Gündem

Başbakan Yıldırım: Şanghay ile işbirliği AB'ye alternatif değil

"Suriye'de TSK'ya yönelik saldırının tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara"

25 Kasım 2016 01:09

Başbakan Binali Yıldırım, Suriye Fırat Kalkanı Harekâtı'nda Türk askerlerine yönelik olarak düzenlenen saldırıyla ile ilgili olarak "Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara" ifadelerini kullandı. 

Yıldırım, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye ile müzakereleri durdurma yönündeki kararına ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın Şangay İş Birliği Örgütü'nün Avrupa Birliği'ne alternatif olabileceği yönündeki söylemlerine ilişkin de değerlendirmede bulundu. "Şanghay ile işbirliği AB'ye alternatif değil" diyen Yıldırım "AB ülkelerini zehirleyen iki örgüt var, biri PKK diğeri FETÖ. AB ile ilişkilerin kopması Türkiye'ye zarar verir ama Avrupa'ya daha çok zarar verir" diye konuştu. Yıldırım "Türkiye olmasa mülteciler Avrupa'yı istila edecekler" ifadelerini kullandı. 

Yıldırım, MHP ile görüşmeleri devam eden Anayasa teklifinin içeriğine dair yeni detayları açıkladı. Sistemin adının ‘Cumhurbaşkanlığı’ olarak korunacağını ifade eden Yıldırım, ön görülen sistem de yürütmenin başı olarak cumhurbaşkanının bütçeyi Meclis’e sunacağını ve Meclis’in görüşüp karara bağlayacağını ifade etti. Yıldırım, yeni anayasa ile ilgili çalışmaların ocak ayı sonuna kadar tamamlanacağını ve mart ayında referanduma gidilmesinin öngörüldüğünü ifade etti. Yıldırım, “2019'da yüzde yüz cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak” dedi.

Yıldırım, Türk lirasının dolar karşısında sürekli olarak değer kaybetmesi ve Merkez Bankası’nın sürpriz faiz indirimine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Faiz artırımını Merkez Bankası’nın kendi değerlendirmesi olduğunu ifade eden Yıldırım, artışı ‘aceleci bir karar’ olarak niteledi. Yıldırım, dolardaki artış ile ilgili olarak “Dalgaya denize karşı mücadeleye girerseniz yenilirsiniz. Ayakta kalmaya çalışacaksınız. Biz tedbirlerimizi alıyoruz” dedi.

TRT Haber canlı yayınında gündeme dair soruları cevaplayan Başbakan Yıldırım'ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle:

El-Bab kuşatılmış durumda, dün gece bir hava saldırısında 3 askerimiz şehit oldu, 10 yaralımız var. Konuyla ilgili Genelkurmay Başkanlığımızın muhataplarıyla gerekli askeri temasları devam ediyor. Nereden kaynaklandı, nasıl kaynaklandı, tekrarı olmaması konusunda da en kesin ve net şekilde uyarılar yapıldı muhataplara.

Suriye'nin toprak bütünlüğüne karşı bir düşüncemiz yok. Halep'e yürümek gibi bir hedefimiz yok.

Başkalarının ayar vermeye çalışması Türkiye'nin hiç hazzetmediği bir şeydir. Kendi kararını kendisi veren bir ülkeyiz.

"Türkiye olmasa mülteciler Avrupa'yı istila edecek"

AB ülkelerini zehirleyen iki örgüt var, biri PKK diğeri FETÖ. AB ile ilişkilerin kopması Türkiye'ye zarar verir ama Avrupa'ya daha çok zarar verir. Türkiye olmasa mülteciler Avrupa'yı istila edecekler, Avrupa bunu görmeli.

 

"Şanghay AB'ye alternatif değil"



Şanghay ile işbirliği AB'ye alternatif değil. Bu bir tehdit değil, Avrupa'ya karşı bir meydan okuma da değil. Burada karşılıklı irade var. Uzakdoğu ülkeleri, Çin, Rusya, Orta Asya ülkeleri bunlar, ilişkilerimizi hem siyasi hem ekonomik olarak geliştirmek istiyorlar, biz de geliştirmek istiyoruz. Olay bundan ibaret. Yoksa 'AB olmazsa Asya birliği olur' gibi bir zorunlu tercih peşinde değiliz, bunun böyle görülmesinde fayda var.

ABD'de Donald Trump'ın başkan seçilmesi ile bütün ekonomik ezberler bozuldu.

Ben çok aceleci bir karar olarak görüyorum. Türkiye bu şokları daha önce de yaşadı. Biz bunu 2008, 2009 krizlerinde de yaşadık atlattık. 2023'te Gezi ile başlayan süreci de atlattık. Çok uzağa gitmeye lüzum yok. Darbe teşebbüsünde faiz zirve yapmıştı. İçerde dışarda savaş veriyoruz. FETÖ'ye ve PKK'ya karşı amansız bir savaş veriyoruz. Bütün bu şartlar üst üste geldiğinde başka bir ülke olsa darmadağın olurdu.

Amerika’daki seçimlerde Trump'ın başa gelmesi dünyadaki bütün dengeleri  bozdu. Dışarıdaki Amerikan parasını içeri alacağım, mültecileri göndereceğim, Amerika’nın iç ve dış düzenini değiştireceğim dedi. Bu beyanlar Amerikan dolarının karşısında diğer ülkelerinin parasının değer kaybetmesine neden oldu. Biz en çok değer kaybeden ikinci ülkeyiz. Son zamanlarda başka ülkelerde olmayıp bizde meydana gelen olaylardır bunların sebebi. 

Bütün dünyadaki uzmanlar yeni başkanın göreve başladığı döneme kadar bir buçuk aya kadar bu tip dalgalanmalar olacak. Buna benzer fırtınaların sınavını verdik bunu da atlatacağız."

 

"Merkez Bankası'nın kendi kararı"

 

"Bir kere her ülkede Merkez Bankası ile hükümet ilişkilerinde sorun yaşanır. Bu bize has değil. Ekonomik göstergelerde sorun çıkınca sorumlu aranır. Merkez Bankasının bağımsızlığı konusu sık sık dile getiriliyor. 2001 yılında Merkez Bankasının görevi belirlendi ve bağımsız bir yapıya dönüştürüldü. Para politikasını merkez bankası enflasyonu hükümet ile belirleyecek diye karar verildi. O bağımsız ben bağımsız diye bir şey yok. Ekonomi bir bütündür. Her şey merkezi de ilgilendiriyor. Zaman zaman EKK'ya biz bağımsız kurumları davet ediyoruz. Herkes teknik olarak elindeki bilgileri paylaşıyor ama kararı siyasi irade veriyor. Faiz kararını Merkez Bankasını veriyor.

Tahminlerimiz vardı. Biz artırımdan başka araçlarla bu iş yapılabilir mi diye düşündük ama artırma kararını merkez kendi verdi.

Merkez bir karar aldı bunu uyguluyor. İhracatçılara merkez döviz veriyor. Onların da bu dövizi geri vermesi gerekiyor. Yaklaşık 5 milyar doları bulan devletin yaptığı sözleşmeler var. Satış, taahhüt sözleşmeleri. Alacağı dolar olarak öngören anlaşmalar var. Bunun Türk parası ile yapılmasını öngörüyoruz. Piyasadaki döviz dalgalanmalarına katkı sağlama bize Türk parası olarak öde diyoruz.

Sermayeye bir kısıtlama yok. Bu alçakça bir dedikodu. Bunu kasıtlı olarak yayıyorlar. Kısacası bu günler gelip geçecek. Bu tip dalgalı denizlerde şuan dikkat etmeliyiz. Dalgaya denize karşı mücadeleye girerseniz yenilirsiniz. Ayakta kalmaya çalışacaksınız. Biz tedbirlerimizi alıyoruz. Her şey planlandığı gibi gidecektir. Dalgalanmadan durulma olmaz. Önemli olan dümen tutturmaktır. Milletimiz rahat olsun. Tedbirler alıyoruz. Gece gündüz kafa yoruyoruz. Panik havası oluşmasın. vatandaşlarımız normal yaşantısını devam ettirsin.

Merkez Bankası her canı istediği zaman toplanmıyor. Demek ki konuştular ve böyle bir sinyalin artırılacağını doğru buldular. Biz faiz artırılmasını doğru bulmuyoruz."

 

Büyüme oranları

 

"Üçüncü çeyrek büyüme tahminleri düşündüğümüzün çok altında yıllık büyümeye olumsuz bir katkısı oluyor. 3 civarındaki büyüme oranı bizi tatmin edecek bir rakam değil. Mutlaka 4 buçuk ve üzerinde olması lazım. Bizi kesmez bu rakam. Biz aslında daha çok hedeflemiştik ama 14 yılda 3 farklı kriz yaşadık. 15 Temmuzun ekonomik maliyeti henüz daha çıkmadı. Bu yıllar sonra anlaşılacak."

 

OHAL'in ekonomiye etkisi

 

"Darbenin verdiği maddi manevi zararları hesap edersek ülkemize çok ciddi maliyetleri oldu. OHAL ilan etmek zorunda kaldık. Her ne kadar bunun iş alemine ve yaşama etkisi yok. SP ve Moddys'in verdiği notlar ve Amerikan seçimleri de olunca dalgalanma arttı. FETÖ acaba ekonomiyi, algıyı nasıl bozarız, yabancıların  kanaatlerini nasıl değiştiririz diye müthiş bir operasyon yapıyor. Parayı nereden aldılar? Garibanlardan, öğretmenlerden, vatandaşlardan aldılar. Şimdi bu paralar Türkiye'nin itibarını kötüleştirmek için aymaz bir şekilde kullanılıyor.

Biz ilk günlerde kayyum kararını mahkemeler veriyordu. Bütün şirketin eli kolu bağlanıyordu. Biz dedik ki şirket çalışmaya devam etsin. Buraya atanan kayyumların neye göre atandığı belli değildi. KHK ile TMSF kayyum olarak atandı. TMSF bu işin ehli. Zor durumda olan şirketleri ihya eden bir kuruluşumuz. İlk günlerde yanlış uygulamalar oldu. Hatalarımızdan öğreniyoruz. Görünce hataları düzeltiyoruz. Duyarsız değiliz. Ne kadar titiz olursak olalım OHAL algısı yurtdışında etkili oluyor. İlk günlerde hiç kimse konuşmuyordu. Biz sitem ettikçe hepsi akın akın geldi ve dinledi. Sonra siz haklısınız biz mahcubuz dediler."

"Hesabı en kötüye göre yapmak. Bu krizin neresindeyiz. Büyüyecek mi sakinleşecek mi tahmin etmek zor. Ocaktan itibaren daha öngörülebilir olacak. Sözleşmeleri devlet Türk parası ile yapacak bu yönde bir irade koyacağız. Yabancılar için değil vatandaşlarımız için geçerli bu durum. Vatandaşlarımız ticareti milli para ile yapsın. Bu bir çağrıdır. Kendi paramıza hak ettiği değeri biz vermeliyiz. Türk parasına dönmek sadece değer kazandırmayacak. Gelişen ekonomide kriz yönetmenin başarısı zaman yönetmekten geçer. İş işten geçtikten sonra tedbir almak hasarı büyütür. Kamu olarak yapacağımız işlerde böyle düşünüyoruz istisnalar olabilir. Genel anlamda Türk parası ile yapılacak birçok satış işi var. Dolayısı ile bu konularda genel yaklaşımımız budur."

 

"El konulan şirketlerin borçlarını ödememesi"

 

"Örgütün tespitinde çok zorlanıyorlar. Çünkü şeffaf değil. Kayıt dışı bir örgüt. Yan yana duruyorsunuz adam örgütün ta göbeğinde. Bu nedenle zaman kaybı oluyor. Tecrübe kazandıkça bu uygulamaları geliştiriyoruz. Sorumluluk duygusu ile harket ediyoruz."

 

Anayasa değişikliği

 

Bir kere ön görülemezlik ekonominin en büyük düşmanıdır. Belirsizliğin ortadan kaldırılması gerek. Rejim değişikliği meselesi yok. Yönetim sistemimize baktığımız zaman her ne kadar parlamenter sistem ile idare ediyoruz. Getirmek istediğimiz sistem yeni bir yönetim sistemi değil yabancısı değiliz. 2007'de tarihi bir hata yaptık. Ana muhalefet partisi ve çok bilmiş hukukçuları telkini ile değişiklik yapıldı. Yanlışları düzelten bir milletimiz var.

Millet doğrudan cumhurbaşkanını seçti 1982'de cumhurbaşkanını geniş yetkileri var. Bu yetkiler başkanlık sistemini de içine alan bir sistem var. MHP bu şekilde devam edemeyeceğimizi gördü. Bahçeli, her ne kadar parlamenter sistemi sürdürüyorsak da böyle devam etmesi mümkün değil diyerek harekete geçti. 

Cumhurbaşkanı onun altında başkan yardımcı altında meclis var. Meclis bir irade. Başkan da bir irade. İkisi de seçiliyor. Başkan partili olarak seçime gidiyor. Bütçeyi cumhurbaşkanı meclise sunuyor meclis görüşüp karara bağlıyor. Diğer sistemlerin tıkanan kısımları dikkate alındı. Başkalarında olmayıp bizde bulunan özellikler de eklendi. Ülkemizin şartları, başka ülkelerdeki aksaklıkları da öngördük. Cumhurbaşkanı olarak ismin devam etmesine MHP ile ortak karar verdik.

Türkiye'nin geçmiş tarihine bakınca istikrarın olduğu dönemde refah artmış AK Parti 14 yıldır iktidar ama Türkiye'nin tek bir iktidar çıkaracak bir sisteme ihtiyacı var. Meclis daha da güçlenecek. Bu sistemde yasa tekliflerini iktidar partisi veriyor. Türkiye'de artık koalisyon yok. Artık bu endişeyi taşımayacaksınız. Bu ekonomide de ön görülebilirliği getirir. 5 yıl öngörülüyor. Cumhurbaşkanı da meclis de. Bir küresel şoklardan kaynaklı bir durumu var önümüzdeki kısa ve orta vadede kendi durumumuz var. 

Cumhurbaşkanlığı ve anayasa için adımları attık çok kısa sürede bir mutabakatlara varacağız ve meclise getireceğiz. Bir ya da 2 hafta komisyonda görüşülür sonra Meclis’e gelir. Cumhurbaşkanı’nın onay süreci ve referandum var. Mart sonu referandum yapacağız. Ocak ayı sonlarına kadar meclisteki çalışmaları tamamlamaya çalışacağız. Katiyen erken seçim yok. Seçimler 2019'da yapılacak. Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi yapılacak. 2019'da yüzde yüz cumhurbaşkanlığı sistemi uygulanacak. Ara dönem de sona ermiş olacak. 12 artı iki üç geçici madde var. Üzerinde beraber çalışıyoruz. 

 

"CHP, Kartal'da PKK'ya destek verdi"

 

"CHP'den farklı sesler geliyor. Kemal Bey zinhar karşıyız diyor. Başkanlığı getirecekseniz kapının deliğini bile kapatırız diyor. Ama anlatırız desteklemek istemiyorlarsa bilgi veririz. Konuşmaya açığız konuşarak her şeyi halledebiliriz.

CHP'den son zamanlarda gariplikler var. 15 Temmuzun olmadığı gibi düşüncelere kapıldı. HDP ile bir araya gelme, sokak hareketleriniz teşvik etme gibi şeyler yaptılar. Direnmek sokağa inmek gibi kargaşalar çıkarmaya gerek yok. 

Demokrasiyi içselleştirmemişler. Peki parlamenter sistem mi istiyorsunuz siz de teklifinizi getirin milletin önüne koyalım dedik. Dönüp dolaşıp iş şuraya geliyor. Millet iradesine teslim olmama. Milleti yormasak bu işleri halletsek iyi olur ama yapamıyoruz. Ana muhalefet partisinin bu sorumlulukları bilerek hareket etmesi lazım. Gidersiniz miting yaparsınız ama şiddete dönüşebilir. Kartal'da PKK'ya destek verdiklerini gördük.

 

"HDP'li milletvekillerinin tutuklanması"

 

"HDP'nin sistem içerisindeki yeri zaten son zamanlarda çok net olarak toplum tarafından görüldü. Terör örgütü ile ilişkilerini kesemediler. Beyanlarla olmakla kalmadı eylemlerle oldu. Avrupalılar telkini veriyorlar öyle olsun böyle olsun. Bırakın yargı işini yapsın. Biz diyoruz ki Almanya'da 4 bin 500 terörist var. İstiyoruz biz hukuk devletiyiz karışamayız diyorlar. Biz ilişkilerimizi bozmaktan yana değiliz ama her türlü tavizi biz verelim diye bir şey yok."

 

İlişkilerin donması ticareti etkiler mi?

 

"Ticaret ile siyaset ilişkisi birebir birbirini etkilemez. İlerde bu ilişkilerin bu gerginliğin ticari ilişkilerimizde yansımaması derdindeyiz. Aracılar çok. Aracıları çıkarmamız lazım ilişkileri tamir edebiliriz. Milletimizin AB'ye girme arzusu bir platonik aşk değildir. Birliğe olan güven azalmaktadır. AB konusunda bir saha araştırması yapsak durum parlak değil"

 

Emekli promosyonu

 

"Emekli promosyonunda Çalışma Bakanlığı konuyu bana atıyor. Emeklilerin beklentisini çok yükselttiler. Yıl sonuna kadar bir esasa bağlayacağız."

 

Asgari ücret

 

"Asgari ücretin bin 300 lira olması ile birlikte işverenlerin yükü arttı. O kadar fazla reform düzeyinde düzenleme yaptık ki bunlara sıra gelmedi. Zorunlu emeklilik, kısmi zamanlı çalışma, KOBİ'lerin kredi alması, varlık barışı, Doğu ve Güneydoğu cazibe merkezleri gibi daha niceleri."

 

Borçların yapılandırılması

 

"Borçların yapılandırılmasının uzatılması yasal olarak mümkün değil. Bu dönem çok yüksek bir müracaat oldu. Bu sanki çelişki gibi gösteriliyor. Burada da bir algı operasyonu olduğu açık. Önümüzdeki hedeflerimizi bir kere belirsizlikleri ortada kaldıracağız. İstihdamın artırılması, ihracatın artırılması, ihracatın kalitesinin artırılmasına yönelik çalışmalarımızı devam ediyor. Referandum sürecine kadar bir belirsizlik yok. Dalgalanma geçicidir. Bu şoklara Türkiye'nin bağışıklığı vardır. Tedbirlerimizi almaya devam ediyoruz. EKK'nin mevcut başkanı benim. Ben her gün çıkıp konuşamam. Benden sonra ekonomi ile ilgili söz sahibi olan kişi Mehmet Şimşek'tir. Genel koordinasyon bana ait benden sonra söz sahibi Mehmet Şimşektir."

 

Öğretmenler günü

 

"1 milyona yakın öğretmenimiz var. AK Parti'den önce öğretmen sayısı 400 bin civarındaydı. Şuanda norm kadrolar kıyasladığımız zaman 50 bin öğretmen fazlamız var. Belli yerlerde yığılma var. 15 bin acil öğretmen aldık. Şuan çok ciddi öğretmen açığı söz konusu değil. 

2019'a kadar sabahçı öğlenci bitecek tam gün uygulamasına geçilecek. Yüzde 50'ye çıkan okul öncesi eğitimi zorunlu hale getireceğiz. 2-3 yaşından itibaren eğitime başlayacak. Bu eğitimde yapılacak 4+4+4 'den sonra en büyük reform olacağını düşünüyoruz. Gün boyu eğitime geçmek için 71 bin dersliğe ihtiyacımız var.  Öğretmenler aslında sadece eğitim vermiyor, gelecek nesillerin nasıl şekilleneceğine karar veriyor."

 

 

İlgili Haberler