10 Eylül 2022

II. Elizabeth: İşareti yumurta, dersi demokrasi

II. Elizabeth, toprağın bol olsun!..

Kapının önünde beş, on saniye tek başına bekliyor.

Sonra kapıyı çalıyor.

Kapı törenle açılıyor.

Törenle açılıyor, çünkü:

"Kapıyı çalan Kraliçe II. Elizabeth."

Çaldığı kapı neresi?..

"Westminster Sarayı...

Yani...

İngiltere Parlamento binası."

İngiltere'de iki Meclisli, Avam Kamarası ile Lordlar Kamarası'ndan oluşan Birleşik Krallık Parlamento binası.

Tarihte ilk anayasa niteliği taşıyan 1215 Magna Carta ile demokrasinin kuruluşuna adım atılan İngiltere Parlamento binası.

1707'den bu yana İngiltere Parlamentosu kavramı kullanılıyor.

Halk iradesine saygı

Monarşiye rağmen, yüzyıllara uzanan demokrasi deneyi.

Demokrasi tarihi İngiltere'de dünyaya örnek olacak biçimde, eski ve köklü.

"Ve fakat bugün yazılı bir anayasası yok. Kurallar elbette var ama, gelenekler daha işlevsel."

Öyle köklü bir gelenek ki, Kral ya da Kraliçeye rağmen...

"Meclis'e yani, halkın iradesine saygı duyduğunu en önce Kraliçe gösteriyor.

Geleneksel ve sembolik bir tavırla.

Halkın iradesinin en üstün irade olduğunu göstermek üzere...

On, on beş saniye de olsa, önünde beklediği İngiliz Parlamentosu'nun kapısını çalıyor, kapı açılıyor, Kraliçe ancak ondan sonra içeri girebiliyor."

Dünyada pek çok anayasa profesörünün, bizdeki eski ve çok saygın anayasa hocaları dahil, İngiltere'yi 'demokrasinin beşiği' olarak nitelemeleri boşuna değil.

Bir zamanlar 'Üzerinde Güneş Batmayan İmparatorluk' olarak tanımlanan Büyük Britanya İmparatorluğu'nun uluslararası sömürgeciliği ayrı.

Ama, kendi içindeki gelenekler, yazılı olmayan anayasaya rağmen, demokrasi parmak ısırtan ölçüde.

Kraliçe ya da Krala parlamento önünde kapı çaldırtıyor!..

İskoç milliyetçisi öğrenciler

Önceki gün hayata veda eden Kraliçe II. Elizabeth 70 yıl tahtta oturarak, tarihi bir rekora yaklaşıyor. Rekorun sahibi 1643 ile 1715 yılları arasında 72 yıl süreyle tahtta oturan Fransa Kralı XIV. Louis.

Demokrasiye dönersek...

1967 yılında II. Elizabeth'in kararıyla İskoçya'da Glasgow'a bir saatlik uzaklıkta bir üniversite kuruluyor, "Stirling Üniversitesi."

İngiliz Polisi Stirling Üniversitesi kampüsünü en güvenli kampüs olarak seçiyor.

Üniversitede "İskoç milliyetçisi" öğrenciler de var ve onlar rahat durmuyor. Eylem eksik değil.

Polis müdahale etmedi

Şimdi aktaracağım olay herhangi bir yerde yazılı değil.

"Olayı birebir yaşayan, Stirling Üniversitesi'nde okuyan bir arkadaşımdan aktarıyorum."

1970'lerin başı...

Kraliçe II. Elizabeth kendi imzasıyla kurulan Stirling Üniversitesi'ni ziyaret ediyor. Üniversite kampüsünde öğrencilerin arasına karışıyor.

Tam o sırada...

"İskoç milliyetçisi öğrenciler Kraliçe II. Elizabeth'e yumurta fırlatmaya başlıyor.

Yumurta atanlardan biri de, Neil Marshall Kay adında İskoç milliyetçisi bir öğrenci."

Kraliçeye yumurta yağıyor...

Polis elbette Kraliçeyi yumurtalardan korumaya çalışıyor.

Ancak...

"Polis yumurta atan tek bir öğrenciyi bile göz altına almıyor.

Ne biber gazı sıkıyor, ne cop kullanıyor, ne tekme tokat yerlerde sürüklüyor."

Bize yüz yıl kadar yabancı, bize yüz yıl kadar uzak, hayal bile edilemeyecek bir tavır.

Günümüz Türkiye'sini düşününce, şaşıracaksınız ama, şaşırmakta haklısınız ama...

"Daha sonra, Kraliçe kendisine yumurta atan öğrencilerden ne şikayetçi oluyor, ne de hakaret davası açıyor."

Rektör çağırdı

Aradan birkaç gün geçiyor.

"Üniversite rektörü yumurta atan öğrencilerin lideri, iflah olmaz İskoç milliyetçisi Neil Marshall Kay'i makamına çağırıyor."

Kay'de şafak atıyor, aklına en kötü senaryolar geliyor, üniversiteden atılmak gibi.

Oysa, kendisini tam bir sürpriz bekliyor.

Rektör:

"Burada doktora yapmak istersen, bursun hazır, sana burs veriliyor!.."

Üç gün önce Kraliçeye yumurta atmış, bana ne yaparlar, telaşında iken, şimdi üniversiteden bir burs!..

Bursu alan Marshall Kay  üniversitede doktora yapıyor, ardından öğretim kadrosuna geçiyor, yıllar sonra "ekonomi profesörü" unvanıyla üniversitede kürsü sahibi oluyor.

Burs kimden?

Neil Marshall Kay yıllarca merak ediyor, "Bursu kim verdi" merakı.

Yaklaşık yirmi yıl sonra 'o sırrı' öğreniyor:

"Bursu veren Kraliçe II. Elizabeth!..

Bursu Kraliyet Fonu'ndan veriyor."

Kay bu 'sırrı' öğrendiğinde acaba ne düşünmüştür, onu bilmiyorum.

Ama, bildiğim bir şey var:

"Yaşanmış bu örnek dünyada pek çok lidere hoşgörü, halkıyla ilişki kurma ve demokrasi dersi verebilir.

Ancak, bazılarına hiçbir biçimde veremez!.."

Meclis'in kapısında beklemek...

Meclis'in kapısını çalmak ise...

"Bu da, yine dünyada pek çok liderin anlayabileceği, bazılarının ise, hiçbir biçimde anlayamayacağı yine bir başka demokrasi dersi!.."

II. Elizabeth, toprağın bol olsun!..

* * *

9 Eylül: Saygıyla Ayağa Kalkın!..

'Sen 9 Eylül dersin iki kelime
Ben değişen yazgı anlarım, özgürlük
anlarım, bağımsızlık anlarımz.
Sen İzmir dersin, iki heceyle,
Ben sevinçten ağlarım.
Sen 9 Eylül dersin, iki kelime
Ben onurlu bir halk anlarım,
rüzgarın çevirdiği sayfa anlarım.
Sen İzmir dersin iki hece,
ben saygıyla ayağa kalkarım'.

İmza:

Haluk Işık.

Cumhuriyet'i ve kurtuluşu yürekten benimseyenler, onu yaşam tarzına dönüştürenler ayrı...

Kurtuluşu anlamayan, anlamak ne kelime, hatta karşı çıkanlar, Cumhuriyet'i içine sindiremeyenler, buna rağmen, Cumhuriyet'in kurumlarında yer alanlar için bu şiiri aktarıyorum.

Dün 9 Eylül, İzmir'in kurtuluşunun, aslında hepimizin kurtuluşunun yüzüncü yıldönümü.

Dün öyle anma törenleri düzenleniyor, öyle konserler veriliyor ki...

"İzmir düşmanla savaşarak kurtuluşununun yüzüncü yılını büyük coşkuyla, şanla, şerefle kutluyor."

Şairin dediği gibi:  

"Hepiniz saygıyla ayağa kalkın!.."

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi’ni, 1969’da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet’te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989’da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet’te önce Yayın Koordinatörü, 1999’da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003’te Hürriyet Gazetesi’nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24’te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’in çeşitli ödülleri yanında, 2014’te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV’nin ‘Kırılmayan Kalemler’ ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca’dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

İbretialem için: Yunusemre Belediyesi'ne seyahat

Görgüsüzlük, doyumsuzluk, aç gözlülük, görmemişlik

"Milletin Meclisi" akla şimdi geldi!..

Yeni bir Anayasa için sıkışınca, gelsin Millet Meclisi

Steinmeier’in sıra dışı ziyareti: Döner ve ötesi

Gezi “resmi gezi” ancak, Tayyip Erdoğan’la görüşmesi gezinin son gününde