2012 yılının en yüksek miktarda bağışını yapan Darüşşafakalı unvanına sahip ve teknoloji üssü Silicon Vadisi’nde çalışan Asena Gencel McKeown’un Darüşşafaka Ailesi’ne gönderdiği mektupla başlayalım:
“Sevgili Darüşşafakalılar,
2013 Haziran’ında Darüşşafaka’nın beni Lise 2’den Kanada’daki Lester B. Pearson Kolej’e göndermesinin 23’üncü yılı dolacak. Kanada ve ardından ABD, tam 17 yıldır buralardayım. Ben, Daçka’ya Ayvalık’tan geldim. 1984 yazında, Cemiyet’ten bizi teftişe gelen Ilgaz Amca, anneme Daçka’yı öyle güzel anlattı ki, annem çok zor bir karar vererek, beni İstanbul’daki bu uzak yatılı okula göndermeye “evet” dedi. Annem, babamı bir buçuk senelik kısa bir evlilikten sonra kaybetmişti, ben yedi aylık kalmıştım. Annem ve ben çok ama çok yakındık ve İstanbul çok ama çok uzak görünüyordu bize…
İlkokul öğretmeniydi annem ve yüreğinde biliyordu ki beni Daçka’ya göndermek, geleceğimi kurtarmaktı. Böylece iyi bir gelecek, iyi bir meslek ve üniversite umutlarıyla, annemin diktiği pazen pijamalar, elmalı sabunlar, Sümerbank’tan alınmış valizle bir ağustos günü Daçka’ya geldim. Hazırlık sınıfının çoğunu ağlayarak geçirdim, yatakhaneden Fatih’in evlerine bakıp, her gece nasıl da evimin sıcaklığını, annemi özlerdim. Elmalı sabun kokusu hâlâ gözlerime yaşlar getirir. Sonra öğrenmenin heyecanı,kendilerini bizlere adamış öğretmenler ve can arkadaşlarla herşey birden değişti, okul değil, Darüşşafaka yuva oldu. Ranzalarda gece sohbetler, dersler, yeni kitaplar, tiyatro, dostluk, muhabbet, beraberlik derken yıllar geçti. Lise 2’de girdiğim Pearson Kolej sınavını kazandım ve Darüşşafaka uçak biletimi alıp, cebime okulun gerekli dediği harçlığı bile koyup beni Kanada’ya gönderdi. Orada anladım ki eğitim temelim çok kuvvetliymiş, iki sene sonra kendimi Lafayette Kolej’de elektronik mühendisliği sonra da Stanford Üniversitesi’nde elektronik masterı yaparken buldum. Sonra senelerce Cisco Systems şirketinde önce mühendis sonra da yönetici olarak çalıştım. Şimdi eşim Nick McKeown, kızlarım Jessica, Zoe ve Olive Meryem McKeown ile Silicon Vadisi’nde yaşıyoruz.
Seneler ne çabuk geçti. Bazen bana öyle geliyor ki, buradaki işim bitecek, dönüp Darüşşafaka’daki son sınıfımı bitireceğim, lise koridorundan yemeğe koşacağım, akşam yatmadan önce uzun uzun yan yana yataklarda İnci ile konuşacağım, etütte yarınki sınava hazırlanacağım,can arkadaşlarımla derin sohbetlere dalacağım. Darüşşafaka ile işim bitmemiş gibi geliyor bana ve ancak şimdi anlıyorum ki aslında gerçekten de bitmemiş işim... Çünkü tüm diğer Darüşşafakalılar gibi benim de Darüşşafaka için yapmam gereken çok şey var. Darüşşafaka’ya birşeyler verme sırası bende, şu anda orada okuyan ve bundan sonra Darüşşafaka’nın kapılarından girecek bütün çocuklara bir borcum var, onların elinden tutmak, benim,bizim,hepimizin görevi...”
30 Mart günü Darüşşafaka Cemiyeti 150. yıl dönümünü kutluyor.
2012 yılı Faaliyet Rapor’undan Başkan Zekeriya Yıldırım'la devam edelim:
“Görevi devraldığımız günden bugüne ülkemiz çocuklarına kaliteli eğitime erişimde fırsat eşitliği sağlamaya dönük kuruluş misyonumuzu hiç unutmadık, bu fikri hep canlı tuttuk. Darüşşafaka'da okuma hakkı olan bütün çocuklara ulaştık. Öğrencilerimizi daha çok aday arasından seçtik. “Anadolu Açılımı”nı başlattık. Artık yeni aldığımız öğrencilerin %70’i Anadolu’dan geliyor. Eşitlikçi anlayışımızı çağdaş bakışa uydurmak amacıyla babasını kaybedenlerin yanında annesini kaybeden çocuklara da Darüşşafaka'da okuma fırsatını verdik. Öğrencilerimizin Tüzüğümüzün amaç maddesinde ifade edildiği gibi yaşam boyu öğrenen, evrensel değerleri benimsemiş, özgüvenli, ülkesine ve topluma karşı görev ve sorumluluklarının bilincinde lider bireyler olarak yetişmeleri için çağdaş teknolojiden faydalanmalarını sağladık...
30 Mart’ta Haliç Kongre Merkezi'nde Devlet Opera ve Balesi Baş Rejisörü Yekta Kara'nın hazırladığı, müziğin, görselliğin ve dansın bir araya geldiği “Bir Buçuk Asırlık Fark” adlı gösteri ile 150. yılımızın coşkusunu hep birlikte yaşayacağız...
Son olarak Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ü ve silah arkadaşlarını, Kurucularımız Yusuf Ziya Paşa’yı, Gazi Ahmet Muhtar Paşa’yı, Sakızlı Esat Paşa’yı, Vidinli Tevfik Paşa’yı ve Trabzonlu Ali Naki Efendi’yi, Darüşşafaka’ya bağışlarıyla ve hizmetleriyle katkıda bulunan ve bugün aramızda bulunmayan üyelerimizi, bağışçılarımızı, yöneticilerimizi, öğretmenlerimizi ve çalışanlarımızı şükranla anıyor, Tanrı’dan rahmet diliyorum.
Nice 150 yıllara, Darüşşafaka."
[email protected]
@vedatozdan
