"Çünkü, Türkiye'deki hukuk sistemine güvenleri yok. Herhangi bir sorunda, salt hukuk açısından, sorunlarının neye göre, hangi ölçüye göre çözüleceği konusunda, zerre kadar güvenleri yok."
Daha hazin olan ise, erkekliğe "şey" sürdürmemek adına, Sanayi Bakanı Mustafa Varank'ın sözüm ona, bu kaçışa pek aldırmadığını gösteren lafı:
"Kaybeden Volkswagen olur!.."
Pardon!..
Neden kaybediyor?..
Ne kaybediyor?..
Nasıl kaybediyor?..
Tamaaaaam!.. Neden kaybediyor, "Beştepe Ofisinden" gelen açıklama, neden kaybettiğine açıklık getiriyor.
"Uygun işgücü"
Ayrıca...
Bu bir yana...
Madem kaçanlar kaybediyor, siz yabancı yatırımcıyı çekmek için neden "itirafa" varan çağrılarda bulunuyorsunuz?..
"Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi" birkaç gün önce yabancı firmalara şu çağrıda bulunuyor:
"Türkiye'nin yatırım ortamı ve sunduğu fırsatları keşfedin!.. Nitelikli ve uygun işgücü var!.."
"Uygun işgücünü", bu çağrıdan sonra devreye giren, Sarayın gözünün içine bakanlardan İstanbul Ticaret Odası (İTO) tanımlıyor. İTO'nun çağrısı şöyle:
"İmalatta saatlik işçi maliyeti Türkiye'de 5.6 Amerikan Doları iken, Almanya'da bu maliyet 47.2 Amerikan Doları'dır."
Gerek Yatırım Ofisi ve İTO'nun çağrısı, gerekse İTO'nun belirttiği ücret, hiç bir yoruma yer bırakmayacak biçimde müthiş bir itiraf:
"Türkiye'deki ücretlerin ne kadar düşük olduğunu ilan ediyorlar. Bu, söyledikleri ücretlerden, yaptıkları karşılaştırmadan belli!.."
Kendi verdikleri ücret karşılaştırmasından çıkan acı gerçek, Türkiye'de nitelikli bir işçi, Almanya'daki nitelikli bir işçiden tam "8.5 kat daha az ücret" alıyor.
Eh, hazır Türkiye'de geniş anlamda "12 milyona yaklaşan işsiz ordusu" varken, hangi işsiz kişi, kendi ücretini Almanya'daki işçi ücreti ile karşılaştırır, yeter ki iş olsun, ister istemez balıklama dalar!..
Demek ki, neymiş:
"Türkiye geri kalmış Afrika ülkelerindeki gibi, ucuz emek cenneti haline gelmiş!.."
Sayelerinde!..
Kendi itiraflarıyla!..
Buna rağmen, yabancı sermaye gelmiyor, hatta kaçıyor.
Zamlar yağmur gibi
Dünyanın en pahalı otoyolları bizde, en pahalı köprüleri bizde.
O kadar ki, İstanbul'dan İzmir'e uçakla gitmek, artık arabayla gitmekten daha ucuz!.. Üstelik, bir saatte...
O yollar, köprüler, tüneller yeni yılın ilk günü yüzde 25 - 26 oranında zamlanıyor.
Uçmadığımız havaalanlarına, geçmediğimiz yollara, köprülere, tünellere açıktan milyonlarca lira ödüyoruz.
Yetmiyor...
Doğalgaz, elektrik, Emlak Vergisi, Motorlu Taşıtlar Vergisi'ne zam geliyor, dün de benzin yüzde on bir oranında zamlanıyor.
Bu zamlar işte o geçmediğimiz, kullanmadığımız havaalanları, köprüler ve yollar için.
Kim inanır bu enflasyona?
Yabancılara yaptığı çağrıyı, bir kez daha teyit edercesine, işçi, memur, emeklilere, asgari ücrete yapılan zamlar alay eder gibi.
Neymiş?..
İşçiye, memura, emekliye yüzde 7.6 zam yapmış!..
Daha yeni yılın ilk günü uçtu gitti o zam, uçması bir yana, içeri bile girdi milyonlarca çalışan ve emekli.
Ya enflasyon?..
CHP sözcüsü ve Hazine eski Genel Sekreteri Faik Öztrak'ın tespiti var:
"TÜİK makyajlı rakamlara göre, yıllık enflasyon yüzde 14.6. Türk Lirası'nın kur sepeti karşısında yüzde 24 değer kaybettiği, Merkez Bankası bilançosunun yüzde 27 büyüdüğü, para arzının yüzde 37 genişlediği bir yılda, enflasyonun yüzde 14.6'da kaldığına inanmak çok zor."
İnanmak zor, çünkü akla gelebilecek bütün ekonomi teorilerine, ekonomi bilimine aykırı.
Hâlâ yüzde 14.6'da ısrar ediyorlarsa, Öztrak'ın vurguladığı "makyajlı rakamlar", yani gerçek olmayan, düzeltilmiş, muhtemelen birilerinin görmek istediği rakamlar söz konusu.
Ama, o yüzde 14.6 bile...
"Davulla, zurnayla açıklanan yıllık yüzde 10.5'luk enflasyon tahmininden yarı yarıya daha yüksek."
Afrika Ligi
Öztrak devam ediyor:
"Dünyadaki en yüksek enflasyona sahip on beş ülke arasına girdik. Avrupa'daki en yüksek enflasyon bizde. Enflasyonda aynı ligde yarıştığımız ekonomiler Liberya, Nijerya, Etiyopya, Zambiya, Kongo... Böyle gidiyor."
Ücretlerde de Afrika ligi, enflasyonda da Afrika ligi...
Yetmez...
"Demokraside de, Afrika ligi.."
Yabancı sermaye neden gelsin ki!..
