Hülya Karabağlı / ANKARA
BDP, 6 Aralık 2013 tarihinde Hakkari’de vatandaşlar ve kolluk kuvvetleri arasında çıkan gerginlikte Veysel İşbilir ve Reşit İşbilir isimli iki kişinin hayatını yitirdiği olaylarla ilgili Meclis araştırması istedi. Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan, Meclis Başkanlığı’na sunduğu öneride “Türkiye'de demokratik kitle örgütlerinin düzenlediği gösterilerde polisin müdahalesi sonucu açılan ateş ve kullanılan biber gazı müdahalesiyle çok fazla sivil ölümleri gerçekleşmektedir” dedi.
8 bin 415 kamu davasından yüzde 90’ı beraat
Araştırma önerisinin gerekçesine insan hakları örgütlerinin verilerini de ekleyen Aydoğan, şunları dile getirdi:
“AKP iktidarı döneminde, insan hakları örgütlerinin verilerine göre 2003-2013 polis ve askerlerin açtığı ateş sonucu en az 388 kişi yaşamını yitirmiştir. Polis Vazife ve Salahiyetleri Kanunu’nda (PVSY) değişiklik yapıldığı 2007’den bugüne kadar 142 kişi polis kurşunu ya da kullanılan biber gazı kapsülü ile katledilmiştir. 2002-2009 yılları arasında 29 bin 511'i polis olmak üzere 34 bin 931 kolluk kuvveti hakkında işkence nedeniyle şikâyette bulunulurken, 20 bin polis, jandarma ve gardiyan hakkında ise takipsizlik kararı verilerek failler cezalandırılmamıştır. 8 bin 415 polis, jandarma ve gardiyan hakkında açılan kamu davalarından yüzde 90'ı beraat ile sonuçlanmıştır.”
Aydoğan, İçişleri Bakanı Sayın Muammer Güler’e şu soruları yöneltti:
Hakkari’de yaşanan ve Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir adlı iki yurttaşın ölümüne yine daha sonra bu iki yurttaşın cenaze töreni sırasında polisin müdahalesiyle yaralanan Bemal Tokçu adlı yurttaşın beyin ölümünün gerçekleşmesine sebep olan polisler hakkında yapılan idari ve adli bir soruşturma bulunmakta mıdır? Bulunmaktaysa hangi aşamadadır?
Bakanlığınız yetkililerince yaşanan bu katliama ilişkin mobese kayıtlarına ulaşılmış mıdır? Ulaşılan bu kayıtlar kamuoyuna açıklanacak mıdır?
Mehmet Reşit İşbilir ve Veysel İşbilir adlı İki yurttaşın güvenlik güçleri tarafından açılan ateş sonucunda yaşamını yitirmesinden tam 16 saat sonra olay yerine olay yeri inceleme ekibi gelmiştir. Delil karartmaya sebep olabilecek bu işlemlerin gecikmesinden dolayı sorumlular hakkında yasal bir işlem yapılacak mıdır? Yapılmayacak ise bu durumun gerekçesi nedir?
Olay yeri inceleme ekibinin olay yerine 16 saat sonra ulaşması göz önüne bulundurulduğunda, polis kuvvetlerinin yakınında bulunduğu iddia edilen 50'ye yakın uzun namlulu silahlara ait kovanların sonradan yerleştirildiği yönündeki şüpheye ilişkin Bakanlık olarak bir açıklama yapacak mısınız?
Bakanlık olarak iki yurttaşın katledilmesine ilişkin faillere ilişkin şu ana kadar herhangi bir işlem yapılmış mıdır? Yapılmamış ise yapılmamasının gerekçesi nedir?
Hakkari’de yaşanan katliamın, çözüm sürecinin baltalanması amacıyla gerçekleştiği ve bu olayın bir provokasyon olduğu yönündeki açıklamalarınıza binaen İçişleri Bakanı olarak bu provokasyonun arkasındaki isimleri araştırıp kamuoyu önünde açıklamayı düşünüyor musunuz?
