13 Şubat 2025

Üç kişi için kapanan dosya: Gezi!

Değiştirilen mahkeme heyetleri, hukuken delil sayılmayan deliller, tahliye kararı verilmesine rağmen, yeni suç icat ederek, yeniden hapse almak... Bu arada Beşiktaş taraftarı çArşı grubu da beraat ediyor. Gezi Davası adım adım çöküyor. Ama, o beş kişi hala hapiste.

13. Ağır Ceza Mahkemesi, Gezi Davalarına bakan mahkeme önceki gün...

Gezi’ye kısmen nokta koyan bir karara imza atıyor.

Karar her ne kadar Gezi’de yargılanan Mücella Yapıcı, Ali Hakan Altınay ve Yiğit Ali Ekmekçi ile sınırlı olsa da, en azından bu üç kişi için Gezi dosyasının kapandığını söylemek mümkün.

Adım adım gidersek...

Yapıcı, Altınay ve Ekmekçi Gezi’den dolayı 18 yıla mahkûm oluyor.

Yargıtay 28 Eylül 2023’te:

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya ve görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etme suçunu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığından sanıkların beraatine...”

Yapıcı, Altınay ve Ekmekçi aynı gün tahliye ediliyor.

Ancak, aynı kararda her üçünün de “Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasını ihlal ettiklerini” belirtiyor.

Önceki gün 13 Ağır Ceza Mahkemesi’nde ihlal edildiği iddia edilen bu konunun duruşması var.

Emniyet’e soruldu

Bu üç kişi Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasasını ihlal etti mi?..

Avukat Fikret İlkiz mahkemeye başvurarak, “Emniyet’te bu yönde kayıt var mı, yok mu, Emniyet’in mahkeme bildirmesini” talep ediyor.

MOBESE kayıtları, kamera kayıtları, TV’lerden elde edilebilecek görüntüler, o görüntü ve kayıtların sanıklara ait olup olmadığının Adli Tıp gibi kurumlarda analiz edilerek, raporlaştırılmasını istiyor.

Emniyet’ten gelen bilgi:

“Hayır, Emniyet’te bu yönde kayıt yok.”

Avukat İlkiz’in savunması

Mahkemedeki savunmasında Fikret İlkiz Gezi davalarının bir özetini aktardıktan sonra, özetle:

“Yasaya göre, iddianameler somut ve açık olmalıydı ama, değildi.

Savcının sanıklar lehine olan delilleri de toplaması gerekirken, aksi bir tutumla sadece emniyet bilgilerine dayalı suçlamada bulunması bu iddianameyi kıymetli yapmadı. Bu davanın tüm sonuçları adil yargılama hakkının ihlalidir.

Bu ihlale rağmen yargılama başladı. Telefon dinleme kayıtlarının kanuna ve hukuka aykırı delil niteliğinde bulunduğu, iddianameye konu tapelerin Yargıtay’ca yasak delil mahiyetinde bulundukları kabul edilmiştir.”

Bu noktada Avukat İlkiz ta 2015 yılında kesinleşen bir kararı hatırlatıyor:

“Mahkeme 2015 / 145 sayılı kararı ile Mücella Yapıcı ve diğer sanıklar hakkında eylemlerin Anayasal toplanma ve örgütlenme özgürlüğü boyutunda kaldığına, Taksim Dayanışması’nda suç örgütü olduğunu gösterir kanıt bulunmadığından bahisle ayrı ayrı beraatlerine hükmetmiştir.”

Mücella Yapıcı iki kez beraat ediyor, yine de yargılanıyor, hapis yatıyor, İlkiz bir gönderme de buraya yapıyor:

“Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine göre, hiç kimse kesin bir hükümle mahkûm edildiği ya da beraat ettiği bir suçtan dolayı yeniden yargılanamaz.”

Beraat kararı

Emniyet’ten gelen belgeye dayanarak, önceki gün mahkemede savcı:

“Bu kanuna aykırılık tespit edilmediğinden, sanık avukatlarının temyiz itirazları yerinde görülmüş olduğundan, suç sabit görülmediği için beraat kararı verilmesi...”

Mahkeme de, beraat veriyor. Ayşe Mücella Yapıcı, Yiğit Ali Ekmekçi ve Ali Hakan Altınay hakkında karar aynen şöyle:

“Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs suçundan ceza|andırılması talep edilmiş ise de, sanıkların atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüphede uzak, kesin ve yeterli delil bulunmadığından sabit bulunmayan atılı suçtan sanıkların ayrı ayrı beraatine...”

Mahkeme ayrıca tutuklu kalınan süreye ilişkin tazminat davası açabileceğini belirtiyor.

On iki yıl sonra

2023’te Yargıtay’ın verdiği kararı önceki gün 13. Ağır Ceza Mahkemesi tekrarlıyor:

“Hükümeti devirme yok!..”

Ne var?..

Olsa olsa, Toplantı ve Göster Yürüyüşleri Yasasının ihlali var denilse de...

Olayın bu bölümü de beraatle sonuçlanıyor.

Üç kişi için Gezi Dosyası kapanıyor.

Gözaltı, tutuklama, beraat derken, yıllar sonra Gezi için bu bir ilk.

Ne zaman oluyor bu?..

Aradan on iki yıl geçmiş, TV’lerden kayıt isteyerek, Gezi’ye katılmış olmalarından dolayı, bazı sanatçıların ifadelerini almak...

Gezi Dosyasına yenilerini eklemeye çalışmak...

Roma’dan bu yana bin yıldır geçerli evrensel hukuka aykırı işlere girişildiği bir sırada.

Hapisteki beş kişi

Ya ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm Osman Kavala...

Ya 18 yıla mahkûm Mine Özerden, Çiğdem Mater Utku, Can Atalay, Tayfun Kahraman...

Değiştirilen mahkeme heyetleri, hukuken delil sayılmayan deliller, tahliye kararı verilmesine rağmen, yeni suç icat ederek, yeniden hapse almak...

Bu arada Beşiktaş taraftarı çArşı grubu da beraat ediyor.

Gezi Davası adım adım çöküyor.

Ama, o beş kişi hala hapiste.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

 

 

Yazarın Diğer Yazıları

Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a destekte sınır yok!

Genel Başkanlığı kaybettiği günden bu yana Kılıçdaroğlu fırsat buldukça, CHP’yi eleştirmekten geri kalmıyor. O ne zaman eleştirirse, Erdoğan ellerini ovuşturuyor. Kılıçdaroğlu neden hiç rahat durmuyor?

Sahte içki cinayetleri

Alkollü içkilerde vergiler çok yüksek, fiyatlar anormal pahalı. Sahte içkide vergi yok, ucuza geliyor. Ucuzluk beraberinde ölümleri getiriyor

Trump faşizmi: Dünyayı tehdit eden çekilme

Trump, Netanyahu ile görüşmesi sonrasında pervasız ve arsız biçimde “Gazze’ye el koymaktan, Filistin Halkını başka ülkelere sürgün göndermekten” söz ediyor. Panama Kanalı, Grönland, hatta Kanada’ya el koymak gibi şaşkın açıklamalarını Gazze’ye el koyma küstahlığı izliyor

"
"