“ABD krizden çıkmak için ne yapıyor, ne yapacak?” başlıklı yazımızda, ABD Hazine Bakanlığı'nın internet sitesinde “Financial Regulatory Reform: A New Foundation” isimli bir kitapçıktan bahsetmiştik.
Kitapçık krizin nedenleriyle ilgili tespitleri ve ve benzer krizlere sürüklenmemek için ABD’nin aldığı önlemleri anlatıyordu.
Kitabın temel tespitlerinden birisi şuydu:
“Piyasanın disipline edici fonksiyonunu derecelendirme kuruluşları bozdu; çünkü yatırımcılar bu kuruluşlara çok güvendi. “
Bunun çok önemli bir tespit olduğunu ve ayrı bir yazı gerektirdiğini söylemiştik.
Başlıyoruz:
“Piyasa ölçeği işbölümü ile sınırlıdır.”
Adam Smith’e ait bu önerme yaklaşık 100 yıldır hayatımıza şekil veriyor...
Demek istediği şu: Ölçek artarsa daha fazla işbölümü olur; daha etkin piyasalar, daha fazla refaha yol açar.
Küreselleşme olgusu bu önermenin eseridir.
Amaç; dünyayı üretim faktörlerinin serbestçe dolaştığı tek piyasa haline getirip, rasyonel bireylerin “yol gösterici fiyatlara” göre verecekleri kararlarla, dünya ölçeğinde “pareto optimum” bir dengeye ulaşmaktır.
Değerli hocam Prof. Dr. Korkut Boratav, çok değişik vesilelerle “Bu projenin bir ayağı eksik; emek serbest dolaşamıyor, sadece sermaye dolaşıyor...” diye defalarca yazdı ve anlattı.
Ama biz konumuza dönelim:
Amaç, kaynakların; “kimsenin refahını azlatmaksızın bir kişinin dahi refahını artırmanın mümkün olamayacağı şekilde tahsis edildiği” dünya dengesine ulaşmak.
“Solcular Stiglitz’i Neden Sevdi ?” başlıklı yazımızda; bireylerin rasyonel tüketim ve yatırım kararlarının arkasında bir enformasyon setinin var olduğundan; kararlarının rasyonel olup olmadığı varsayımının çok kurcalandığından; enformasyon seti bedava olsa ve erişimi tüm bireylere açık olsa dahi piyasaların istikrarlı ve etkin olamayacağından söz etmiştik.
Şimdi yukarıda sözünü ettiğimiz saptamayı tekrar okuyalım:
“Piyasanın disipline edici fonksiyonunu derecelendirme kuruluşları bozdu; çünkü yatırımcılar bu kuruluşlara çok güvendi. “
Bu tespit ne diyor?
1. “ABD olarak piyasanın disipline edici fonksiyonunu beklersek batarız” diyor.
2. “Bireyler rasyonel karar veremez; Stiglitz’in tespitine uygun olarak bireyler yatırım kararlarında yardıma muhtaçtır” diyor.
3. “Bu yardımı bir başkası yapabilir” diyor.
4. “Bu işi yapmaktan sorumlu derecelendirme kuruluşları bireyleri kandırdı” diyor.
Peki bu kandırmanın bir daha olmamasını sağlamak için ABD ne önlem alıyor?
Aynı yazımızdan:
“Tüketiciler ve yatırımcılar finansal suistimallerden korunacak. Bu amaçla, kredi, tasarruf ve ödeme piyasalarında tüketicileri korumak üzere bağımsız bir 'Tüketici Mali Koruma Ajansı' kurulacak.”
Evet ABD Hazine Bakanlığı, piyasa ekonomisinin bu dahiyane çözümünü de sevmedi ve burada da sorumluluğu devlete yıktı.
Bırakmadı ki kötü notla yatırımcıyı kaybettiren derecelendirme kuruluşları “Arthur Andersan” gibi batsın...
Ne diyelim, piyasa ekonomisinin başarısızlığının suçlusu bu kez piyasa ekonomisinin daha iyi çalışması için bulunan çözüm, yani derecelendirme kuruluşları oldu.
Peki bu işi kim temizleyecek?
Cevap: Devlet.
ABD Ceza Kanunu için bir öneriyle bitirelim:
“Vekili olduğu rasyonel bireyi, kendi çıkarını gözeterek yanlış enformasyon ile kandırmak suretiyle kendi yararına olmayan kararlar almasına vesile olarak piyasa ekonomisinin 'huzur, sükun ve çalışma düzenini' bozmak...”
Al sana ceza: “1 ay okuldan uzaklaştırma”, pardon, mesleğin icrasından men...
Ne dersiniz, sizce de bu işte bir tuhaflık yok mu?