava'nın "Gazete bünyesindeki değişikler ve son transferlerle ilgili gündeme gelen Aydın Engin krizini nasıl değerlendiriyorsunuz" sorusuna şu cevabı verdi:

"Türkiye’nin en pahalı gazetesiyiz. İyi bir okur kitlemiz var. Biz de iyi gazetecilik yapmak istiyoruz. Dolayısıyla bu yeni yapılanma ve transferle hedeflediğimiz amaç, gazete bünyesine iyi isimleri katarak daha da güçlenmek. Bu sayede satış rakamlarımızı da arttırmış olacağız. Kısa vadede yeni bir değişiklik ve transfer yoluna gitmeyi düşünmüyoruz. Fakat böyle bir durum oluşması halinde muhakkak kamuoyuna açıklarız. Transferlerin ardından Mustafa Balbay’ın yaptığı açıklamayı ben de medyadan öğrendim. Konuyla ilgili bilgim yok. Bence bu konuyu Balbay’a sormalısınız. Benim yorum yapmam doğru olmaz."

 

Yeni isimler Cumhuriyet'te

 

Balbay'ın, Cumhuriyet Vakfı, İcra Kurulu Genel Koordinatörü Akın Atalay, Yayın Kurulu üyesi Hikmet Çetinkaya ve Cumhuriyet Vakfı Yönetim Kurulu üyelerinin büyük bir bölümüne karşı yalnız kaldığı yorumlarına neden olan bu tartışmanın ardından, transfer edilen Aydın Engin, Özgür Mumcu, Murat Sabuncu, Ahmet Şık ve Ceyda Karan bugün (31 Temmuz 2014) gazete yönetimi ve çalışanlarıyla bir araya geldi.

Aydın Engin Cumhuriyet yönetimi ve çalışanları tarafından büyük bir ilgi ve sevgiyle karşılanırken, yeni Yayın Koordinatörü Murat Sabuncu yazı işleri ekibiyle tanıştırıldı. Ceyda Karan da, başına getirildiği Cumhuriyet Dış Haberler Servisi ekibiyle bir araya geldi.

 

Aydın Engin: Zor yıllarda tiyatrocu ve gazeteci

 

Türkiye medyasının en saygın ve kıdemli isimleri arasında yer alan Aydın Engin, 1941'de terzi Sadık Engin ile Adalet Engin'in oğlu olarak Ödemiş'te dünyaya geldi. Ortaöğrenimini 1957'de Ödemiş Lisesi'nde tamamladı. Ardından bir süre İstanbul Hukuk Fakültesi'nde öğrenim gördü.

Öğrencilik yıllarında Adalet Cimcoz, Tahir Alangu gibi çok sayıda yazar ve çevirmenin yazılarını daktiloya çekerek geçimini sağlamaya çalıştı ve yazarlık mesleği ile tanıştı. Üniversite öğrenimi sırasında bir yandan da Gençlik Tiyatrosu'nda amatör tiyatroya başladı ve tiyatroculuğu meslek olarak seçti.

Yedeksubay öğretmenliği sırasında ilk oyunu olan “Aykırı”'yı yazdı. Oyun, Gülriz Sururi-Engin Cezzar Tiyatrosu'nda sahnelendi. Engin, bu toplulukta dramaturg ve oyuncu olarak işe başladı. Aynı yıl, Yılmaz Güney'in özel senaristi olarak çalışmaya başladı. Yeşilçam için pek çok senaryo yazdı, ancak imzasını koymadı.

1967'de Tuncel Kurtiz, Tuncer Necmioğlu, Umur Bugay ve Müjdat Gezen'le birlikte Halk Oyuncuları'nı kurdu. Gişe rekorları kıran “Devri Süleyman” adlı oyunu yazdı ve yönetti.

1969'da tiyatroculuğu bırakarak gazeteciliğe başladı. Haftalık Yeni Ortam dergisinde yazı işleri müdürlüğü yaptı. 12 Mart darbesi sırasında tutuklandı. Bırakıldıktan sonra artık günlük bir gazeteye dönüşen Yeni Ortam'da yazı işleri müdürü oldu, aynı gazetede köşe yazıları yazdı. 12 Mart sonrasında kurulan ilk sosyalist parti olan Türkiye Sosyalist İşi Partisi'nin kurucuları arasına katıldı. Partinin kurucularından ve Türkiye edebiyatının önde gelen isimlerinden Oya Baydar ile evlendi. Bu evlilikten oğlu Ekim dünyaya geldi.

1974 yılında eşi Oya Baydar ve Yusuf Bahadınlı ile “İlke” dergisini kurdu. 1976'da “Politika” gazetesinin genel yayın müdürü oldu. Bu gazetede “Tırmık” adlı köşesinde köşe yazıları yayımlamaya başladı; yazılarından dolayı hakkında birçok dava açıldı.

1980'de tutuklu olduğu sırada bir başka davadan ötürü 7,5 yıl hapse mahkûm oldu, ancak bir yanlışlık sonucu tahliye edilince Haziran 1980'de yurtdışına katı.

12 Eylül darbesinden sonra 12 yıl boyunca Türkiye'ye dönemedi; yaşamını siyasi mülteci olarak Almanya'da sürdürdü. Bu arada sürmekte olan davaların sonuçlanması nedeniyle gıyabında ağır hapis cezalarına çarptırıldı. Sürgün yıllarını "Ben Frankfurt'ta Şoförken" adlı kitabında anlattı.

1992'de çıkan kısmi aftan yararlanarak Türkiye'ye döndü; kısa süre Sağmalcılar Cezaevi'nde hapis yattı. Bir süre Cumhuriyet gazetesinde habercilik, köşe yazarlığı ve yazı işleri müdürlüğü yaptı.

1 Eylül 2009'da yayına başlayan bağımsız internet gazetesi T24'ün kuruluşunda yer aldı ve yaklaşık beş yıl boyunca aralıksız olarak T24'te yazdı. T24, Aydın Engin'in Cumhuriyet'teki yazılarını yayımlamaya devam edecek.

 

İlgili Haberler