Gündem

AKP'li Bostancı: İdam cezasını konuşabilmek için toplumda ve parlamentoda çok yüksek bir mutabakat gerek

08 Eylül 2020 12:27

AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, yeniden gündeme gelen idam cezası tartışmasına ilişkin, “Partiler arası mutabakatla kaldırıldı, tekrar konuşabilmek için toplumda ve parlamentoda çok yüksek bir mutabakat gerekir, böyle bir mutabakat olmaksızın adım atmak doğru olmaz” değerlendirmesini yaptı.

AKP Grup Başkanı Naci Bostancı, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından yeniden gündeme getirilen idam cezası tartışmasıyla ilgili olarak Hürriyet'ten Turan Yılmaz'a değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'de son idam cezasının 12 Eylül'de uygulandığını hatırlatan Bostancı sözlerine şu şekilde devam etti:

"Daha sonra, uzun yıllar var olmasına rağmen fiilen uygulanmadı. Nihayet parlamento da bizden önceki dönemde yüksek bir ‘evet’ oyuyla kaldırdı. Partiler arasında bir mutabakat vardı, o çerçevede kaldırıldı. Türkiye’de hepimizin içini acıtan dramatik olaylar yaşanıyor. Bunlara karşı çok çeşitli duyarlılıklarımız, öfkelerimiz, kızgınlıklarımız muhakkak olur. Hukuk da esasında bunlara çok çeşitli cezalar takdir ediyor. Tekrar çeşitli suçlara ilişkin ölüm cezasını konuşabilmek için toplumda ve parlamentoda çok yüksek bir mutabakat gerekir. Böyle bir mutabakat olmaksızın adım atmak doğru olmaz" ifadelerini kullandı.

 "Sosyal medya marifetiyle teşekkül eden linç kültürünün tek hedefi var"

"Suç ve ceza ilişkisi konusunda son zamanlarda sosyal medya üzerinden bir linç kültürü teşekkül ediyor. Hukuk asla bir linç kültürünün parçası olmaz. Hukuk, soğukkanlılıkla suç ve ceza ilişkisini deliller çerçevesinde ve rasyonel bir şekilde değerlendirir ve nihayete bağlar. Hem suçu işleyen kişinin işlediği suçla orantılı cezalandırılması hem de muhakkak topluma yönelik bir mesaj kastı taşır. Ayrıca kişinin nihai olarak ıslah olmasını da hedefler hukuk. Ama sosyal medya marifetiyle teşekkül eden linç kültürünün tek hedefi vardır, yeteri kadar bilgi sahibi olmaksızın sadece bir duyarlılık çerçevesinde yok etmek. Bu da hukukun konusu olamaz. Gerçek durumu bilmeyen, dosyaya ilişkin herhangi bir bilgisi olmayan, veriler elinde bulunmayan, sadece bir duyarlılık çerçevesinde olaylara ilişkin yargıda bulunmak ve bunu sosyal medya marifetiyle ortaya koymak doğru bir yaklaşım değildir. Çünkü bu işleri yapmak için mahkemeler var.”