26 Ocak 2018

Bitmeyen “yanılgı” ve “aldanmalar”

Fethullah Gülen’e güveniyor, herif darbe girişiminde bulunuyor, Barzani’ye güveniyor, o Kürt Devleti için referanduma gidiyor

Çok değil, bir buçuk yıl kadar önce, 4 Eylül 2016’da Çin’de, G20 toplantısında ABD Başkanı Obama ile görüşmesi sonrasında Tayyip Erdoğan kameraların karşısında:

“Teröre karşı Amerika ile ortak tavrımız vardır. Terör koridorunun oluşmaması için koalisyon güçleriyle birlikte, Amerika Türkiye ile dayanışma içinde mücadele vermektedir”.

Aynı konuşmada Erdoğan Obama’ya ve Amerika’ya güven dolu:

“Türkiye, Amerika’nın çok uzun süreli stratejik ortağı iken, Sayın Obama ile birlikte bu süreç model ortaklığa dönüşmüştür.”

Erdoğan Obama’ya güvenini ve övgüsünü vurguluyor aynı konuşmada:

“Ülkelerimiz arasındaki ilişki özeldir ve bu özel ilişki güçlenerek devam etmektedir”.

“Özel ilişkiye” rağmen, Erdoğan aylardır ve şimdi ve haklı olarak Amerika’ya söylemediğini bırakmıyor.

Hani, nerede “özel ilişki ve model ortaklık?”

Ya Obama?

Üç gün önce Erdoğan El Cezire kanalında verdiği demeçte:

“Obama maalesef PYD ve YPG konusunda bizi aldattı.”

Yine mi aldatıldık? Bu kaçıncı aldanma?

Kediden kitap dolusu haberlere

Obama 2008’de Türkiye’yi ziyarete geldiğinde, Ankara hop oturuyor, hop kalkıyor. Kolay mı, Başkanlık görevine başlamasından sonra Obama ilk yurt dışı ziyaretini Türkiye’ye yapıyor. Aziz medyamızda yer yerinden oynuyor.

Obama yemek yedi, Obama su içti, Obama nefes aldı, Obama Erdoğan’ın sırtını sıvazladı, Obama Ayasofya’da bir kediyi sevdi, Obama mavi kravat taktı, Obama yürüdü, Obama oturdu...

Her anı adım adım izlenen ve her yaptığı göklere çıkartılan Obama için Basın Yayın Genel Müdürlüğü devreye giriyor.

Japonya’dan Özbekistan’a, Katar’dan Hırvatistan’a, Lübnan’dan Kanada’ya kadar toplam 28 ülkede Obama’nın Türkiye ziyaretiyle ilgili yayınlanan haber ve yorumları Basın Yayın Genel Müdürlüğü bir kitapta topluyor ve dünyaya dağıtıyor.

Ne de olsa, Türkiye - Obama ilişkisi “özel” ve Amerika Türkiye’nin “model ortağı.”

Ya şimdi? “Obama bizi aldattı”.

“Canımı en çok sıkan”

Oysa, Obama 11 Mart 2016’da bir dergiye verdiği röportajda:

“Canımı en çok sıkan iki liderden biri İsrail Başbakanı Netanyahu, diğer Tayyip Erdoğan. Tayyip Erdoğan beceriksiz ve otoriter.”

Bu sözler ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner’e sorulduğunda, o bu sözleri düzeltmek ihtiyacı hissetmiyor:

“Başkan Obama’nın dedikleriyle ilgili bir şey söyleyemeyeceğim. Türkiye kendi anayasasında güvence altına alınan demokratik standartlar konusunda karşı adımlar atmaktadır. Biz kaygılarımızı ilettik”.

Sözcü “yok böyle bir şey” demiyor ve dolaylı yoldan Obama ile Erdoğan arasındaki anlaşmazlığı açıklıyor.

FETÖ aldanması

Bu “aldanmalar” ne ilk, ne de son olacağa benziyor.

Örneğin, 15 Haziran 2012’de Erdoğan Amerika’da bulunan Fethullah Gülen’e sesleniyor:

“Gurbet hasrettir, aynı zamanda garipliktir. Biz garipliğe tahammül edemeyiz, onun için bitsin bu hasret, diyoruz.”

O hasret çağrılarının yerini, 17/25 Aralık ve darbe girişimi sonrasında, doğal olarak, bambaşka bir hava alıyor. 4 Ekim 2016’da bir TV röportajında FETÖ ile bağlantılı olarak Erdoğan:

“Bizler yıllarca propagandaya geldik. İtiraf etmem gerek, iyi niyetimizin kurbanı olduk. On, on beş yıl önce, bırakın onu üç, dört yıl öncesine kadar söylenseydi, bu kadarını beklemiyorduk. FETÖ ile ilgili olarak ciddi manadan yanılgıya düşmüşüz, Allah bizi affetsin”.

Affeder mi bilinmez ancak, o “yanılgıyı” az kalsın hep birlikte çok pahalı ödemek üzere iken, 15 Temmuz darbe girişiminde direkten dönüyoruz.

Ergenekon’da da “aldatıldık”

Ergenekon ve Balyoz davalarıyla toplum çalkalanır, asker ve sivil pek çok kişi tutuklanırken, Ergenekon iddianamesinin mahkemeye iletildiği günlerde, Temmuz 2008’de Erdoğan:

“Ben bu davanın savcısıyım. Millet adına hakkı aramanın ve hakkı savunmanın gayreti içindeyiz. Bu anlamda savcılık ise, evet, ben bu davanın savcısıyım.”

Onca insan yıllarca hapis yatıyor, hapiste hastalanıyor, hapiste ölüyor, hayatları kararıyor, Ergenekon ve Balyoz’un “kumpas” olduğu ortaya çıkıyor, davalar çöküyor.

19 Mart 2015’te Erdoğan Harp Akademileri’nde subaylara sesleniyor:

“Balyoz ve Ergenekon gibi askerlerin yargılandığı davalarda şahsım başta olmak üzere, tüm ülke yanlış yönlendirildi, aldatıldı.”

Yine aldatılmışız!.. Yine yanılgıya sürüklenmişiz!

Barzani yanılgısı

Kürt lider Barzani’yi Ankara’da kucaklıyoruz, ona resmi karşılama düzenliyor, onların bayrağını Türk Bayrağı ile birlikte yan yana göndere çekiyoruz.

Barzani ile defalarca görüşüyor Erdoğan ve ekibi. “Kak Mesut” en yakınlarımızdan biri.

Ne zaman ki, Türkiye’yi en son ziyaretinden çok kısa süre sonra Kürt Devleti için referanduma gidiyor, 26 Eylül 2017’de Erdoğan:

“Barzani’nin böyle bir yanlışa düşeceğine ihtimal vermiyordum, yanılmışız.”

Yine yanılgı, yine aldanma!

Ağır bedel

Bu “yanılgıların” her biri büyük olay. Tek tek, her biri ülkenin kaderine yön veren olaylar. İçte ve dışta.

Fethullah Gülen’e güveniyor, herif darbe girişiminde bulunuyor.

Barzani’ye güveniyor, o Kürt Devleti için referanduma gidiyor.

Ergenekon ve Balyoz’da savcı oluyor, o davalar kumpas çıkıyor.

Amerika’ya güveniyor, Amerika terör örgütüne silah gönderiyor.

Ve bunun bedeli olarak, bugün Afrin’e askeri harekât yapmak zorunda kalıyor Türkiye.

Yanılgılar ve aldatılmalarla on beş yıl geçiyor.

Her sefer bedelini hep birlikte ağır biçimde ödüyoruz.

Ve bunun adına “ülke yönetmek” deniyor.

Yazarın Diğer Yazıları

“Beyaz Saray’da Cinayet”

Trump’la birlikte Beyaz Saray’da elbette fiilen bir cinayet yok ama, her uluslararası görüşmede insanlık adına utanç duyulacak manzaralar, önüne geleni tehdit etmeler birbirini izliyor. Bundan sonra Beyaz Saray’da Trump ile kim görüşür, başına neler gelebilir, hiç belli değil.  Trump’ı kim, nasıl frenler, o da belli değil

Kürt devletinden vazgeçmek: Çağrı PKK’ya, kritik cümle AKP’ye

Pratikte bir başka soru daha var: Zamanlama! PKK önce kendisini feshedecek, AKP demokrasi ve hukuk boyutu çalışmalarına o zaman mı başlayacak?..

Alman seçimleri: Komünistler ırkçı kesildi!..

Almanya’da aşırı sağın güçlenmesi Avrupa’yı zıplatıyor: Yoksa, ufukta Hitler bozuntuları mı var?

"
"