20 Kasım 2011

Karya Patikası

Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Ören Beldesi Gökova körfezinin en güzel birkaç plajından birine sahip olmasıyla bilinir.

        
Muğla'nın Milas ilçesine bağlı Ören Beldesi Gökova körfezinin en güzel birkaç plajından birine sahip olmasıyla bilinir. Gökova körfezinde, Milas’a 40 kilometre uzaklıktaki bulunan bu şirin beldeye ulaşan yol sonbahar aylarında yer yer pastel renklere bürünüyor.


Özellikle yaz aylarında yoğun bir turist akınına uğrayan Ören Beldesinin en önemli özelliği 2 katın üstünde bina yapılmasına izin verilmemesi. Yazın çok kalabalık olmasına rağmen inanılmayacak kadar da sakin bir görüntüsü ilk gelenleri şaşırtır. Ancak belde insanını ve Belediye başkanını tanıyınca neden böyle olduğunu da anlayabiliyor insan.  Ören bu özelliğini belde oluşunun ilk iki yılı hariç sürekli olarak belediye başkanı seçilen Kazım Turan'a borçlu.


Türkiye’de deniz kıyısında bir yerleşim yeri düşünün ki sadece iki katlı evler olsun. Rant kaygısı buraya henüz uğramamış, uğratılmamış.


Koçacay'ın binlerce yılda oluşturduğu deltanın üzerine kurulmuş olan ve arkasına 640 metrelik Kocadağ'ı alan Ören Antik Keramos kentinin de üzerinde bulunuyor. Yani bir yanı deniz, arkası Dağ altı da antik bir kent olan Ören'in bir mahallesi Antik kentle iç içe.


Keramos’un Yunanca anlamı Seramik. Dionysos ile Ariadne'nin oğlu olan ve çömlekçilik sanatının da kurucusu sayılan Keramos'un adını taşıyan antik kent Karya kentleri açısından ticari anlamda önemli olan bir kaç kentten biriydi.


Kent'te Karya'dan Roma'ya kadar birçok uygarlığın kalıntısını görmem mümkün. Özellikle Roma döneminde limanda olan Hamam ve bu hamama su getiren kemerler tüm görkemiyle ayakta hâlâ. Gerek Karya’lılara gerekse Romalılara ait birçok kalıntı ve kaya mezarını ören civarında görebilirsiniz.


Kocadağ'ın Ören için iki önemi var. Birincisi her mevsimde yamaç paraşütü yapılabilmesi, ikincisi de eteklerinde olağan üstü bir Karya ticaret yolu barındırması. Keramos'a gelen ticari ürünler buradan kervanlarla diğer Karya kentlerine gönderiliyordu. Patika Kocadağ'ın eteklerindeki ormandan başlıyor.


İnsan müdahalesi ve eski kentin üzerindeki yerleşimler bu patikanın dağdan kente inen bölümünü yok etmiş. Orman yolunu takip ederek yükseldiğinizde Ören yavaş yavaş aşağılarda kalacak. Tüm Ören’i görecek bir yüksekliğe ulaştığınızda Ören plajı için neden Gökova’nın en güzel birkaç plajından biri dediğimi de anlayacaksınız.


Yola çıktıktan yarım saat Kocadağ’ın kayalıkları ile baş başa kalacaksınız. Eski patika artık çok belirgin. Kayaların üzerinden Z şeklinde devam eden patika, bu özelliği sayesinde yürüyenleri, neredeyse hiç yormuyor. Bu dönüşlerdeki eğimin azlığı ve patikanın genişliği bile burasının büyük kervanlar için bir geçiş noktası olduğunun en güzel işareti.


Patika bir süre sonra Kocadağ’ın yamacını aşıyor ve sağdaki düzlüğe doğru ilerlemeye başlıyor. Tam bu noktada, tepenin arkasındaki Alatepe köyünün pastel renklerle bezenmiş bahçelerine dönen noktada muhteşem bir Karya mezar bulunuyor. Epey tahrip edilmiş olan mezar belli ki ticaret yolunda ölen bir soyluya ait. Belki de burayı çok seven bir soylunun son isteği burada gömülmekmiş. Arkeolog olmadığım için bu konulara bir açıklık getirmem zor ama mezarın dünyanın en güzel manzaralarından birine sahip olduğunu söyleyebilirim. Mezarın bulunduğu bölge Gökova körfezini ve Ören’i görüyor.


Patikanın Alatepe'den sonrası hakkında bir bilgi tok ama araştırılırsa Likya yolu gibi bir de Karya yolu çıkabilir. Ören’in baştanbaşa kuşatan plajı zaten deniz tatilcilerini cezbediyor. Ancak bir Karya kentinin üzerinde kurulmuş olması ve olağanüstü doğası nedeniyle her mevsim gidilebilecek bir yer. Hele sonbaharda giderseniz hem denize girebilir hem de pastel renklerin eşliğinde köylerinde Karyalı'ların izlerini sürebilirsiniz. Tabi Kocadağ’ın yılın 12 ayında da yamaç paraşütü yapılabilecek ender yerlerden biri olduğunu da unutmamak gerekiyor. Yani burada Gökova körfezine kuş misali de süzülebilirsiniz.


Yazarın Diğer Yazıları

Su için yürüyoruz

Amerika’da 2014 yılında yapılan bir çalışmada dünyadaki tatlı su miktarının tüm suların sadece yüzde 2.5’u olduğunu söylüyor

Bir kanyon, Bir adam…….

Elini ilk sıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. O gün Arapkir yaylalarında çamurla, yağmurla boğuşmuştuk.

Arapkir yaylalarında bir gün

Hava bir kapıyor bir açıyor. Kapadığında bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağıyor yağmur

"
"