“Eğer hükümet 15 Mart’a kadar istifa etmezse Bangkok’a yürüyeceğiz ve bu yürüyüş tüm zamanların en büyüğü olacak!”
Bunu geçen hafta kırmızı gömleklilerin en güçlü liderlerinden “Nattawut Saikua” söylemişti.
Cumartesi günü Saikua’nın söylediği yürüyüş başladı. Pazar günü kırsal kesimden gelen binlerce insanın katılımıyla da epeyce genişledi.
Saikua haftasonu yaptığı açıklamada; Bangkok’ta bir hafta süreyle kalacaklarını ve yürüyüşün bir milyon kişiye ulaşıncaya kadar devam edeceğini söyledi.
Hatırlarsanız, Doğu Asya krizi 1997 yılında Tayland’da patlak vermişti. O nedenle Bangkok’ta neler olup bittiğini yakından takip etmekte fayda var diye düşündük.
Darbe hükümeti tehdit altında
UDD (United Front for Democracy Against Dictatorship ) “Diktatörlüğe Karşı Demokrasi İçin Birleşik Cephe” adlı hareketin adı. Protestoyu UDD organize ediyor.
UDD başkanı “Veera Musikapong” haftasonu derhal istifasını istediği hükümete Pazartesi günü (bugün) öğleye kadar süre tanıdı.
Yüz binlerce insan halen Bangkok meydanlarında
Haftasonu bir video link aracılığıyla taraftarlarına seslenen “Thaksin Shinawatra” şunları söyledi:
“Kardeşlerim, kız kardeşlerim, sakın vazgeçmeyin! Benim için savaşmayın! Ülkeniz için savaşın... Ben sadece demokrasiye ve adalete inanmayan elitlerin hücumuna uğramışların sembolüyüm.”
Halk, rüşvetten yargılanmış eski liderini geri istiyor
Tayland’da 2001 yılından 2006 yılına kadar yapılan iki genel seçimi de Thaksin Shinawatra kazanmıştı. Ama 2006 yılında yapılan askeri darbe ile devrildi. Shinawatra iki yıl hapse atıldı. Yüksek Mahkeme kararıyla Şubat ayında 1.4 milyar dolarlık servetine el konuldu.
Thaksin Shinawatra halen sürgünde ve Dubai’de olduğu sanılıyor. Kimilerine göreyse Almanya’da.
Thaksin Shinawatra, rüşvetten yargılanmış olmasına ve çok dikkat çekici servetine rağmen özellikle kırsal kesimde olmak üzere, ülkenin hemen her tarafından destek gören bir lider.
Kırmızı gömlekliler, yeşil gömleklilere karşı
Kırmızı gömleklilerin amacı, darbe başbakanı “Abhisit Vejjajiva” ve onu destekleyen “seçilmemiş elitleri” yani yeşil gömleklileri, yeni ve adil bir seçimle alaşağı etmek.
Protestoculara göre İngiltere doğumlu Abhisit Vejjajiva’nın başkanlığındaki koalisyon hükümeti yasal olmayan yollarla iktidara geldi. Bu nedenle ülkenin derhal bir yeni seçime gitmesi gerekiyor.
Hükümet karşıtı kırmızı gömlekliler şunu iddia ediyor: Bizim mücadelemiz demokrasi içindir ve Tayland’ın nüfuz kullanan iş dünyası, askeri erkanı, bunların etkisi altındaki yargıdan oluşan seçilmemiş elite karşıdır. Çünkü bunlar ellerindeki gücü kötüye kullanarak, seçilmiş hükümeti değişik araçlar kullanarak iktidardan düşürdüler.
Abhisit Vejjajiva’nın başbakanlık yaptığı koalisyon hükümetini asker atadı. Arkasında, halkın rızası yok.
Kırmızı gömlekliler hemen seçim istiyor
Kırmızı gömleklileri temsil eden ve daha önceki başbakan Thaksin Shinawatra’yı destekleyen UDD, hemen adil bir seçim istiyor.
2009 yılında kırmızı gömlekliler başbakanlık binasını kuşatmış, Bankok’un ana arterlerinin tamamını kapatmışlar ve 14 saat süreyle askerle çatışmaya girmişlerdi.
UDD, birçok radyo istasyonuna, internet sitesine, televizyon kanalına, ticari işletmeye sahip. Ayrıca birçok da okulun sahibi.
İnsan bu kadar da benzerlik fazla diyor! Neyse şimdi bizim derdimiz Tayland.
Ekonomistler uyarıyor!
Protesto nedeniyle daha Cuma gününden başkent okulları ve birçok işyeri kapalıydı. Hatta bazı şirketler personeline evden çalışma izni verdi. Silahlı koruma görevlileri bankaların önünde nöbet tutmaya başladı.
Analistler, UDD önderliğindeki protestoların ülkede daha fazla istikrarsızlığa yol açabileceği uyarısında bulunuyorlar. Bu da ülkenin yatırım imajını bozabilir ve büyümesini olumsuz etkileyebilir.
Yatırımcılar geçen hafta Çarşamba günü merkez bankasının faizleri artırmasını bekliyorlardı. Ama belirsizlik nedeniyle merkez bankası bu kararını erteledi. Yatırımcılar şiddetten ürküyor. Bu nedenle protestoların Thai borsasında kısa süreli bir oynaklığa yol açabilir.
Ekonomistler protestolar şiddete dönüşürse Güneydoğu Asya’nın en büyük ikinci ekonomisinin bundan büyük zarar göreceğini söylüyorlar.
Ne diyelim, başbakan rüşvet de alsa halk demokrasiyi darbeye tercih ediyor. Bizce de doğrusunu yapıyor.