Gündem

BDP'li vekillerin tahliye edilmemesinin gerekçesi: Balbay kararı emsal değil

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi BDP'li tutuklu milletvekillerinin tahliye edilmemesinin gerekçesini açıkladı: Bireysel başvuru emsal teşkil edemez

16 Aralık 2013 19:37

Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliyeleri talep edilen Şanlıurfa KCK davasında tutuklu yargılanan BDP Şanlıurfa Milletvekili İbrahim Ayhan ve Mardin KCK davasında tutuklu yargılanan BDP Mardin Milletvekili Gülser Yıldırım'ın tahliye talebinin reddine ilişkin kararın gerekçesini avukatlarına bildirdi. Mahkeme, "Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru kapsamında Mustafa Balbay hakkında verdiği ihlal kararının, sanık İbrahim Ayhan ve sanık Gürsel Yıldırım açısından doğrudan veya dolaylı bir sonuç doğurmasının mümkün olmadığına" hükmetti.

Anayasa Mahkemesi'nin, CHP'li Milletvekili Mustafa Balbay'ın "seçilme hakkının gaspedildiğine" hükmetmesi üzerine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nce tahliye edilmesinin ardından, KCK davasının savcısı, KCK davasında yargılanan tutuklu BDP'li milletvekilleri Gülser Yıldırım ve İbrahimAyhan'ın tahliyesi yönünde görüş bildirmişti. Savcının mütaalasını değerlendiren Diyarbakır 5. Ağır Ceza Mahkemesi, tahliye talebini reddetti. Mahkeme heyeti, kararın gerekçesinde, Anayasa Mahkemesi kararlarının farklı etkileri bulunduğunu belirterek şu ifadelere yer verdi:

"Soyut ve somut norm denetimi ile bireysel başvuru denetimi sonucu verilen kararların etkisi, bağlayıcılığı, kesinliği ve uygulaması farklıdır. Soyut ve somut norm denetimi sonucu Anayasa Mahkemesinin verdiği iptal kararlarının iki önemli etkisi bulunmaktadır. Birincisi karar ile dava konusu norm ortadan kaldırıldığından bu karar herkes için hüküm ve sonuç doğurur, bağlayıcı olur. İkincisi ise Anayasa Mahkemesin verdiği iptal kararının yürürlüğe girmesi ile anayasaya aykırı olan norm ortadan kalktığından iptal edilen norm ile düzenlenen alandaki uygulama artık o norm bulunmadığı göz önünde tutularak devam eder. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular sonucu verdiği kararlar soyut ve somut norm denetiminden farklı olarak davanın tarafı olan kişiler açısından etkili olacaktır."

 

'Balbay kararı emsal teşkil etmez'

 

Anayasa Mahkemesi'nin olayla sınırlı ve yalnız tarafları bağlayıcı kararlar vermekle yetkili olduğu vurgulanan gerekçede, ayrıca şunlar denildi:

"Bireysel başvuruya ancak kişisel ve güncel bir hakkı doğrudan etkilenenler başvuruda bulunabileceğinden bu başvuru ile ilgili ortaya çıkacak Anayasa Mahkemesi kararı da bu kişi ve başvuruya konu idari ve adli işlem açsından geçerli ve bağlayıcı olacaktır. Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru kapsamında Mustafa Balbay hakkında verdiği ihlal kararının mahkememizde yargılanan sanık İbrahim Ayhan ve sanık Gürsel Yıldırım açısından doğrudan veya dolaylı bir sonuç doğurması mümkün olmadığından sanık avukatının Anayasa Mahkemesi'nin Mustafa Balbay hakkındaki kararını emsal göstererek tahliyesine ilişkin talebin reddine karar verildi. Sanıkların üzerine atılı suçun vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu, atılı suçu işlemediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığı atılı suçun Ceza Muhakemeleri Kanunu'nun (CMK) 100/3. maddesinde sayılan katalog suçlardan olması ile adli kontrolün yetersiz kalacağı anlaşılacağından sanığın tutukluluk halinin devamına karar verilmesi gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır."

 

'Seçilme hakkı' şerhi

 

Oy çokluğu ile alındığı belirtilen karara muhalefet şerhi koyan Hakim İsmail Yoğurtçu gerekçesinde şunları belirtti:

"Anayasa Mahkemesinin uzun tutukluluk ve seçilme ihlaline dair Resmi Gazete'de yayınlanan kararı bağlayıcı nitelikte olmamakla birlikte sanığın tutuklulukta geçirdiği sürenin seçilme hakkının ihlaline neden olabileceği ihtimali karşısında Anayasa Mahkemesi'nin gerekçesi de dikkate alınarak sanıklar Ayhan ve Yıldırım'ın yurt dışına çıkışı adli kontrol kapsamına alınarak tahliyesine karar verilmesi gerektiği düşüncesi ile çoğunluğun tutukluluk halinin devamına ilişkin kararına katılmıyorum."

İlgili Haberler