Doğaya salınan karbon miktarının azaltılmasına ilişkin ciddi hedeflerin açıklandığı “Kopenhag İklim Değişikliği Zirvesi” şarap üreticilerini ve meraklılarını da çok yakından ilgilendiriyor.
Zirve sonundaki taahhüde göre, zengin ülkelerin 2020 yılına kadar doğaya saldıkları karbon miktarını 1990 yılındaki seviyelerinin ortalama yüzde 30’una kadar azaltması gerekiyor. Peki hedeflere doğru gidilip gidilmediği nasıl ölçülecek ?
Etkin bir denetim sistemi şart !
Etkin bir takip sistemi için ülkelerin ve şirketlerin doğaya saldıkları karbon miktarının sağlıklı bir şekilde ölçülmesi ve raporlanması gerekiyor. Bunun için yeni denetim teknikleri de geliştirmek gerekecek. Bu konuda Birleşmiş Milletler'e ve muhtemelen Greenpeace’e çok iş düşecek.
Küresel ısınma şarap üretimini tehdit ediyor!
Şayet zirvenin iddialı hedeflerine ulaşmakta başarısız olunursa şarap üretimi de bundan çok olumsuz etkilenecek. Çünkü, şarap üretiminde kullanılan üzüm çeşitliliğini belirleyen en önemli faktör iklim.
Küresel ısınma artıkça ürün istikrarı bozuluyor. Aşırı ısınan ülkelerde ve bölgelerde şarap üretimi zaman içerisinde imkânsız hale gelebilecek.
Şarabın tadını iklim belirliyor
Şarap üzümünün iklime ve hava sıcaklığına karşı çok duyarlı olduğunu yakından biliyoruz. Çünkü şarabın değerini tadı belirliyor. Öyle ya, bir şişe Petrus’a 5 bin Euro ödeyenlerin bildiği bir şey olsa gerek.
Üzüm olgunlaştıkça şeker ve asit üretiyor. Şarap yapımında kullanılacak üzümün, şeker ve asit bakımından uyumlu ve dengeli olması gerekiyor. Şayet hava çok sıcaksa üzüm meyvemsi tattan yoksun kalıyor. Şayet hava çok sıcaksa üzümler çok fazla şeker üretiyor ve bu durum şarabın tadını basitleştiriyor ve ağırlaştırıyor.
Kırmızı şarap üzümü sıcak havayı ve güneşi sever.
Üzümdeki şeker ve asit oranına göre bağ bozumuna karar verilir. Kırmızı üzümler olabildiğince geç toplanır. Kabuktaki "tanen"in tada katkısı üzüm olgunlaştıkça artar. Köpüklü şaraplar ve beyaz şaraplar yeterince olgunlaşmamış üzümlerden yapılır. Köpüklü şaraplarda kırmızı şarapta olduğu gibi kompleks tat aranmaz.
Puro gibi şarap tadının da istikrarlı olması gerekir
Üzüm, öğlen sıcağını hiç sevmez. O nedenle toprağın eğimi de önemlidir.
Serin ve kapalı havalarda üzüm yavaşça olgunlaşır. Hava ısındıkça ve toprak güneş gördükçe olgunlaşma hızlanır.
Puroda olduğu gibi şarapta da markayla özdeşleşmiş tat ve kokunun yıldan yıla değişmemesi, yani istikrarlı olması çok önemlidir. İstikrarı belirleyen en önemli faktörse iklim ve topraktır. İklim değişikliği başta istikrarı bozuyor, daha sonra üretimi imkansız hale getiriyor.
Fransız şarapları tehdit altında
Fransa’da, bazı bölgelerle özdeşleşmiş şarapların tadı, görüntüsü ve ağırlığının giderek değişiyor olması tedirginlik yaratıyor.
Örneğin, “Alsace” bölgesi kırmızı şarapları normalde hafiftir. Ama küresel ısınma nedeniyle bu bölgenin kırmızı şaraplarının giderek ağırlaştığı söyleniyor. Aynı durum Alman şarapları için de geçerli.
Nitekim; Fransa’da 50 meşhur aşçı ve “somellier” Sarkozy’ye açık bir mektup yazmışlar; “Fransız kültürünün mücevheri olan şarap üretimini korumak için lütfen önlem al” diye.
Kolay değil elbet !..
Araba teknolojisinde Almanlara, modada İtalyanlara, kırmızı şarapta Kaliforniyalılara yenildiler…
Üstüne üstlük Fransa’da yılda 7–8 milyon şişe iyi kırmızı şarap üretiliyor.
O nedenle Fransa’da şarap sektörünün herkesten daha çok çevreci olmasına şaşmamak lazım.