“-Türkiye’de adalet kalmadı.
-Bir zamanlar biz militan yargıdan çektik ama, bugün biz kendi militan yargımızı kurduk” gibi sözler onlara ait.
Ancak, bugün “militan yargı” da aşılmak üzere.
Devlet Denetleme Kurulu’na tanınan yetkiler AKP’nin bundan sonra sivil topluma müdahalesinde her sefer yargıya başvurmayacağını gösterebilir.
12 Eylül’le beraber
Devlet Denetleme Kurumu (DDK) hukukumuza 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle giriyor. 1982 Anayasası Cumhurbaşkanının kamu ve özel alanda, kısaca sivil toplumda yetki alanını genişletmeyi amaçlıyor. “Denetlemek” tam ifade etmiyor, o yetkiyi kontrol gücü olarak tanımlamak amacı daha anlaşılır kılıyor.
2018 yılına, yani “tek adam rejimine” kadar DDK pek etkili değil. İncelemelerin sonucu hazırlanan raporlar uyarıcı olmakla sınırlı kalıyor. Askeri darbenin düşündüğü gibi işlemiyor.
5 Nolu KHK
Tâ ki, 15 Temmuz 2018’de yayınlanan 5 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne kadar.
O tarihte yayınlanan KHK...
DDK’yı aniden devletin en etkili kurumu niteliğine yükseltiyor.
Bütün kamu kurumlarında çalışanlara idari soruşturma açma, görevden alma yetkisi tanıyor.
Anayasa’nın birden çok maddesine aykırı bu KHK’yı Anayasa Mahkemesi oybirliği ile iptal ediyor.
Üstelik...
İçeriğini incelemeye gerek duymaksızın, DDK’ye tanınan yetkilerin Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle.
AKP vazgeçmiyor, Anayasa Mahkemesi’nin iptal etiği DDK ile ilgili düzenlemeyi 2021 yılında yeniden getiriyor. Anayasa Mahkemesi ikinci kez iptal ediyor.
Ve üçüncü girişim
AKP iki kez iptal edilen DDK’ya geniş yetkiler tanıyan yasayı dört gün önce Meclis’e yeniden getiriyor, yasa AKP ve MHP oylarıyla kabul ediliyor.
Anayasa’ya aykırılıklara rağmen, bu yönde çeşitli uygulamalar zaten var, şimdi bunlara bir yenisi daha ekleniyor.
Muhalefet bu yasayı üçüncü kez Anayasa Mahkemesine götürmeye hazırlanıyor.
Çok kurum etkilenebilir
DDK Yasasının etki alanı çok geniş.
-Bakanlıklarda,
-Valiliklerde,
-KİT’lerde,
-Kamu bankalarında,
-Belediyelerde,
-Barolarda,
-Sendikalarda,
-BDDK, SPK, RTÜK’te
-Devlet ve vakıf üniversitelerinde,
-Ticaret Odalarında,
-Kamu vakıflarında,
-Meslek odalarında SEÇİLMİŞ ya da atanmış çalışanlar yargı kararı olmaksızın, DDK kararıyla görevden uzaklaştırılabiliyor.
Bir sendika yöneticisi ya da bir baro yöneticisi ya da TMMOB’ye bağlı herhangi bir odada SEÇİLMİŞ bir görevli böyle bir karardan etkilenebilir.
Kurumların listesine bakınca, “yok yok”, toplumun hemen her kesimi DDK’nın gölgesine giriyor.
Fiilen icra organı
Yasaya göre, DDK üyesi ya da denetçisi yukarıda adı geçen kurumlarda çalışanları yargı kararı olmaksızın görevden alabiliyor. Şu gerekçelere dayanarak:
-Denetimi güçleştiren davranışlarda bulunmasıyla,
-Görevde kalmanın kamu zararına yol açacağı düşüncesiyle,
-Suç delillerini karartma şüphesiyle,
-Görevde kalmasının sakıncalı bulunması halinde.
Keyfi uygulamaya yol açabilecek gerekçeler. Eskiye göre, DDK bu yasayla...
Fiilen icra organına dönüşüyor.
Bakanlar filan hak getire, iktidarın en etkili icra kurumu haline geliyor.
Elde edememişti
AKP iktidara geldiğinden beri meslek odalarını ve baroları ele geçiremiyor. Çok uğraşıyor, örneğin baroları zayıflatmak amacıyla bölmeyi deniyor, bu yönde yasa çıkartıyor ama, baroları yine de ele geçiremiyor. Mühendis odaları, tabip odaları, mimar odaları, işçi sendikaları gibi kurumlarda da benzer girişimleri var, ancak istediğini elde edemiyor.
Şimdi sivil toplum üzerinde artık DDK kılıcı var.
Toplumu kıskıvrak yakalamak, etkisiz bırakmak amacıyla.
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|