Almanya ve Fransa'nın kucağında buldukları şey adeta iki ucu "oklu" değnek. Yunanistan'a yardım o nedenle AB için siyasi olarak çok zor bir karar gerektiriyor. Çünkü hem rakam çok büyük, hem de efelik yapanların cebi pek sağlam değil. Konjonktür ise hiç uygun değil. Nitekim AB liderleri için zor olan bu kararı verebilmek için, Yunanistan'ın çok zor önlemler alması, kemer sıkma anlamında çok uzunca bir süre devam edecek büyük fedakarlıklar yapması gerekti.
Verilen sözler tutul(abilir)ur tutul(a)maz o ayrı bir konu ama, şurası bir gerçek ki,Merkel'in elini rahatlatmak için siyasi olarak en büyük riski Papandreu'nun alması gerekti.
AB'de sorunlar halı altına sığmamaya başladığı günden bu yana, euro dolar karşısında epey bir değer kaybetti. Durumu idare, bir yere kadar! ABD biraz toparlanmaya başladığı anda piyasalar Abdurrahman Çelebi'ye anında keçi muamelesi yapmaya başladı. Umarım aynı şeyler bizim de başımıza gelmez.
Şöyle söyleyelim: Euro en son 1.3238'den işlem görüyordu. Yani, son 5 ay öncesine göre yüzde 11.5 değer kayıpla. Euronun değer kaybetmesi AB'nin de işine gelmiyor değil! Hatırlarsanız Trichet'nin bu konuda çok gözyaşı döktüğünü daha önce yazmıştık. İşin uzamasının bir nedeni de aslında bu...
Euro değer kaybettikçe Almanya ABD'ye daha çok mal satıyor.
Yine vaat, yine taahhüt
Daha önce de yazdık, Yunanistan'a yardım euroyu kurtarmaz diye; ama ne olur ne olmaz, hazır vagonlara atlamaya hazır olanlar için tekrar da fayda var.
Almanya ve Fransa liderliğinde euro bölgesi ülkeleri Yunanistan'a yardımı baba hayrına yapmıyor.
Yunan devlet tahvillerinin en büyük alıcıları bu iki ülkenin bankaları. Yani yardım, bir anlamda kendi bankacılık sektörlerini (bize göre erken bir tarihte) kamulaşmaktan korumaya hizmet ediyor.
Kısmet olursa elbet. Esasen yapılacak yardım da bizce sadece ve sadece semptom tedavisi olacak. Neden mi? Çünkü ortada yaratılmış bir değer, kazanılmış bir para yok. Yine gelecekte kazanılacağı umut edilen parayla yardım yapılacak ve kazanılacağı umut edilen parayla yardım ödenecek. İş, yine tahhüt işi yani. İyi de zaten kriz de piyasalar daha fazla taahhüt kaldırmadığı için çıkmadı mı?
Peki bu hafta ne olacak?
Yardımın büyüklüğü üç aşağı beş yukarı belirdi. Rakam 110 milyar euro, yani 147 milyar dolar. Ayrıca Yunanistan'ın 19 Mayıs tarihinde vadesi gelen 8.5 milyar euro borcunu ödeyebileceği de kesinleşti. Çünkü yardımın 10 milyar eurosu 19 Mayıs'tan önce verilecek. Yardımın euro bölgesi üyesi ülkelere düşen kısmı 80 milyar euro. Yardımın kalanı, çeyrekler itibariyle yapılacak gözden geçirmelere dayalı olarak peyder pey verilecek. Ancak bazı prosedürlerin sonuç vermesi şartıyla.
Şöyle ki; Almanya örneğin, konuyu yarın yapılacak Bakanlar Kurulu toplantısına taşıyacak. Bir AB yetkilisi Reuters'e yaptığı açıklamada "komisyon üyeleri, alınan kararı kendi parlamentolarına hafta içinde onaylatacaklar" dedi. Dün akşama doğru Alman maliye bakanı yardım konusunu yasalaştırmaya hazır oldukları mesajını verdi. Sonra da Merkel, Yunanistan'ın kemer sıkma önlemlerini çok etkilyici bulduğunu ve Yunansitan'ın kredibiltesini tekrar kazanabileceğini açıkladı.
Bir süre sonra da "son dakika haberlere" Merkel'in, yasanın parlamentodan geçmesi için çalışacağı haberi düştü.
AB Komisyonu, IMF ve Avrupa Merkez Bankası arasında yapılan dünkü toplantıya katılan IMF yetkilisi de yardım kararının bu hafta içinde onaylanacağını söyledi. AB Başkanı Herman Van Rompuy 7 Mayıs'ta komisyonu tekrar toplayacak ve yardımla ilgili euro bölgesi ülkelerindeki parlamento süreçlerinin geldiği aşamayı tespit edecek. Avrupa Merkez Bankası tahminlerin tersine (en azından şimdilik) Yunan tahvillerini satın almayacak.
Her şey iyi gitti diyelim: Euro en fazla 1.35'i görür deniyor ve çoğu analist bunu çok iyi bir satış fırsatı olarak değerlendiriyor. Şunu hatırlatalım: Euro, dolara karşı son 5 aydır değer kaybediyor ve piyasa shortta. O nedenle artık çok geç diyenler de yok değil. Bu esasen çok önemli bir piyasa tepkisi. Bazen piyasalar size yapılması gerekeni (forward curve ile) çok önceden söyler. Önce yapmakta direnirsiniz, sonra pes edersiniz, ama geciken aksiyon kaderinizi değiştirmeye yetmez.
İyimser olalım ve piyasalar yardımı olumlu karşıladı varsayalım. Ne kadar sürebilir ki? Bizce çok kısa. Peki ya sonra? Yön yine aşağıya doğru.
Yunanistan için asıl zor günler önümüzdeki aydan itibaren başlayacak
Çünkü 2014 yılında bütçe açıklarını yüzde 3 sınırına çekebilmek için vergi oranları artacak, emeklilik yaşı yükselecek, memur ve emekli maaşları inecek, avantadan maaş alma dönemi bitecek, muhtemelen Yunanistan şirketlerinin, özellikle de bankalarının değeri epey bir düşecek, iflaslar ve el değiştirmeler yaşanacak. En acısı da "hem ücretlerin düşmesi, hem de işsizliğin hızla artması" olacak. Grevler, ayaklanmalar, boykotlar, kargaşa... Ne diyelim sosyalist Papandreu'ya allah kolaylık versin.
AB bundan sonra ne yapacak?
Portekiz, İspanya ve İrlanda, biz de isteriz derlerse ne olacak? Toplam maliyet 500 milyar euro!
Peki bunu kim ödeyecek? Mekanizmaları tanımlamak ve yerleştirmek biraz vakit alacak, ama EURU Bölgesi dağılmazsa, muhtemelen IMF benzeri bir Avrupa Para Fonu kurulması kaçınılmaz olacak.
Bu hafta Cuma günü Nisan ayı tarım dışı ABD işsizlik verileri gelecek. Beklenti oranın değişmemesi, ama işsiz sayısının bir miktar azalması yönünde. Bu hafta Avrupa Merkez Bankası'nın da bir para politikası toplantısı var. Perşeme günü de İngiltere'de seçimler var.
İlginç bir haftaya girdik vesselam.
Haydi hayırlısı.