Aydın Engin*
İstanbul’da turizmin kalbinde,
Sultanahmet Meydanı’nda patlayan bombanın gümbürtüsü ve ürküntüsü hâlâ kulaklarımızdayken tutup Kanal D’nin eğlence programı Beyaz Show’da “Ayşe Öğretmen”in yayına bağlanmasıyla patlak verenler üstüne bir Tırmık yazmaya hiç niyetim yoktu.
Eğer sosyal medyanın karanlık yüzünde Beyazıt Öztürk adlı delikanlıyı linç etmekten, Kanal D’yi yerin dibine batırmaktan öte hedefi olmayan ve yağmur gibi yağan tweet’ler olmasaydı.
Biliyorum bu konuda yazılacak olan yazıldı, söylenecek söylendi. (Bu arada okumayanlar için T24’te Hakan Aksay’ın yazısını kaçırmamalarını önermek isterim:
Beyazıt Öztürk eğlence dünyasının amiral gemisi görsel medyanın ünlülerinden bir delikanlı. Bugüne dek siyasal herhangi bir duruşuna, açıklamasına tanık olmadık. Gezi Direnişi sırasında bu delikanlıya oralarda rastlayan oldu mu?
Şart da değil.
Eğlence dünyası bu. Sirkteki akrobatın, trapezdeki genç kadının ya da palyaçonun siyasal görüşünü merak eden var mıdır?
O yüzden “Ayşe Öğretmen” olayında klavye silahşörlüğüne soyunup Beyaz’a yüklenmenin, onu linç etmenin anlamı da yok, buna hakkımız da. Olsa olsa klavye üstünden bir “kendi kendini tatminden” söz edebiliriz.
Geçelim...
Diyarbakır’dan genç bir kadın Beyaz Show’a bağlandı ve birkaç dakikalık bir acı çığlığını bütün Türkiye’ye dinletti. Dediklerinin özü özeti şu cümlelerden ibaret:
“Burada yaşananlar ekranlarda çok farklı aktarılıyor. Sessiz kalmayın. İnsan olarak biraz daha hassasiyetle yaklaşın. Görün, duyun ve artık bize el verin. Yazık; insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın.”
Ayşe Öğretmen’i canlı yayında dinleyen konukların ve Beyaz’ın gözleri doldu. Duygulandılar ve söylenenleri alkışladılar.
Ancak Beyaz Show’un yayımlandığı Kanal D bembeyaz oldu.
Korkudan bembeyaz oldu tabii...
Peki, bir ülkede “İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” dilekleri dillendirildiğinde korkudan bembeyaz olunuyorsa o ülkede sorun eğlence programını sunan delikanlıda ya da o programı yayımlayan kanalda mıdır yoksa sorunu daha yukarılarda, daha tepelerde mi aramalıyız?
Mesela bu sözlerin dillendirildiği bir ülkenin Milli Eğitim Bakanlığı’nın hemen “O kadın bizde çalışan bir öğretmen değil” açıklaması “Biz, insanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın diyenlerden değiliz” demekten öte nasıl bir anlam taşıyabilir...
Devlet medyasına dönüşmüş AKP medyasının ağızlarından salyalar ve köpükler saçarak Ayşe Öğretmen’i lanetlemeleri, iktidar kanadından art arda gelen açıklamalar, Bakırköy savcısı olan zatın Kanal D ve Beyaz ve Ayşe Öğretmen hakkında “İnsanlar ölmesin, çocuklar ölmesin, anneler ağlamasın” denerek terör propagandası yapıldığı iddiasıyla soruşturma başlatmasının açıklaması ne olabilir?
Bence Beyaz Show’da Ayşe öğretmen konuştu.
Kanal D bembeyaz oldu.
İktidar ve medyası mosmor...
Olup bitenin özü özeti bu...
* Bu yazı, Cumhuriyet'te yayımlanmıştır