“Dersi Uzala” ya da “Yedi Silahşörler” desek aklınıza kim gelir? Peki puro severler Küba markalarından neden vazgeçemez?
Zeytinyağı ve şarap gibi puroda da tadı ve kokuyu hem çevresel faktörler, hem de üretim tekniği belirler. Dünya markası olmuş yiyecek – içecek türü tüm klas ürünler için bu gerçek hiç değişmez.
Tıpkı bir Fransa Cabernet Savugnion’u, California Merlot’su, Avustralya Shiraz’ında olduğu gibi puronun hammaddesi olan tütünün Küba’da yetişme koşulları; bölgesi, rekoltesi, toprağındaki mineral zenginliği, iklim yapısı, tütün yapraklarının kurutulma, fermente edilme, yaprakların harmanlanma ve sarılma sürecinde kullanılan ince teknikler; hem insan eseri, hem de bir doğa mucizesidir.
Türkiye 1990’larda hem şarap, hem de puro işinde şansını denedi. Şarap tuttu, ama puro tutmadı. Çünkü bu iş sadece bir teknoloji – teknik işi değildir. Doğanın da size yardımcı olması lazım.
Nitekim şarapta Napa, Bordeoux’yu geçti; ama puro tütününde Connecticut, Vuelto Abajo’nun yanına dahi yanaşamadı.
Küba’da toprak halen kara saban ve bir çift öküzle sürülür. Gübre, ilaç vesaire kullanılmaz. Tohum elle serpilir. Her şeye insan emeğinin kutsal suyu bulaşır. Puro Küba’da teknolojiye kuşkuyla bakar ve uzak durur.
Hafta sonu hava güzeldi. İlkbaharın ilk ılık gününde eşim ve 11 aylık kızımla Beyoğlu’na gittik. Amacımız biraz “hava almaktı”.
Bir sergi ilanı çekti dikkatimizi. Akira Kurosawa’nın filmlerini çekmeden önce çizdiği desenler Pera’da sergileniyormuş. Kızım da görsün istedim.
87 desenden oluşan bu serginin ilanına konulan “Yaşlı Değirmenci” portresi gerçekten çok dikkat çekiciydi.
Adeta; kaşlara ve sakallara düşen ak, tene düşen tabiatın en halis renkleriyle birleşerek iri siyah gözlerin taşıdığı kuşkulu ve mesafeli manaya bilgelik taşıyordu. Dört mevsimi simgeleyen renkler, insan çehresinde doğanın Tanrısal ahengini seriyordu gözler önüne.
Portrenin kenarına düşülen notu okuyunca anladık neden bu kadar etkilendiğimizi...
Bu gözler, teknolojinin “yanıltıcı ilerleme duygusunu” ifşa ediyormuş...
Sergi çıkışında iç dünyamıza Vivaldi eşlik etti…
Akşam Yaşlı Değirmenci’yi düşünerek bir Vegueros yaktık. Küba çiftçilerinin kendileri için yaptıkları purodan yani. Yanında da sake vardı. Daha ne olsun !..
“Görmeyenler” için paylaşalım: Sergi 26 Nisan’a kadar tüm gözlere açık.