04 Eylül 2015

‘Niceliksel sıkılaşma’ sinyali yeni bir küresel finansal katliama sebep olabilir mi?

Tarım dışı istihdam verileri beklenenden iyi gelirse, haftaya her şeyin rengi kırmızıya dönüşebilir!

ABD ekonomisinin toparlanması ve Çin ekonomisinin yavaşlaması, hem gelişmiş, hem de yükselen piyasa ekonomisi ülkelerini, ani ve sert fiyatlamalara yol açarak olumsuz etkiliyor. Geçen hafta olduğu gibi küresel yatırımcıların büyük paralar kaybetmesine neden oluyor.

Katliam (carnage) diyoruz, çünkü Kara Cuma ve Kara Pazartesi günlerinde küresel hisse senetleri portföyü iki günde tam 5 trilyon dolar, yani Japonya ve Türkiye GSYH’sı toplamı kadar değer kaybetti.

Peki, mekanizma nasıl çalışıyor?

Çin’in yavaşlaması petrol ve kıymetli madenler dâhil emtia fiyatlarını düşürüyor. Fiyat düşüşü, emtia ihracatına dayalı olarak büyüyen ekonomilerin büyüme oranlarını aşağıya çekiyor. Tasarruf açıklarının artması; bu ülkeleri dış borçlanmaya zorluyor, para birimlerinin dolara karşı değer kaybetmesine ve tahvil faiz oranlarının yükselmesine yol açıyor. Misal Rusya, Suudi Arabistan, Kanada, Güney Afrika, Avustralya…

Çin’in yavaşlaması dış âlemden daha az ithalat yapmasına neden oluyor. Bundan hem gelişmiş, hem de yükselen piyasa ekonomileri olumsuz etkileniyor. Misal Almanya Çin’e daha az Mercedes, BWM, Audi; İsviçre daha az Rolex, Patek Philippe, Franck Muller; İtalya daha az Gucci, Armani, Zegna; Fransa daha az Henri Jayer Richebourg Grand Cru, Le Pin, Petrus, vesaire ihraç ediyor. Keza, yükselen piyasa ekonomileri Çin’e daha az emtia ihraç ediyor. Misal Brezilya daha az bakır; Rusya daha az alüminyum; Avustralya daha az demir cevheri ve kömür; Meksika daha az çelik ve gümüş; Güney Afrika daha az altın ve elmas; Suudi Arabistan daha az petrol; Katar daha az doğal gaz ihraç ediyor.

Daha az ihracat, daha az büyüme demektir.

Ekonomisi yavaşlarken Çin’in devalüasyon yapması yukarıdaki etkileri güçlendiriyor.

ABD ekonomisinin toparlanması doların güçlenmesine; güçlü dolar yuan’ın değer kaybetmesine yol açıyor. Bu durum, Çin’e ihracata bağımlı hale gelmiş ülkelerin büyüme hızlarını azaltıcı etkiyi, tıpkı Çin’in devalüasyon yapmasında olduğu gibi daha da güçlendirici etki yapıyor.

Fed’in faiz artırım sürecine girmesi doların güçlenmesine neden olarak yukarıdaki etkileri hem hızlandırıyor, hem de daha da güçlü hale getiriyor.

Çin’in yavaşlaması, devalüasyon yapması, doların güçlenmesi ve Fed’in faiz artırım sürecine girmesi, dolar dış borcu fazla olan yükselen piyasa ekonomisi ülkelerde dış borç rakamının ulusal para birimi cinsinden değerinin artmasına, para birimlerinin dolar karşısında hızla değer kaybetmesine ve faiz oranlarının yükselmesine yol açıyor. Misal Türkiye, Arjantin, Rusya, Endonezya, Malezya…

Çin’de kredi genişlemesi, özel yatırımların düzeyi, gayrimenkul sektörünün içinde bulunduğu durum ve menkul kıymet borsalarındaki durdurulmayan düşüş, herkesi çok ürkütüyor. Özellikle gayrimenkul sektörünün dolar borcu, bu nedenle de kur riski çok yüksek. Ani bir türbülansın, zincirleme bir reaksiyonla Çin’i ve dolayısıyla dünya ekonomisini 2008 yılındakinden daha büyük bir krize sürükleyebileceği kaygısı var. Korkulan bu olduğu için ani ve sert fiyatlamalar yaşıyoruz ve her şeyin rengi adeta bir “küresel finansal katliam” yaşanmış gibi birdenbire kırmızıya dönebiliyor.

Fed’in eylül ayındaki toplantısında faiz artırımı yapması bekleniyor. Artık niceliksel gevşeme dönemi kapanıyor ve niceliksel sıkılaşma (quantitative tightening) dönemi başlıyor.

Bugün öğleden sonra ABD’de istihdam raporu gelecek. Şu gerçeği akıldan çıkarmamak lazım: Fed dünya merkez bankası gibi konuşur, ama para politikasını ABD ekonomisinin çıkarlarına göre ayarlar. Tarım dışı istihdam verisi çok kötü gelirse ki bu düşük ihtimal, Fed’in eylül ayında faiz artırma ihtimali azaldı düşüncesiyle pozitif, ama geçici fiyatlamalara şahit olacağız. Dikkat düşük ihtimal dedik! Şayet veri beklendiği gibi gelirse, gelecek hafta yine her şeyin rengi kırmızıya dönüşebilir.

Hatırlatalım: 1971 yılında Nixon yönetimi doların altına bağlılığını sona erdirdikten sonra yapılan G10 toplantısında ABD Hazine Bakanı John Connally şunu söylemişti:

“Dolar bizim paramız, ama sizin sorununuzdur.”

Yazarın Diğer Yazıları

2015 ve T24’e veda yazısı

2016; insanlığa, ülkemize, T24 okuruna, yazarına, çalışanına ve T24’e şans getirsin

ABD 14 yıldır terörle savaşıyor, sonuç: Terör saldırıları yüzde 6 bin 500 arttı!

“ABD işgalinden önce Irak’ta hiç intihar saldırısı olması ama, 2003 yılından bu yana 1892 intihar saldırısı oldu"

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına daha ne kadar dayanabilecek?

Gazprom biterse Putin biter. Sonra sıra Çin’e gelir. Çin karışırsa dünyayı dolarsızlaştırma ittifakı, yani BRICS tamamen biter

"
"