Arzu Yıldız / Ankara
12 Eylül 1980 darbesinden sonra yapılan işkencelerle ilgili olarak Ankara'dan ilgili savcılıklara gönderilen dosyalara ilişkin olarak yaklaşık 2 yıldır adım atılmadı, dava açılmadı.
Ankara Terörle Mücadele Kanunu 10. Maddesiyle Yetkili Cumhuriyet Başsavcıvekilliği, yaklaşık 2 yıl önce, 12 Eylül darbesinin yaşayan mimarları eski Genelkurmay Başkanı Kenan Evren ve eski Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya hakkında "ağırlaştırılmış müebbet" hapis istemiyle iddianame hazırladı. Ancak Başsavcıvekilliği, o dönemde yapılan işkencelerle ilgili evrakı ana soruşturmadan ayırarak, "görevsizlik" kararıyla işkence merkezinin bulunduğu illere gönderdi. Başta Diyarbakır, İstanbul ve Ankara olmak üzere binlerce insanın işkenceye maruz kaldığı illerdeki savcılıklar, yaklaşık 2 yıldır işkence soruşturmasıyla ilgili olarak adım atmadı.
Zamanaşımı uygulanmayan insanlık suçu
Savcılık, işkencelerle ilgili soruşturmaları ayırma kararında, "işkence insanlık suçu olduğu için zamanaşımının söz konusu olmadığını" vurgulamış, benzer olayları emsal göstermişti. Ankara’da görülen 12 Eylül darbesiyle ilgili davaya katılan ve Şubat 2013'te hayatını kaybeden 105 yaşındaki Berfo Nine duruşma salonunda oğlu Cemil Kırbayır’ı kaçıran ve işkence yapanlardan hesap sorulmasını istemişti.
Yazar Orhan Miroğlu da aynı davada Diyarbakır Cezaevi'nde maruz kaldığı işkenceyi anlatırken gözyaşlarını tutamamıştı. Davayı izlemeye gelen ve her siyasi görüşten katılma talebinde bulunanlar tek amaçta birleşmiş, işkencecilerden hesap sorulmasını istemişlerdi.
Delillerin toplanması, mağdurların ve şüphelilerin dinlenmesine ve "zamanaşımı uygulanamayacağına" dair savcılık kararına rağmen birçok savcılık, işkence suçlarına takipsizlik kararı vererek soruşturmayı kapattı. Diyarbakır, Ankara Mamak Cezaevi, İstanbul Emniyeti'ndeki işkencelerle ilgili olarak ise dosyaya ilişkin tüm evreler bitti, ancak henüz dava açılmadı.
Letonya örneği
1944 yılında, Sovyet ordusu adına sabotaj yapmak için Alman işgali altındaki Letonya'ya giden Vasilli Kononov, 3’ü kadın 9 köylünün katledilmesinin mimarı olarak tarihe geçti. 1962 yılında zamanaşımı süresi 10 yıl olarak belirlendiği için Kononov hakkında yargı gereken işlemi gerçekleştiremedi. 1992 yılında Letonya’da ceza kanununda değişiklik yapılarak "insalığa karşı suçlarda" zamanaşımı kaldırıldı.
Letonya vatandaşlığına geçen Kononov hakkında 1998 yılında bir savcı resen harekete geçti ve Kononov’un 1944 yılında köylülerin katledilmesi olayında "insanlığa karşı suç işlediğini" kabul ederek soruşturma başlattı. Soruşturma bir yıl içerisinde tamamlandı, 81 yaşındaki Kononov hapse gönderildi. Kononov’un Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) yaptığı başvuru kabul edilse de. Letonya devletinin bu karara itirazı 3’e karşı 14 oyla haklı bulunya ve Kononov’un zamanaşımından yararlanamayacağına hükmedildi.