26 Şubat 2021

Üç liralık peynir, beş liralık kıyma, asgari ücretlinin arabası!..

Otoriter rejimlerin tipik refleksi, "gerçeği olduğundan farklı göstermek, tam ters propaganda yapmak!.." Halkı bunlara inandırmaya çalışmak!..

"Bebek bezi..."

İnsanlar bir zamanlar olduğu gibi, paketle değil, artık "taneyle" satın alıyor.

"Ayçiçek yağı..."

İnsanlar bir zamanlar olduğu gibi, şişeyle değil, artık "bardakla" satın alıyor.

"Toz şeker..."

İnsanlar bir zamanlar olduğu gibi, kiloyla değil, artık "gramla" satın alıyor.

"Portakal... Elma... Armut..."

İnsanlar bir zamanlar olduğu gibi, kiloyla değil, artık "tane" ile satın alıyor.

"Peynir... Sadece üç liralık...

 Kıyma... Sadece beş liralık...."

Yerine göre, peynir ve et fiyatına göre, üç liralık peynir, beş liralık kıyma satın alıyor, artık kaç gram geliyorsa!..

İşçi sendikalarının yaptığı araştırmalar gerçek hayatı anlatıyor. Son iki ayda gıda fiyatları yüzde 6.5, meyve fiyatları son bir ayda yüzde 4.6, yıllık enflasyon ise, siz TÜİK'e boş verin, yüzde 29.7 artıyor.

Yoksulluğun, geçim sıkıntısının çekilmezliğini yaşayan insanlarımız dibe vuruyor:

"Son iki ay içinde 95 insanımız intihar ediyor."

Kim o asgari ücretliler?

Yaşanan bu gerçekler karşısında, AKP yönetimi, muhtemelen kendi milletvekillerine "pembe tablolar çizin" emrini veriyor.

Otoriter rejimlerin tipik refleksi, "gerçeği olduğundan farklı göstermek, tam ters propaganda yapmak!.." Halkı bunlara inandırmaya çalışmak!..

Belli aralıklarla yaşadığımız örneklerin sonuncusu AKP Kayseri milletvekili İsmail Tamer'e ait. Kendisi operatör doktor. Tamer'e göre:

"İnsanlar telefonlarını altı ayda bir, arabalarını bir ya da iki yılda bir değiştiriyor. Asgari ücretlinin evininin önünde arabası var!.."

İsmail Tamer ekliyor, kaçmaz bu fırsat:

"Çünkü, başımızda Tayyip Erdoğan gibi, bir dünya lideri var!.."

Türkiye'de yaklaşık beş milyon kişi asgari ücretle çalışıyor.

İsmail Tamer'e soralım:

"Beş milyon asgari ücretliden acaba binde birinin, yani beş bin kişinin arabası var mı?.."

Arabası olan o asgari ücretlileri göstersin!..

Bu arada İsmail Tamer'e resmi bir bilgi:

"- Enerji Bakanı açıklıyor: 2020 yılının ilk dokuz ayında iki milyon 600 bin elektrik abonesi, 600 bin doğalgaz abonesi faturalarını ödeyemiyor, o nedenle o abonelerin elektrik ve doğalgazı kesildi."

İsmail Tamer'e ikinci bir bilgi:

"Maliye Bakanlığı kayıtlarına göre, 34 milyon kişinin bankalara borcu var."

Borçlu olan, faturasını ödeyemeyenler asgari ücretli olmasa gerek, çünkü onların arabası var.

* * *

3.7 milyar liralık proje oldu size 27.7 milyar lira

YIL 2007... AKP "Ankara - İzmir arasında tren hattı" yapılmasına karar veriyor.

Dokuzuncu Kalkınma Planına o yıl bu proje ekleniyor. Planda yazıyor, "maliyeti 3.7 milyar lira." Dönemin Ulaştırma Bakanı Binali Yılıdırım, tren hattını yapacak dörtlü konsorsiyumla, malum o konsorsiyum "bizden", onlarla el sıkışıyor:

"Üç yılda bitecek!.."

2007... Yandaş medyada manşetler patlıyor:

"2010 yılında Ankara'dan İzmir'e trenle gidiyoruz!.."

Yıl 2020...

Aradan yedi yıl geçmiş, üç yılda biteceği söylenen tren hattı filan yok!...CHP İzmir milletvekili Bedri Serter Plan Bütçe Komisyonunda şimdiki Ulaştırma Bakanına soruyor:

"Ankara - İzmir tre hattı ne oldu?.. Kaç para harcandı?.."

Ulaştırma Bakanı:

"8.2 milyar lira harcandı!.."

E, hani 3.7 milyar liraydı!..

Bedri Serter devam ediyor:

"İnanın, arabamla gidip geliyorum, şu anda bir tane tünel, iki metre ray görmedim ama, 8.2 milyar lira harcanmış."

Serter Bakan'a yeniden soruyor:

"Ne zaman bitecek Sayın Bakan?.."

Bakan:

"107 ayda!.."

Yaklaşık dokuz yıl!..

Üç yıl bir anda dokuz yıla çıkıyor.

Bitmedi...

2021 Bütçesi konuşulurken, yine Bütçe Plan Komisyonunda konu yeniden açılıyor. Bedri Serter devam ediyor:

"Ne olmuş biliyor musunuz?.. Projeyi yeniden ihale etmişler, ama bu sefer 27.7 milyar liraya!.. Allah aşkına, 27.7 milyar lira nereden çıktı?.. Hani, üç yılda 3.7 milyar liraya çıkacaktı, ne oldu?.. 27.7 milyar lira nereden çıktı?.." (TBMM, 24 Şubat 2021 Tarihli Tutanak, s.19).

Malum, Türkiye uçuyor!..

Türkiye uçarken, tren yolları da, maliyetlerle birlikte uçuyor.

* * *

"Eller iner kalkar"

Meclise 33 fezleke geliyor, milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla ilgili. Bunlardan dokuzu HDP milletvekillerin ait.

Meclis Başkanı Mustafa Şentop açıklıyor:

"Fezlekeler Meclis Karma Komisyonuna gidecek, Karma Komisyon dosyanın içeriğine bakarak karar verecektir."

Ne kadar demokratik!.. Karma Komisyon üyeleri dosyaları inceleyecek ve "kendi özgür iradeleriyle" dokunulmazlıklar kalksın mı, kalkmasın mı, karar verecek.

Ne var ki...

Fezlekeler Karma Komisyonda henüz incelenmeden, Tayyip Erdoğan, çok ileri görüşlü olduğu için fezlekelerle ilgili soruya yanıtını veriyor:

"Süreç ne ise, aynen işleyecektir. Bu konularla ilgili komisyonlar müzakerelerini yapar, sonra genel kurula gelir, genel kurulda eller hemen iner, kalkar."

O eller, hangi karar için "iner kalkar", orasını tahmin etmek, günümüz demokrasisinde hiç güç değil.

Yazarın Diğer Yazıları

Zafer çığlıkları gölgesinde parçalanma: Nüfus bilgileri sıfırlandı

İsrail Suriye halkının nüfus, pasaport ve istihbarat kayıtlarının yer aldığı binaları bombalıyor, o kayıtları yok ediyor. Böylelikle kim kimdir, nerede yaşıyor, aidiyeti ne, bunları sıfırlıyor. Bombalayacak başka yer mi yok?

İngiliz + Amerikan planı: Suriye şimdilik Colani’ye emanet

Erdoğan onca kavgadan sonra, nasıl ki Mısır lideri Sisi ile anlaştı, Yunanistan ile anlaştı, AB ile anlaşmaya çalışıyor, diktatör Esad ile de anlaşmak için yollara düştü. Bütün olanların toplamında: İsrail ile yeniden el sıkışırsa... Artık yeni bir “İleri Üçlü” görmeye hazırlanın!.. Türkiye - Amerika - İsrail.

Diyanet imparatorluğunun freni patlamış!

AKP iktidarında artan bütçesi, artan personeli, artan yetkileriyle donatılan Diyanet İşleri Başkanlığı fiili ve sembolik kazanımlarıyla imparatorluk gibi. Kendisine her türlü rolü biçiyor, kendine göre yorumlar icat ediyor, toplumu yanlış yönlendiriyor. Bu kadar yetki tanınırsa, olacağı bu

"
"