Steven Soderbergh’in yerinde olsaydım, bir “yönetmen” olarak ben de Kafka için Jeremy Irons’ı seçermiydim bilmem.
Gördüğüm siyah beyaz resimlere göre bendeki Kafka imajı: “Jeremy Irons’a benzer belirgin hatları olan, içindeki korkuları yüz ifadesine ve davranışlarına yansıyan, az konuşan ve muhtemelen veremden ölmesi nedeniyle soluk benizli, gri bakışlı ve bedenen zayıf bir insandır.”
Bence Jeremy Irons, bu yönüyle çok iyi bir seçimdi...
Ama ses tonuna gelince ?..
Tolga Örnek’in “Gelibolu” filmini hatırlarsınız.
Filmin başlangıcındaki görüntüler ve ses efektleriyle “hah işte tamam bizimkilerde artık bu işi becerdi” diye muhtemelen (bence tuhaf) sevinçli bir telaşa kapıldığınız o filimdeki karizmatik ses tonuna sahip anlatıcalardan birisi Jeremy Irons’dur.
Size daha güzel bir örnek vereyim: Aslan Kral’ı bilirsiniz. Burası bir puro köşesi ve bir çocuk filminden bahsettiğimin farkındayım. Ama o filmin bizim puro felsefesine ziyadesiyle uyan, (Elton John bestesi şarkıda geçen) çok güzel bir mesajı vardı; yeri gelmişken hatırlatayım:
“Hakuna matata...”
Yani (mealen) “hayatının geri kalan kısmı için duyduğun endişeyle bugünü heder etme.”
Evet işte bu filmde Simba’nın amcası olan ve kral olmak için iktidar hırsıyla gözü dönmüş, keskin sesli Scar’ı seslendiren de Jeremy Irons’dur.
O nedenle bence Kafka’ya bu ses tonu uymaz.
Jeremy Irons 1948 doğumlu bir İngiliz aktördür.
1990 yılında "Reversal of Fortune" ile “en iyi aktör Oscar’ını almıştır.
Kendisi pek muhterem bir puro severdir.
Bu özelliği nedeniyle 2005 yılında Küba’da yapılan meşhur Havana Festivali’ne (bizce Puro Oscar’ıdır) onur konuğu olarak davet edilmişti.
Kapanış gecesinde (galada) bir konuşma yapmak üzere sahneye davet edildiğinde;
Sahneye geldi, mikrofonu düzeltti, ağzındaki Partagas 8-9-8’i parmaklarının arasına aldı ve bin dörtyüz kişilik dinleyici kitlesine bakarak şunları söyledi:
“Bugün çok güzel bir bayanın yanında oturuyordum. Bana hem sigara, hem de puro içip içmediğimi sordu...”
Cevabım şu oldu: “Evet içiyorum. Sigara içmek ‘seks yapmak’, puro içmekse ‘sevişmek’ gibidir.”
Elbette nüansı anlayan herkes Irons’u hınçla alkışladı.
Ne diyelim ?
“Hakuna matata...”