04 Aralık 2011

Uludağ'da bir hafta sonu

Uludağ benim en çok sevdiğim dağlardan biri. Bunun ilk nedeni Ulaşımının çok kolay olması.

Uludağ benim en çok sevdiğim dağlardan biri. Bunun ilk nedeni Ulaşımının çok kolay olması. 07:30 da feribota bindiniz mi saat 10:00 da Uludağ’da olabilirsiniz. İkinci nedeni ise 2543 metre rakımlı olmasına rağmen hava koşullarının kışın çok zorlu olması. Sabahleyin İstanbul’da günlük güneşlik bir hava varken, Uludağ’a gittiğinizde müthiş bir tipiyle karşılaşabilirsiniz. 


Uludağ tartışmasız olarak Türkiye’nin en önemli kayak merkezi. Her yıl onbinlerce kişi Uludağ’a kayak yapmaya gidiyorlar. Birçok büyük otelin bulunduğu dağda, birkaç bölgeye ayrılmış ve en kolaydan en zora kadar birçok parkurları olan onlarca pist var ve toplam 20 km civarında bir uzunluğa sahipler.


Kışın kar kalınlığının yer yer 3 metreye kadar çıktığı Uludağ’da 8 telesiyej ve 7 teleski bulunuyor. Uludağ bu özelliğiyle Türkiye’nin en organize ve düzenli kayak merkezi olmayı hak ediyor. Ancak otellerin plansız, programsız yayılımı dağın bu kısmında mimari olarak çirkin görüntülerin ortaya çıkmasına neden olmuştu. Bu yaz otellerin kaçak olan eklenti kısımları yıkıldı. Sonucun ne olacağını yakında göreceğiz.


Benim Uludağ’a gitme nedenim hiçbir zaman kayak olmadı. Ya kamp yapmaya, ya zirvesine tırmanmaya ya da eteğinde bir gün geçirmeye giderim genellikle.


İlkbahar ve kış aylarında çok fotoğrafiktir Uludağ. Kışın bir günlüğüne de olsa kamp yapmak, dışarıda tipi varken çadırın içinde sıcak bir çorba içmek benim en keyif aldığım etkinliklerden biridir. Bu yüzden fırsat buldukça giderim Uludağ’a.


Karda yürümek veya kamp yapmak isteyenlerin de yoğun olarak ziyaret ettiği bir yer Uludağ. Kış aylarında kar kalınlığı yer yer 3 metreyi buluyor. Bu özelliği bol karda yürüyüş yapmak isteyenler için dağa daha da ilgi çekici hale getiriyor. Daha önce bol karda yürüyüş yapmamış olanlara pek tavsiye etmiyorum. Çünkü oldukça yorucu ve ağır bir yürüyüş. Bursa civarında oturan ve daha önce doğa yürüyüşü yapmış olanlara tavsiye edeceğim bir rota. Uludağ oteller bölgesinden sonra Wolfram madenine giden yol kar yüzünden kapanır ve yer yer 1- 2 metre karla kaplanır. Bu karda belinize kadar yürümenin yanı sıra yükseklik de çok yorar insanı. Wolfram tesislerine kadar ulaşmak mümkün olmayabilir ama bele kadar karın içine batmış olarak yapılacak bir yürüyüş ve sonrasında karda kurulacak bir çadırda geçirilecek bir gece, yaptığınız kayak tatiline farklı bir renk katacak.


Mutlaka kamp yapmak da şart değil. Otellerde kalanlar sabah erkenden yola çıkarak bir kaç saatlik bir kar yürüyüşü yapabilirler. Kışın dağı daha yüksekten görmek isteyenler telesiyejle 2232 metre rakımlı Kuşaklıkaya’ya kadar giderek burada biraz zaman geçirebilirler.


Bunların hiçbirini yapmak isteyenler Sarıalan yaylasına kadar araçla gidip buradaki kır lokantalarında yemek yiyebilir, küçük kar yürüyüşleri yapabilirler. Sabah biraz erken çıkıp sabah kahvaltısını Uludağ yolu üzerinde bulunan İnkaya köyündeki 600 yılını geride bırakmış anıt çınarın dibindeki çay bahçesinde yapabilirsiniz.


Uludağ’da yapılacak her aktivite için mutlaka yetkililere haber vermek gerekiyor. Çünkü bölgede sis gerçek bir sorun. Uludağ’da hava çok kısa bir sürede değişebiliyor. Bu durum dağa hazırlıksız gelenler için ciddi bir problem yaratabiliyor. Bu nedenle hava durumunu dikkate alarak ve jandarmaya haber vererek yürüyüşe başlamakta fayda var.


 

Yazarın Diğer Yazıları

Su için yürüyoruz

Amerika’da 2014 yılında yapılan bir çalışmada dünyadaki tatlı su miktarının tüm suların sadece yüzde 2.5’u olduğunu söylüyor

Bir kanyon, Bir adam…….

Elini ilk sıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. O gün Arapkir yaylalarında çamurla, yağmurla boğuşmuştuk.

Arapkir yaylalarında bir gün

Hava bir kapıyor bir açıyor. Kapadığında bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağıyor yağmur

"
"