08 Nisan 2012

Dünyaya büyük bir göktaşı çarparsa ne yaparız?

Hiç düşündünüz bu sorunun yanıtını? Sanırım hayır

Hiç düşündünüz bu sorunun yanıtını? Sanırım hayır. Dünya’ya bir göktaşı çarpar mı? O çok eskilerde olan bir şeydi bir daha olmaz diyorsanız çok ama çok yanılıyorsunuz. Aynı mantık 17 Ağustos depreminde de işlemişti. Bölgede deprem olacak uyarılarına rağmen başta yöneticilerimiz olmak üzere herkes “Yok canım İstanbul’da deprem mi olur, bilim insanlarının mutlaka bir çıkarı vardır”  dedi ve dersimizi aldık. Şimdi de aynı şeyi söylemiyor muyuz? 

Çok şükür ki dünyaya bakış açımız, büyük bir meteoritin dünyaya çarpma olasılığını düşünecek kadar geniş değil. Bu nedenle tartışmayı bile gereksiz bulacağımıza eminim. Böyle bir olay olursa da adına kıyamet der geçeriz. Daha doğrusu diyemez ve geçemeyiz. Muhtemelen ölmüş oluruz. Dünya’da ise bu çarpma olayın çok ciddiye alan birçok proje yürütülüyor şu anda.

Meteoritler aslında bizim kuyruklu yıldız dediğimiz cisimler. Çok da romantiktirler. Bu romantik olanları atmosfere girerken sürtünme sonucunda yanarak yok olanlar. Biz sadece izlerini görüyoruz. Bir de atmosferden tamamen yok olmadan kurtulanlar var ki çarptıkları yerde ciddi sorunlara yol açıyorlar.  

Peki dünyaya nereden geliyor bu meteorit denen cisimler? Mars ve Jüpiter arasında yer alan asteroid kuşağında çeşitli büyüklüklerde meteoritler dolaşıyor. Bunlar başıboş bir şekilde hareket ediyorlar. Bu başıboş cisimlerin toplam kütleleri ay büyüklüğünde bir gezegen oluşturabilecek kadar. Burada dolaşan meteoriterin birleşememesini Jüpiter’in çekim gücüne bağlayanlar var. Öyle ya da böyle önemli olan başıboş dolaşan bu cisimlerin yörüngelerinden çıkarak dünyaya çarpmaları. Dünya yörüngesine her yıl on binlerce meteorit giriyor ve neredeyse büyük bir çoğunluğu atmosferde yok oluyor. Yakın zamanın bilinen en büyük meteor çarpması 1908 yılında Sibirya’da gerçekleşti ve 2000 kilometrekarelik bir alan etkilendi. En meşhur meteor çarpması ise Üst Kretase döneminde yani günümüzden 65 milyon yıl önce gerçekleşti. Yaklaşık 10 kilometre çaplı bir meteorit Yeryuvarı’na çarptı ve başta dinozorlar olmak üzere canlıların neredeyse büyük bir kısmı yok oldu. Yeraltında yaşayan memeliler bu çarpma sonrasında egemen canlılar olarak yeryüzüne yayıldı.

Dünya’nın jeolojik tarihi boyunca, özellikle ilk bir milyar yılda çarpan meteoritler büyük su birikimine neden olarak yaşamın ilk tohumlarının atılmasını sağladı. Daha sonra ise birkaç kez Dünya’ya çarparak büyük toplu yok oluşlara sebep oldu. Böylesine gerip bir durum. İnsan ırkının yaşam süresi boyunca büyük bir meteorit çarpma olasılığı hiç de düşük değil. Biz daha deprem senaryolarımızı sağlıklı olarak hazırlayamazken eloğlu 65 milyon yıl önce gerçekleşen meteor çarpmasının aynısının tekrarlanması halinde neler olabileceğinin senaryolarını yapmış bile. Yaklaşık 10 kilometre çapındaki meteorun çarpması ile bakın neler olacak:

Çarpışmadan sonraki ilk bir dakikada açığa çıkacak ısı nedeniyle 800-1000 kilometre çapındaki her yer kısa sürede yanıp tutuşacak.

Çarpmanın etkisiyle meydan gelecek enerji ile kızgın kaya parçaları atmosfere yükselecek ve tüm dünyaya dağılacak. Bu parçacıklar kısa süre sonra dünyanın her yerine düşmeye başlayacak ve çarpışma tüm dünyayı etkileyecek.

Tüm dünyada Richter ölçeğinin çok çok üstünde büyük depremler meydana gelecek.

Atmosfer kısa sürede küllerle kaplanacak ve güneş görünmez olacak. Bu da iklimin kısa sürede değişmesine ve havanın soğumasına yol açacak. İlk birkaç yıl güneş hiç gözükmeyecek. Kısaca Dünya bir cehenneme dönüşecek.

Tüm bu olaylar sonucunda, yeraltında yaşayanlar ile çarpılmadan korunmayı becerebilmiş bazı kuş türleri hariç dünyadaki tüm canlılar yok olacak. Dünya üzerinde yeniden egemenlik savaşı başlayacak. 


İnsana Ne Olacak?


Son çarpışmadan sonra dünyadaki egemen güç olan insan bu çarpışmayı yıllara önceden görebileceği için tedbir almaya çalışacak. Bunu da becerebilecek zekaya sahip. Önceki çarpışmalardan ders aldığı için, yeraltı sığınakları yaparak çarpışmanın ilk bir yılında yaşamını sürdürebileceği düzenlemeler yapacaklar. Yaşamayı başaran insanlar zekâlarıyla bu olumsuz koşulların üstesinden gelmeyi başaracaklar. Ancak hayatta kalanlar için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Özellikle büyük şehirde yaşayanlar alıştıkları yaşam tarzının binlerce yıl gerisine gidecekler. Yiyecek bulmak bile büyük bir mucize olacak. Bu nedenle belki de bu yeraltı sığınaklarını çok büyük yeraltı köyleri veya şehirleri haline getirecekler. Dünyadaki koşulların tekrar eski haline gelmesi en iyi bir tahminle 10.000 yıl sürecek. İnsan ırkı, yaratıcı özellikleriyle 40.000 yıl önce atalarının yaptığı gibi bu yaşam koşullarına da uyum sağlayacak. Bu koşullara daha iyi uyum sağlayacak olan insanlar ise daha çok geri kalmış bölge insanları olacak. Zaten teknolojiyle araları iyi olmayan bu insanların yaşamlarında, güneş ortaya çıktıktan sonra çok büyük değişiklikler olmayacak. Üretim biçimleri gereği, eskiden ne yapıyorlarsa yine aynı şeyleri yapmaya devam edecekler.

İnsan tekrar egemen olana kadar ise böcekler ve bazı kuşlar bu ıssız dünyanın egemen canlıları olacaklar.

Bu anlattıklarım bir film senaryosu değil. Şimdiden hazır olmamız gereken bir gerçek. O zaman kadar biz kendi ırkımızı yok etmezsek bu gerçekle bir gün mutlaka karşılaşacağız.

Yazarın Diğer Yazıları

Su için yürüyoruz

Amerika’da 2014 yılında yapılan bir çalışmada dünyadaki tatlı su miktarının tüm suların sadece yüzde 2.5’u olduğunu söylüyor

Bir kanyon, Bir adam…….

Elini ilk sıktığımda bardaktan boşanırcasına yağmur yağıyordu. O gün Arapkir yaylalarında çamurla, yağmurla boğuşmuştuk.

Arapkir yaylalarında bir gün

Hava bir kapıyor bir açıyor. Kapadığında bardaktan değil kovadan boşalırcasına yağıyor yağmur