Genel Başkanlığı kaybettiği günden bu yana, rahat durmasını bilmeyen, on üç yıl liderliğini yaptığı partiyi karıştırmak için elinden geleni yapan Kılıçdaroğlu’nun son hamlesi hedefini buluyor. Üç gün önce çıktığı bir TV programında CHP’nin son kurultayını açıkça ihbar etmekten çekinmiyor.
Savcılık açıklamasına göre, soruşturma her ne kadar Ocak 2024’te açılmış bile olsa, bir yıldır neden bekliyor?..
Kılıçdaroğlu’nun TV’deki sözleri soruşturmayı güncel kılıyor.
“Şaibeli kurultay”
Arapça “şaibe” Türkçede kirli, lekeli, kusurlu anlamına geliyor. “Şaibe” bugün siyasette aniden önemli bir kavram haline geliyor, Kılıçdaroğlu sayesinde.
Kılıçdaroğlu birkaç gün önce o TV programında CHP kurultayı ile ilgili olarak:
“Erdoğan bildiğim kadarıyla dört, beş kere ‘şaibeli kurultay’ dedi. Bu konuda partinin yetkili organlarının veya Genel Başkanın açıklama yapması gerekir. Ses çıkartılmazsa, pek çok soru işareti vatandaşın hafızasında yer alır.
(...) CHP yüz yılı aşan partidir. CHP kirliliği kabul etmez. Her tarafa çekilebilecek bir şaibe. Ya ‘çık açıkla’ diyecekler ya da ‘böyle bir şey yoktur’ diyecekler.
Parti yönetiminin net açıklama yapması gerek. Yapmıyorsanız, e sükût ikrardan gelir, o zaman başka bir şey var demektir burada. Bir şey varsa, partinin kirlilikten arınması gerekir.
Kurultayın şaibesini bilmiyorum, elimde bir şey yok. Bunu söyleyen Cumhurbaşkanı, bu ağır bir suçlamadır. Bugüne kadar CHP hiçbir kurultayda bu suçlamayla karşı karşıya kalmamıştır.”
Başından sonuna kadar, CHP’yi karıştırmaya dönük, suçlayan sözler.
Ama, aynı zamanda...
Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında al gülüm ver gülüm hikayesi. Erdoğan “şaibe var” diye eleştiriyor, CHP buna yanıt vermeyince, Kılıçdaroğlu “e sükût ikrardan gelir” diyerek, elinde bir şey olmadığını söylese de “CHP kirliliği kabul etmez” sözüyle, dolaylı yoldan Erdoğan’la aynı nokta buluşuyor.
Ve Başsavcılık nasıl oluyorsa, bir yıl sonra harekete geçiyor.
Olamazsın
Genel Başkanlığı kaybettiği günden bu yana Kılıçdaroğlu fırsat buldukça, CHP’yi eleştirmekten geri kalmıyor. O ne zaman eleştirirse, Erdoğan ellerini ovuşturuyor.
Kılıçdaroğlu neden hiç rahat durmuyor?..
“Yeniden Genel Başkan olur muyum” hayaliyle!..
Olamazsın!..
On üç yılda girdiğin hiçbir seçimi kazanmadan...
Sonra da partiyi karıştırarak...
Olamazsın!...
Medeni Kanun madde 83
Kurultayla ilgili hukuki durum şu.
Medeni Kanun madde 83’e göre:
“Bir üye kurultay karar tarihinden itibaren en geç üç ay içinde kararın iptalini isteyebilir”.
Kurultay 5 Kasım 2023’de yapılıyor, dolayısıyla kurultayın iptali zaman aşımına uğruyor.
Ancak, aynı maddenin son fıkrası:
“Genel kurul kararlarının yok veya mutlak butlanla hukuksuz sayıldığı durumlar saklıdır”.
Mutlak butlan ne demek?..
“Hukuki işlemin başından itibaren geçersiz sayıldığı durumu ifade ediyor”.
Yani:
Kurultayın geçersiz olabilmesi için başından itibaren kurultayda hukuk dışı işlerin dönmüş olmasının kanıtlanması gerekiyor.
Varsa, “şaibenin” yani, kirliliğin kanıtlanması gerekiyor.
Kurultay yenilenirse
Diyelim ki, mahkeme kurultayın yenilenmesine karar veriyor. Yeniden genel başkan seçimine gidiliyor.
Kılıçdaroğlu aday olsa bile, şansı var mı?..
Partisini ele güne şikâyet eden, mahkeme kapılarına götüren birini bu parti bir daha aynı hataya düşer mi?..
Kılıçdaroğlu’nun seçilme şansı sıfıra sıfır, elde var sıfır!..
Ama, ne olur?..
Erdoğan’ın en zayıf döneminde, Erdoğan’ı rahatlatır, Kılıçdaroğlu sayesinde CHP kendi içine dönmek zorunda kalır, her gün Erdoğan’a yeni bir malzeme verir!..
“Emekli siyasetçi”
Başlangıçtan itibaren kendisini sevenler bile, Kılıçdaroğlu’na artık saygı duymuyor.
Çünkü, CHP’ye sürekli zarar veriyor, o zarar Erdoğan’a destek olarak geri dönüyor.
Aynı TV röportajında siyasi hırsını yeniden vurguluyor:
“Siyaset emekliliği kabul etmez.”
Nasıl etmez?..
En çarpıcı iki örnek İsmet Paşa ve Süleyman Demirel.
Amerika’da Bush, Clinton, Obama, Almanya’da Merkel, İngiltere’de Boris Johnson, bir zamanlar Fransa’da koca De Gaulle, kuzey Avrupa ülkelerinde, Avustralya’da, Hindistan’da çok sayıda siyasetçi bugün emekli. Bir zamanlar aktif, şimdi köşelerine çekiliyorlar ve...
Partileri aleyhinde bulunmadıkları gibi tersine, kendilerinden sonra gelenlere perde arkasından el veriyorlar.
Açılan soruşturmayla ilgili savcılığa ifade vermeye gitmeyecekmiş!..
İster git ister gitme!..
CHP kurultayına soruşturma açıldığına göre, amacına ulaşmıştır!..
Yalçın Doğan kimdir?
Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.
Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.
1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.
Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.
Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almancadan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.
|