Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, IMF’nin Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerini yukarı çekmesinin olumlu olduğunu belirterek, “Türkiye’de siyasi belirsizlik azaldı, kapsamlı bir reform gündemimiz var. Yapısal reformları yapıyoruz, şimdi yavaş yavaş herkes hikâyeye tekrar inanmaya başladı.” dedi.
Dünya'nın haberine göre, Şimşek, IMF-Dünya Bankası Bahar Toplantıları için geldiği ABD’nin başkenti Washington’da Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
IMF’nin Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerini yukarıya çekmesinin sorulması üzerine Şimşek, Türkiye’nin geçen yıl performansıyla bütün uluslararası kuruluşları ve dünyayı şaşırttığını söyledi.
Şimşek, Çin, Hindistan hariç gelişmekte olan ülkeler yüzde 1,7 büyürken Türkiye’nin yüzde 4 büyüdüğünü hatırlatarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Türkiye’de siyasi belirsizlik azaldı, kapsamlı bir reform gündemimiz var. Yapısal reformları yapıyoruz, ondan dolayı şimdi yavaş yavaş herkes hikâyeye tekrar inanmaya başladı. IMF’nin rakamlarını yukarı doğru revize etmiş olması tabi olumlu bir şey, yani dünyaya ilişkin büyüme beklentilerini aşağı çekerken Türkiye’ye ilişkin büyüme beklentilerini yukarı çekti. Bu, Türkiye’de siyasi belirsizliğin azaldığını, yapısal reformlarla Türkiye’nin orta vadeli görünümünün iyileştiğini gösteriyor.”
'Bütçe açığı sorun olmaktan çıktı'
Orta vadede yapısal reformlar yapıp, verimliliği artırarak Türkiye’deki büyüme oranını tekrar yüzde 5 patikasına oturtma çabası içinde olduklarını vurgulayan Şimşek, Türk ekonomisin bölgedeki tüm olumsuzluklara ve Avrupa’daki kalıcı durgunluğa rağmen direncini koruduğunu kaydetti.
Şimşek, bütçe açığının da sorun olmaktan çıktığını dile getirerek, şunları ifade etti:
“Geçen sene genel devlette biz sıfır açık verdik, yani bütçe açığı vermedik. Borcumuz OECD ortalamasının üçte biri civarında. Türkiye iş ve istihdam yaratmaya devam ediyor, 2015’te 700 bin vatandaşımıza iş bulduk. Tabii ki sorunlar var ama bu sorunları çözmek için de yapısal reform gündemimiz var. Her şeye rağmen bütün bu şoklara rağmen Türkiye ekonomisi güçlü bir performans gösterdi, güçlü bir direnç gösterdi.”
'Rusya'nın bize ihtiyacı var'
Türkiye’nin başta Rusya olmak üzere komşularıyla son dönemdeki ilişkileriyle ilgili bir soru üzerine Şimşek, Rusya’yla yaşanan sorunların düşmanca bir tutumdan kaynaklanmadığına vurgu yaptı.
“Biz Rusya’yı önemli bir ticari ortak olarak, çok önemli bir komşu olarak gördük ve görmeye devam ediyoruz.” diyen Şimşek, şöyle devam etti:
“Rusya ile yapıcı ilişkiler geliştirmek istiyoruz. Bizim Suriye-Türkiye sınırında Rusya ile bir sorun yaşandı ama o sorun Rusya’ya yönelik bir hasmane tutumdan kaynaklanmıyor. Dolayısıyla Rusya inşallah zamanla bunu bu şekilde görecek. Rusya’nın Türkiye’ye ihtiyacı var, Türkiye’nin de Rusya’ya ihtiyacı var.”
Şimşek, aynı şeyin Mısır ve diğer komşular için de geçerli olduğunu belirterek, Türkiye’nin bölgenin tamamında istikrar sağlanması istediğini anlattı. Türkiye’nin hiçbir ülkenin içişlerine karışmak gibi bir niyeti olmadığının altını çizen Şimşek, “Ancak Türkiye tabii ki kendi ulusal güvenliği için çevresinde olup bitenlere de tamamen kayıtsız kalamaz.” ifadesini kullandı.
Sığınmacı krizi
Başbakan Yardımcısı Şimşek, Avrupa’nın, Türkiye’nin Suriyeli sığınmacılara yönelik çabalarını yeteri kadar takdir etmediği yorumu üzerine çabaların takdir almak için değil vicdani sorumluluk çerçevesinde gösterildiğini söyledi.
Şimşek, şunları kaydetti:
“Ben inanıyorum ki tarih yazıldığında bu dönem Türkiye’nin, Kilis’in, Gaziantep’in dünyaya insanlık dersi verdiği bir dönem olarak geçecek. Onun için biz doğru yoldayız. Bu mazlum insanlara biz kapımızı açtık, yardım ediyoruz. Asıl olan, yapmamız gereken de bu. Şimdi yavaş yavaş dünya Türkiye’nin üslendiği bu büyük sorumluluğu takdir etmeye başladı, yavaş yavaş yük paylaşımına da gidiliyor. Bunlar olumlu sinyaller.”
Merkez Bankasındaki görev değişimi
Mehmet Şimşek, Merkez Bankası Başkanlığına Murat Çetinkaya’nın getirilmesine ilişkin bir soruyu ise şöyle yanıtladı:
“Merkez Bankası, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki dönemde de rasyonel bir zeminde, Türkiye’nin ihtiyaçlarını ve küresel konjonktürü dikkate alarak para politikasını oluşturacaktır. Dolayısıyla başka bir tür beklenti ve değerlendirme söz konusu olamaz. Bu arkadaşların hepsi kendi alanında deneyimli, yetkin. Türkiye ekonomisinin para politikası ayağında rasyonel zemini koruması bekleniyor, öyle de olacak. En ufak bir tereddüdümüz yok.”
