06 Aralık 2024 14:03
T24 Haber Merkezi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazı çıkışı yaptığı açıklamada, "İdlib, Hama, Humus ve hedef tabii Şam. Muhaliflerin bu yürüyüşü devam ediyor. Temennimiz kazasız belasız bir şekilde Suriye'deki bu yürüyüş devam etsin" dedi. Erdoğan ayrıca "Esed'e bir çağrımız olmuştu. 'Gel Suriye'nin geleceğini birlikte belirleyelim' demiştik. Ne yazık ki bu işte olumlu bir cevap alamadık" diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, cuma namazını Üsküdar'daki Hz. Ali Camisi'nde kıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, cami çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Erdoğan'ın açıklamaları şöyle:
"Şu an itibarıyla İdlib, Hama, Humus ve hedef tabii Şam. Muhaliflerin bu yürüyüşü şu an itibarıyla devam ediyor. Biz de bunun takibini gerek istihbarat gerekse de medyadan yapıyoruz. Temennimiz kazasız belasız bir şekilde Suriye'deki bu yürüyüş devam etsin, diyeceğim. Ama terör örgütleriyle birlikte oradaki bu direniş devam ederken bizim de hatırlarsanız Esed'e bir çağrımız olmuştu. 'Gel Suriye'nin geleceğini birlikte belirleyelim' demiştik. Ne yazık ki bu işe olumlu bir cevap alamadık.
Şu an itibarıyla İdlib'ten sonra Hama, Humus yine muhaliflerin elinde ve Şam'a doğru da bir ilerleyiş söz konusu. Bütünüyle bölgede devam eden bu sıkıntılı yürüyüşler arzu ettiğimiz şekilde değil, gönlümüz bunları istemiyor. Maalesef bölge sıkıntıda.
Dün Lübnan'dan yine Sayın Başbakan'dan bir haber aldım. Onunla da bir görüşme talebi var, büyük ihtimalle görüşeceğiz. Lübnan çok sıkıntılı durumda. Gerek Golan'da gerek Beyrut'ta artık her taraf yerle yeksan olmuş. Böyle bir sıkıntı var. Biz de tabii elimizden geleni yapacağız ancak Mısır'da ciddi manada ihtiyaç talebi var. Bu ihtiyaçların giderilmesi için de Türkiye olarak elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Bunlar özellikle de aynî hatta nakdî yardım talepleri var. Türkiye olarak dünyanın suskun olduğu bir dönemde biz yardımlarımıza devam edeceğiz.
(İsrail'in Filistin ve Lübnan saldırıları devam ediyor. Lübnan'da ateşkes olmasına rağmen İsrail'in saldırıları sürüyor. Bu saldırganlık nasıl durdurulacak?) Tüm dünya başta BM Teşkilatı olmak üzere dün Guterres'le görüşmem oldu. Onlar da ellerinden gelen her türlü gayreti ortaya koyuyorlar ve koyacaklar. Birbirimizle olan görüşmeleri devam ettirelim, diyorlar. Bizler de bu görüşmelerimizi devam ettirmek suretiyle bölgedeki ateşkesi sonsuz olmak üzere nasıl devam ettiririz, bunun gayreti içerisinde olacağız. BM bu konuda tek çıkış yolu.
(Uluslararası Af Örgütü'nün İsrail'in soykırım yaptığını söylediği Gazze raporuyla ilgili) Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararlar arka arkaya geliyor. Bunlar tabii İsrail'i doğrusu köşeye sıkıştırıyor. Fakat bugüne kadar İsrail kendisi aleyhinde verilmiş kararların hepsinde ne yaptı yaptı, sıyırdı. Ama insanlık İsrail'i bu attığı adımlarda, yaptığı bu ihanetlerde yalnız bırakmayacak ve hesabını soracak. Ben İsrail'in bu vahşetini, soykırımlarını hep birlikte dünya devletleri olarak ne yapıp yapıp hesabını sormamız lazım. Başta ülkem Türkiye olarak bu hesabı biz de soracağız, sormalıyız"
Heyet Tahrir Şam (HTŞ) lideri Ebu Muhammed El Colani, Suriye'nin kuzeyindeki ilerleyişlerindeki amacının Devlet Başkanı Beşar Esad'ı devirmek olduğunu söylemişti.
CNN International'a mülakat veren Colani, “Rejimin yenilgisinin tohumları her zaman içindeydi... İranlılar rejimi canlandırmaya çalışarak ona zaman kazandırdılar ve daha sonra Ruslar da onu desteklemeye çalıştı. Ancak gerçek değişmedi: Bu rejim öldü.” dedi.
Suriye'de savaş alevlendi; HTŞ liderliğindeki gruplar ilerliyorSuriye'nin Hatay sınırındaki İdlib kentini kontrol eden Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin ‘terör organizasyonları’ listesinde bulunan cihatçı örgüt Heyet Tahrir Şam (HTŞ) önderliğindeki silahlı gruplar, 27 Kasım'da Şam yönetimi kontrolündeki Halep'e geniş bir harekât başlattıklarını duyurdu. İdlib ile Halep birbirine sınır iki kent. Suriye'nin ikinci büyük kenti olması yanı sıra iç savaş öncesinde ülke ekonomisinin kalbi olarak bilinen Halep'te 2016'dan bu yana ilk kez kendisine muhalif silahlı gruplarla Şam yönetimi arasında çatışma yaşandı. Çatışmalar sonunda HTŞ liderliğindeki gruplar Halep'te kontrolü sağladı. Son olarak Hama'da da HTŞ liderliğindeki gruplar tarafından kontrol sağlandı ve gruplar Humus'a doğru yöneldi. Mart 2020'de Rusya ve Türkiye, İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi'nde ateşkes ilan etmiş; iki ülke ordularının bölgede ortak devriyeler gerçekleştireceği açıklanmıştı. Şu anda bölgede Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) ait çok sayıda gözlem noktası bulunuyor. Türkiye ve Rusya'dan ilk açıklamalarKremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Moskova'nın, silahlı grupların saldırısını "Suriye'nin egemenliğinin ihlali" olarak gördüğünü açıkladı. Peskov, "Biz Suriyeli yetkililerin bölgeye bir an önce düzen getirmesinden ve anayasal düzeni yeniden tesis etmesinden yanayız” dedi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli, Halep'te yaşanan çatışmalarla ilgili açıklamasında "İdlib'e yönelik son dönemdeki saldırıların" altını çizdi ve "son günlerde yaşanan çatışmaların bölgedeki gerginliği istenmeyen şekilde artırdığına" dikkat çekti. "Yeni ve daha büyük istikrarsızlıklara yol açılmaması ve sivil halkın zarar görmemesi, Türkiye bakımından büyük önem teşkil etmektedir" diyen Keçeli, "Gelişmeleri, Suriye’nin birliği ve toprak bütünlüğüne atfettiğimiz önem ve terörle mücadeleye verdiğimiz öncelik çerçevesinde çok yakından takip ediyoruz" ifadelerini kullandı. Halep'in ardından Hama'ya girildi; gözler Humus'taSuriye'de Kaide kolu Heyet Tahrir Şam (HTŞ) ile diğer cihatçı örgütler, 27 Kasım'da başlattıkları taarruzda 30 Kasım'da Halep'i almalarının ardından kapılarına dayandıkları Hama'ya da girdi. Bölgedeki kaynaklara göre, HTŞ grupları, Humus kent merkezine 10 kilometre kadar yaklaştı. Suriye ordusunun direniş göstermemesi halinde HTŞ güçlerinin kent merkezine ulaşabileceği belirtiliyor. HTŞ’nin Humus’a yaklaşması sonrası harekete geçen Suriye hükümetine muhalif yerel silahlı gruplar, ordu güçlerinin kontrol noktalarına saldırılar başlattı "Astana'nın yarattığı sessizlik ortamı iyi kullanılamadı" vurgusuDışişleri Bakanı Hakan Fidan ile İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, İranlı Bakan'ın Suriye'deki çatışmaların alevlenmesinden hemen sonra yaptığı Türkiye ziyareti sırasında gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında konuştu. İran Dışişleri Bakanı, "Biz inanıyoruz ki siyonist rejiminin bu gerilimin çıkması hususundaki rolünü göz ardı etmek büyük hata olur" derken Bakan Fidan da "Suriye’deki olayları herhangi bir dış müdahale ile açıklamaya çalışmak bu aşamada yanlış olacaktır. Bu, Suriye ile ilgili gerçekleri anlamak istemeyenlerin sığındığı bir sığınaktır" ifadelerini kullandı. Fidan ayrıca bölgedeki gerilimin artmasında Astana sürecinin yarattığı sessizliğin doğru değerlendirilememesinin etkili olduğunu şu sözlerle aktardı: "Suriye'deki iç savaşın Astana süreciyle belli bir noktada durdurulması ve tarafların belli bir statüko içerisinde ateşkes halinde olması çok önemli bir başarıydı. Bu başarının hayata geçmesinde özellikle Türkiye, Rusya ve İran'ın çok büyük bir payı var. Diğer taraftan taraflar hem muhalefet hem rejim, bu üç ülkenin ortaya koyduğu çerçeveyi de büyük ölçüde takip ettiler. Fakat geçtiğimiz yıllar içerisinde biz bu sürecin, bu sessizlik sürecinin gerçekten büyük bir siyasi çözüme ulaşmada bir fırsat teşkil etmesini çok istedik" Fidan ayrıca, Türkiye'nin "rejim değişikliği gibi bir derdinin" olmadığını söyledi. ABD, Britanya, Fransa ve Almanya'dan ortak açıklamaABD, Britanya, Fransa ve Almanya; Suriye'deki çatışmalarla ilgili olarak yayımladıkları ortak deklarasyonda şu ifadeler kullanıldı: "Suriye'deki gelişmeleri yakından takip ediyor; daha fazla yerinden edilmenin ve insani yardım erişiminin engellenmesinin önlenmesi için tüm taraflara gerilimi azaltma ve siviller ile altyapının korunması çağrısında bulunuyoruz. Mevcut tırmanış, çatışmaya BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararı doğrultusunda Suriye'nin öncülüğünde siyasi bir çözüm bulunmasına duyulan acil ihtiyacın altını çizmektedir" Bölgede hangi güçler bulunuyor?Suriye, Rusya ve İran; yeni saldırı dalgasının HTŞ destekli silahlı grupların Halep'in kontrolünü tamamen ele geçirmesine yol açabileceğinden endişe ediyor. İran Devrim Muhafızları'nın önemli komutanlarından Kioumar Pourashemi'nin Halep'teki çatışmaların ilk saatlerinde öldürüldüğü bildirilirken, Rus hava saldırıları özellikle Suriye ordusunun önemli bir akaryakıt üssünün bulunduğu Han Al-Asal'da yoğunlaştı. Şam yönetimi, Rusya tarafından eğitilen ve eskiden "Kaplan Kuvvetleri" olarak bilinen 25. Özel Kuvvetler Tümeni'ni bölgeye konuşlandırdı. Şam tarafından konuşlandırılan birlikler arasında Filistin Kudüs Tugayı ve Rus yapımı modern T-90 tankları ve T-72'nin geliştirilmiş versiyonlarıyla donanmış 4. Suriye Tümeni yer alıyor. Yıllardır İdlib'i kontrol eden ve eski adı El-Nusra Cephesi olan, kendilerini cihatçı olarak tanımlayan HTŞ, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin "terör organizasyonları" listesinde bulunuyor. Türkiye de HTŞ'yi "terör örgütü" olarak kabul ediyor. Türkiye-Suriye normalleşme çabalarıSaldırılar, Türkiye ile Suriye arasında normalleşme çabalarının hızlandığı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad ile görüşme isteğinin dile getirildiği bir dönemde gerçekleşiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan son olarak Suudi Arabistan ve Azerbaycan'a yaptığı ziyaretlerin ardından uçakta gazetecilere yaptığı açıklamada “Hâlâ Esad ile görüşmeyi umuyorum. Çünkü Suriye ile Türkiye arasındaki terör yapılarını yok etmemiz gerekiyor. Suriye’de adil ve kalıcı bir barışın temeli var. Bunu sağlamak için atılacak adımlar net ve açıktır. Normalleşme için Suriye tarafına elimizi uzattık. Bu normalleşmenin Suriye topraklarında barış ve huzurun kapılarını açacağına inanıyoruz" demişti. |
|
© Tüm hakları saklıdır.