27 Kasım 2011

Sırlarla dolu bir vadi: Levent Kanyonu

Türkiye’nin keşfedilmemiş birçok doğal değeri bulunuyor. Bunun nedeni bu keşfedilmemiş yerlerin bilinmemesi değil.

Türkiye’nin keşfedilmemiş birçok doğal değeri bulunuyor. Bunun nedeni bu keşfedilmemiş yerlerin bilinmemesi değil. Aslında buraları başta yöre halkı olmak üzere herkes biliyor. Haritalarda yer alıyor, pikniğe gidiliyor hatta fotoğrafları bağlı olduğu ilin tanıtım broşüründe de kullanılıyor. Bilinmeyen ise bu doğal oluşumların ne anlama geldiği.


Benim 2002 yılında keşfettiğim Narman kanyonu da böyle bir yer. Bu doğal değerlerden o kadar çok var ki saymakla bitmez.


Bunlardan biri de Malatya’nın Akçadağ ilçesi sınırları içinde yer alan Levent kanyonu. Bölgenin tektoniğinden etkilenerek derin yarılmış olan vadi, ismini vadi içinde bulunan Levent köyünden alıyor.


Türkiye’nin henüz pek bilinmeyen doğa ve kültür turizm değerlerinden biri olan kanyonun bazı noktaları Grand kanyonu andırıyor.


Uzunluğu kilometrelerce olan ve Tohma kanyonuyla birleşen Levent vadisi tipik bir kanyon vadisi görünümünde.


Malatya- Kayseri karayolu üzerinde bulunan kanyonun duvarlarında çeşitli dönemlere ait yüzlerce mağara bulunuyor. Bu mağaralarının büyük bir çoğunluğunun insan tarafından yapıldığı uzaktan bile çok belli oluyor.


Ben bu mağaraların içinde epey dolaştım. Neredeyse insan eli değmemiş bir mağara yok gibi. Bölgede sık sık meydana gelen depremler yüzünden mağaraların büyük bir kısmında çökmeler meydana gelmiş. Bu çökmeler mağaraların ilk hallerini epey bir bozmuş ama oldukça iyi korunan mağaralar da var. 


Bu mağaralarda Hitit ve Roma döneminde insanların yaşadıkları kesin gibi. Mağaraların içinde ve etrafında yapılacak ciddi bir arkeolojik çalışma mağaraların tarihini Neoloitik’den öteye bile götürebilir.


Bu mağaralarda Malatya’nın içinde bulunan Aslantepe höyüğü ile aynı döneme ait birçok bulgunun bulunma olasılığı çok fazla.


Mağara sistemleri arasında en önemlileri İnkaya, Kozalak, Taşköy, Bağköy, Kolköy ve Küçükkürne köyleri arasında yoğunlaşıyor. Özellikle Küçükkürne köyündeki mağaralar Malatya için başına bir turistik değer. Vadi içindeki tepelerde bulunan ve içlerinde ne olduğu henüz bilinmeyen Tümülüs’ler ise epey fazla. Her mağara sistemine yakın bir tepede o sistemde yaşayanlar tarafından yapılmış olan Tümülüsler var. 


Levent vadisindeki mağaraların büyük bir kısmında başka mağaralara bağlanan dehlizler, insanların mağaraları şekillendirme izleri, duvarları yıkılmış yapılar gözleniyor.


Vadide birçok yerde gözlenen fosiller bölgenin 25-30 milyon yıl önce denizle kaplı olduğunun göstergesi. Vadinin içindeki köyleri çevreleyen kayalar üzerinde birçok kaya mezarı ve niş bulunuyor. Bu mezarlar hakkında da detaylı bir bilgi yok henüz. 


Sonbaharda pastel renklerle süslenen vadinin kış aylarında tepeleri karla kaplanıyor. Özellikle vadinin girişindeki kayalıklardan vadi olağanüstü gözüküyor. Kış bastığında vadi içindeki köylerin çoğunda insan kalmıyor. Vadi içinde araçla yapılacak bir yolculuk eğer detaylı bir gezi planlanıyorsa 4- 5 gün sürebilir.


Vadi doğa yürüyüşler için oldukça uygun parkurlara sahip. Özellikle kış aylarında vadinin yüksek kesimlerinde yapılacak doğa yürüyüşleri oldukça keyifli olabilir. İklimi ılımanlaşsa bile vadi kış aylarında oldukça soğuk. 


Çok yükseklerde bile birçok mağara sistemi bulunduğu için molalar mağara sistemleri içinde yapılarak eskiden burada yaşayan insanların soğuktan nasıl korunduklarını da görülebilir. Mağaralar yazın serin kışın ise sıcak oluyorlar.


Malatya civarında yaz ve kış birçok doğa aktivitesi düzenlenebilecek yerler var.


Malatya valisi Doç. Dr. Mehmet Ulvi Saran bölgedeki doğal değerlerin turizme dönüşmesi için büyük bir çaba gösteriyor. Valiliğe bağlı Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu (KUDEB) Müdürü Levent İskenderoğlu başkanlığındaki bir ekip bir taraftan Malatya’nın korunması gereken eserleri üzerinde çalışırken diğer taraftan da doğal değerlerin turizme kazandırılması üzerine büyük bir çaba harcıyor.


Levent kanyonu üzerine çalışmalar başlatan valilik çok yakın bir zamanda başta levent kanyonu olmak üzere Malatya’daki tüm doğal değerleri zarar vermeden turizme kazandırmayı planlıyor. Bu çalışmalar bittiğinde Levent Kanyonu’nun Türkiye’nin önemli turistik değerlerinde biri olması kaçınılmaz olacak.


Yazarın Diğer Yazıları

Su için yürüyoruz

Amerika’da 2014 yılında yapılan bir çalışmada dünyadaki tatlı su miktarının tüm suların sadece yüzde 2.5’u olduğunu söylüyor

Bir kanyon, Bir adam…….

Elini ilk sıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. O gün Arapkir yaylalarında çamurla, yağmurla boğuşmuştuk.

Arapkir yaylalarında bir gün

Hava bir kapıyor bir açıyor. Kapadığında bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağıyor yağmur

"
"