03 Şubat 2025

Sivil toplum kıskıvrak: DDK üzerinden

Yasaya göre, DDK üyesi ya da denetçisi yukarıda adı geçen kurumlarda çalışanları yargı kararı olmaksızın görevden alabiliyor. Şimdi sivil toplum üzerinde artık Devlet Denetleme Kurulu kılıcı var. Toplumu kıskıvrak yakalamak, etkisiz bırakmak amacıyla

Özel nedenlerle on beş günü aşkın süredir yazı yazmaktan uzak kalırken, “yargı bağımsızlığının ortadan kalktığı, iktidarın yargı eliyle siyaseti yönlendirme girişimine” dönük örnekler ağırlık taşıyor.

İhmal zincirinde korkunç bir yangının alevleri arasında siyasi parti liderlerinin, belediye başkanlarının, gazetecilerin hapse atılması, sanatçıların on iki yıl önceye giderek ifadelerinin alınması...

Bir zamanlar AKP’nin Başbakan Yardımcılığı ya da Milli Eğitim Bakanlığı koltuğunda oturan Bülent Arınç ve Hüseyin Çelik de yargıyla ilgili kaygıyı paylaşıyor.

“-Türkiye’de adalet kalmadı.

-Bir zamanlar biz militan yargıdan çektik ama, bugün biz kendi militan yargımızı kurduk” gibi sözler onlara ait.

Ancak, bugün “militan yargı” da aşılmak üzere.

Devlet Denetleme Kurulu’na tanınan yetkiler AKP’nin bundan sonra sivil topluma müdahalesinde her sefer yargıya başvurmayacağını gösterebilir.

12 Eylül’le beraber

Devlet Denetleme Kurumu (DDK) hukukumuza 12 Eylül 1980 askeri darbesiyle giriyor. 1982 Anayasası Cumhurbaşkanının kamu ve özel alanda, kısaca sivil toplumda yetki alanını genişletmeyi amaçlıyor. “Denetlemek” tam ifade etmiyor, o yetkiyi kontrol gücü olarak tanımlamak amacı daha anlaşılır kılıyor.

2018 yılına, yani “tek adam rejimine” kadar DDK pek etkili değil. İncelemelerin sonucu hazırlanan raporlar uyarıcı olmakla sınırlı kalıyor. Askeri darbenin düşündüğü gibi işlemiyor.

5 Nolu KHK

Tâ ki, 15 Temmuz 2018’de yayınlanan 5 Nolu Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’ne kadar.

O tarihte yayınlanan KHK...

DDK’yı aniden devletin en etkili kurumu niteliğine yükseltiyor.

Bütün kamu kurumlarında çalışanlara idari soruşturma açma, görevden alma yetkisi tanıyor.

Anayasa’nın birden çok maddesine aykırı bu KHK’yı Anayasa Mahkemesi oybirliği ile iptal ediyor.

Üstelik...

İçeriğini incelemeye gerek duymaksızın, DDK’ye tanınan yetkilerin Anayasa’ya aykırılığı nedeniyle.

AKP vazgeçmiyor, Anayasa Mahkemesi’nin iptal etiği DDK ile ilgili düzenlemeyi 2021 yılında yeniden getiriyor. Anayasa Mahkemesi ikinci kez iptal ediyor.

Ve üçüncü girişim

AKP iki kez iptal edilen DDK’ya geniş yetkiler tanıyan yasayı dört gün önce Meclis’e yeniden getiriyor, yasa AKP ve MHP oylarıyla kabul ediliyor.

Anayasa’ya aykırılıklara rağmen, bu yönde çeşitli uygulamalar zaten var, şimdi bunlara bir yenisi daha ekleniyor.

Muhalefet bu yasayı üçüncü kez Anayasa Mahkemesine götürmeye hazırlanıyor.

Çok kurum etkilenebilir

DDK Yasasının etki alanı çok geniş.

-Bakanlıklarda,

-Valiliklerde,

-KİT’lerde,

-Kamu bankalarında,

-Belediyelerde,

-Barolarda,

-Sendikalarda,

-BDDK, SPK, RTÜK’te

-Devlet ve vakıf üniversitelerinde,

-Ticaret Odalarında,

-Kamu vakıflarında,

-Meslek odalarında SEÇİLMİŞ ya da atanmış çalışanlar yargı kararı olmaksızın, DDK kararıyla görevden uzaklaştırılabiliyor.

Bir sendika yöneticisi ya da bir baro yöneticisi ya da TMMOB’ye bağlı herhangi bir odada SEÇİLMİŞ bir görevli böyle bir karardan etkilenebilir.

Kurumların listesine bakınca, “yok yok”, toplumun hemen her kesimi DDK’nın gölgesine giriyor.

Fiilen icra organı

Yasaya göre, DDK üyesi ya da denetçisi yukarıda adı geçen kurumlarda çalışanları yargı kararı olmaksızın görevden alabiliyor. Şu gerekçelere dayanarak:

-Denetimi güçleştiren davranışlarda bulunmasıyla,

-Görevde kalmanın kamu zararına yol açacağı düşüncesiyle,

-Suç delillerini karartma şüphesiyle,

-Görevde kalmasının sakıncalı bulunması halinde.  

Keyfi uygulamaya yol açabilecek gerekçeler. Eskiye göre, DDK bu yasayla...

Fiilen icra organına dönüşüyor.

Bakanlar filan hak getire, iktidarın en etkili icra kurumu haline geliyor.

Elde edememişti

AKP iktidara geldiğinden beri meslek odalarını ve baroları ele geçiremiyor. Çok uğraşıyor, örneğin baroları zayıflatmak amacıyla bölmeyi deniyor, bu yönde yasa çıkartıyor ama, baroları yine de ele geçiremiyor. Mühendis odaları, tabip odaları, mimar odaları, işçi sendikaları gibi kurumlarda da benzer girişimleri var, ancak istediğini elde edemiyor.

Şimdi sivil toplum üzerinde artık DDK kılıcı var.

Toplumu kıskıvrak yakalamak, etkisiz bırakmak amacıyla.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Sahte içki cinayetleri

Alkollü içkilerde vergiler çok yüksek, fiyatlar anormal pahalı. Sahte içkide vergi yok, ucuza geliyor. Ucuzluk beraberinde ölümleri getiriyor

Trump faşizmi: Dünyayı tehdit eden çekilme

Trump, Netanyahu ile görüşmesi sonrasında pervasız ve arsız biçimde “Gazze’ye el koymaktan, Filistin Halkını başka ülkelere sürgün göndermekten” söz ediyor. Panama Kanalı, Grönland, hatta Kanada’ya el koymak gibi şaşkın açıklamalarını Gazze’ye el koyma küstahlığı izliyor

Bir fırtınadan ötekine: “Asrın ihyası!”

Türkiye’nin deprem ülkesi olduğunu elbette biliyor. AKP iktidarında Bingöl, Van, Elazığ Sarıca, İzmir depremleri var. Kendi döneminde bunca deprem yaşamış, çok ciddi uyarılar almış bir iktidar olarak... 22 yılda, 22 koca yılda AKP depreme karşı hangi önlemi aldı?

"
"