15 Aralık 2022

AKP dün iktidardan düştü

Dün Saraçhane'de toplanan halk, yaklaşan seçimlerde bu kez milyonluk farka koşacağını haber veriyor

Dün 14 Aralık 2022..

Yazın bu tarihi bir kenara...

"İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası...

Ve siyasi yasak...

Hukuk perdesi altında verilen bu kararın siyasi bir sonucu var.

14 Aralık 2022, dün AKP'nin iktidardan düştüğü gündür.

Seçime birkaç ay kalmasına rağmen, İmamoğlu'na verilen bu cezayla dün yirmi yıllık o feci maceranın sona erdiği gündür.

Bir hukuksuzluğun, bir mağduriyetin yarattığı sonuç sonrasında, ‘Tayyip Erdoğan'ın hapse atılması ve siyasi yasaklı hale düşürülmesiyle birlikte' iktidara gelen AKP'nin, yirmi yıl sonra rakibine yarattığı benzer bir mağduriyetle, ağır bir hukuksuzlukla kendi elleriyle iktidarına son verdiği gündür."

Dün Türkiye tarihi bir hukuksuzluğa tanıklık ediyor.

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'na verilen ceza, son yıllarda pek çok alanda görüldüğü gibi, "hukuk tanımazlığının" çarpıcı örneklerinden biri. İleride hukuk fakültelerinin birinci sınıflarında ders olarak okutulacak dört başı mamur bir hikâye.

Soylu bile kabul etti

Hikâye malum.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu İmamoğlu'nu kastederek, "Avrupa'ya gidip Türkiyeyi şikayet eden ahmağa söylüyorum" sözüne İmamoğlu şöyle cevap veriyor:

"Ben lafa bakarım laf mı diye, söyleyene bakarım, adama bakarım, adam mı diye.

(...)Mart'ta seçimi iptal edenler, dünyada ve Avrupa'da onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, olan bitenlere baktığımızda, tam da işte 31 Mart'ta seçimi iptal edenler ahmaktır."

İmamoğlu'nun bu sözü üzerine, Yüksek Seçim Kurulu'na (YSK) hakaret etti, "ahmak" dedi diye, hakkında dava açılıyor.

Davanın iki kritik noktası var. İlki şu:

"YSK bu sözünden dolayı İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bu-lun-mu-yor, görevi gereği savcılığa ihbar yazısı gönderiyor.

YSK o sözü üzerine almıyor."

İkinci kritik noktası ise, davanın bütünüyle düşmesini gerektiren bir hukuki girişim var.

"Süleyman Soylu ahmak lafının YSK üyelerine değil, kendisine yönelik söylendiğinden haraketle, İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunuyor.

Soylu'nun başvurusu üzerine, İmamoğlu hakkında bu nedenden dolayı ayrı bir soruşturma açılıyor."

Soylu o sözün kendisine söylediğini kabul ediyor. Buna rağmen, İmamoğlu YSK üyelerine hakaret etti diye, açılan dava bugünlere kadar geliyor.

Adet yerini bulsun diye

Dava sürecinde bir başka temel hukuksuzluk daha var:

"Savunmanın hiçbir belgesi, sözü, sunumu, tanıkları dikkate alınmıyor.

Savunma, sanki adet yerini bulsun, diye orada!.."

Hukuksuzluk içinde hukuksuzluk zinciri.

Bu zincire rağmen...

Bir önceki uruşmada aynı yargıç, "bu sözlerin muhatabı bellidir" diyerek, Süleyman Soylu'yu işaret ettiği halde...

Verdiği kararın hukuki değil, siyasi olduğu tartışılmaz biçimde ortada.

Verilen cezanın hukuki süreci var. Kararın kesinleşmesi için istinaf mahkemesi ve Yargıtay'ın onayından geçmesi gerekiyor. Hemen yarın uygulanmıyor.

İstanbul ayaklandı

Bu karar sadece AKP'nin iktidardan düştüğünü ilan etmiyor, aynı zamanda AKP'nin İmamoğlu'ndan ne kadar korktuğunu da, ilan ediyor.

31 Mart yerel seçimlerine giderken Tayyip Erdoğan ne diyor:

"İstanbul'u kaybeden Türkiye'yi kaybeder."

31 Mart 2019'da İstanbul'u kaybediyor.

AKP dün 14 Aralık 2022'de Türkiye'yi kaybediyor

Dava üç saat erteleniyor. Karar ne olursa olsun, İmamoğlu karar saati saat 16'da insanları Büyükşehir Belediye binasının bulunduğu Saraçhane'de toplanmaya çağırıyor.

"Ve binlerce insan Saraçhane'de toplanıyor. Muhalefet partilerinin örgütleri ve sivil toplum kuruluşları dahil olmak üzere.

Saraçhane AKP'nin iktidardan düştüğünün tanığıdır."

31 Mart seçimleri tarihte görülmemiş, akıl almaz biçimde tekrar edilince...

Ve ilk seçimdeki on üç bin oy farkı, tekrarlanan seçimde nasıl 800 bini aşmış ise...

Dün Saraçhane'de toplanan halk da, yaklaşan seçimlerde bu kez milyonluk farka koşacağını haber veriyor.

Yalçın Doğan kimdir?

Yalçın Doğan, 1965 yılında Alman Lisesi'ni, 1969'da İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesini bitirdi.

Gazeteciliğe 1973 yılında Cumhuriyet'te ekonomi muhabiri olarak başladı. 1981 yılında Cumhuriyet Ankara Temsilciliğine atandı.

1989'da köşe yazarı olarak geçtiği Milliyet'te önce Yayın Koordinatörü, 1999'da Genel Yayın Yönetmeni görevlerini üstlendi. 2003'te Hürriyet Gazetesi'nde sürdürdüğü köşe yazarlığı 2015 yılında sona erdi. O tarihten bu yana T24'te köşe yazarlığına devam ediyor.

Türk Dil Kurumu, Sedat Simavi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'in çeşitli ödülleri yanında, 2014'te yılın en iyi köşe yazarı, Halk TV'nin 'Kırılmayan Kalemler' ödülünü kazanan gazeteciler arasında yer aldı.

Her biri özgün araştırma içeren IMF Kıskacında Türkiye, Dar Sokakta Siyaset, Fenerbahçe Cumhuriyeti, Savrulanlar kitapları ile anılarını derlediği Sussam Susulmaz Yazmasam Olmaz kitaplarını yazdı. Ayrıca, Komünist Enternasyonelde Faşizmin Tahlili başlığı ile yayımlanan Almanca'dan yaptığı bir çevirisi bulunmaktadır. Almanca ve İngilizce bilir.

Yazarın Diğer Yazıları

Nostalji... Öğretici, yol gösterici ve çok keyifli

Türkiye’de ekonomiye yön veren, yine çok ağır bir kriz döneminde ülkeyi düzlüğü çıkarmayı öngören 24 Ocak 1980 kararlarının mimarlarından biri de Kaya Erdem

İbretialem için: Yunusemre Belediyesi'ne seyahat

Görgüsüzlük, doyumsuzluk, aç gözlülük, görmemişlik

"Milletin Meclisi" akla şimdi geldi!..

Yeni bir Anayasa için sıkışınca, gelsin Millet Meclisi