17 Temmuz 2015

Geri adım atması için Tsipras’a kim ne vaat etti?

Fransa, Almanya’yı borcun yeniden yapılandırılmasına ikna etmek için elinden geleni yapıyor

Önceki gün ve dün Yunanistan kriziyle ilgili ilginç gelişmeler oldu. Sorunun çözümüyle ilgili anlaşma sağlandığı bilgisinin yalan olduğuna dair söylentiler yayılmaya başladı. Konuşulan şu:

Üçüncü kurtarma paketine ilişkin müzakereler bitmedi. Hatta başlaması, Tsipras’a kabul ettirilen önlemlerin Yunanistan parlamentosundan geçirilmesi şartına bağlandı. Bu önlemler parlamentodan geçirildikten sonra borcun yeniden yapılandırılmasını da içeren yeni bir paket gündeme gelecek.’

Tsipras; “Bütün hata, yanılma ve yanlış hesabın sorumluluğunu alıyorum. İnanmadığım bir metnin altına imza attım. Yunanistan’ın avrobölgesinde kalması gerekiyor. O nedenle imza attığım metnin parlamentodan geçmesi lazım”, dedi ve muhalefetin desteğiyle önlemleri parlamentodan geçirdi.

Parlamentoda eski Maliye Bakanı Yanis Varoufakis red oyu kullandı. Syriza 38 fire verdi. Bunların arasında 2 bakan da vardı. O nedenle Yunanistan’da yeni bir hükümet gündemde. Yunanistan İçişleri Bakanı Nikos Vuçis eylül ya da kasım aylarında erken seçim yapılabileceğinden söz etti. Bu arada, bizim bildiğimiz kadarıyla Yunanistan anayasası önceki seçimin (25 Ocak 2015) üzerinden bir yıl geçmeden yeni bir seçim yapılmasına imkân vermiyor.

Troyka’da IMF’in tavrı çok açık. IMF’e göre, Yunanistan ekonomisinin yüzdürülebilmesi için borcun belli bir oranda silinmesi, vadesinin uzatılması ve faiz oranlarının düşürülmesi gerekiyor.

Önceki gün Troyka’nın bir diğer üyesi olan AB Komisyonu Yunanistan’la ilgili bir değerlendirme notu (assesment) yayımladı. Değerlendirme notu mealen ‘borç silinmesi yoluyla değil, borcun yeniden yapılandırılması (reprofiling) yoluyla borcun hafifletilmesi’ gerektiğini söylüyor.  Esasen bu değerlendirme notu, IMF’in açtığı kapıdan AB Komisyonu’nun da bir ayağını attığını ima ediyor.

Dün de gelişmeleri destekleyen konuşmalara şahit olduk. Troyka’nın üçüncü üyesi Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi, öğleden sonra yaptığı basın toplantısında açıkça şunu söyledi: “Borç indirimi (relief) gerekli mi? Bu tartışmasız böyle. Sanırım kimse bugüne kadar buna itiraz etmedi. Sorun şu: yasal – kurumsal mevzuatımız çerçevesinde, Yunanistan için nasıl bir borç indirimi en iyi seçenektir? Bu konuya önümüzdeki haftalarda odaklanmamız lazım.”

Dikkat: “önümüzdeki haftalarda”!

Draghi’nin bu konuşmasını yabancı görsel basın “Yunanistan için iyi haber” başlığıyla verdi.

Öte yandan aynı gün Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schauble de şunu söyledi: “Borç indirimi ancak Yunanistan’ın avro bölgesinden çıkmasıyla mümkün.”

Almanya’nın Yunanistan krizinde sıkı durmasının arkasında esasen; İtalya, İspanya ve Portekiz’de Syriza benzeri partilerin iktidara gelip benzer taleplerle karşılarına çıkacağı korkusundan çok, zamanında Fransa’nın istediği türden bir avrobölgesine kapıyı sıkıca kapalı tutma arzusu var.

Hatırlarsanız Fransa Devlet Başkanı François Hollande, halefi Nocolas Sarkozy’i Angela Merkel’e teslim olmakla’ suçlamış, AB’nin değişmesi gerektiğini iddia etmiş, Avrupa Merkez Bankası’nın avroyu Almanya’nın talebi doğrultusunda aşırı değerli tuttuğunu iddia etmiş ve Tsipras’a benzer, “İhracat yapamıyor, büyüyemiyor ve istihdam taratamıyoruz. Bütçe Açığ/GSYH ve Borç/GSYH oranı kısıtı büyümemiz önünde engel. Kamunun harcaması, yatırım yapması lazım.’ türü “kemer sıkma” karşıtı vaatlerle iktidara gelmiş, ama Almanya’nın “sıkı mali disiplin” ısrarına teslim olmuştu.

Le Figaro’dan bir gazeteci geçen hafta BBC’ye şunu söyledi: “Müzakereler sırasında Fransa Maliye Bakanlığı uzmanları Yunan meslekdaşlarına yardım etti. Hatta Yunanlar anlaşma metnini Fransız uzmanların yardımıyla hazırladı.”

Anlayacağınız Tsipras, biraz da Fransa’nın Yunanistan üzerinden Almanya’ya karşı verdiği mücadelenin “kurbanı” oldu.

Ancak herkesin aklında aynı soru var: Neden referandumda reddettiği önlemlerin daha fazlasını, hatta onur kırıcı vaatler içeren bir anlaşma metnini sonradan kabul etti? Geri adım atması için Tsipras’a kim ne vaat etti?

Öyle sanıyoruz ki, önümüzdeki pazartesi günü Yunanistan Avrupa Merkez Bankası’na olan borcunu ödedeyecek; daha sonra Yunanistan Maliye Bakanı Euclid Tsakalotos Troyka’ya borcun hafifletilmesiyle ilgili bir plan sunacak ve müzakere talep edecek. Ve biz de konunun daha geniş bir zeminde tartışıldığına; hatta avrobölgesi üyesi olmayan ülkelerin de katılımıyla Almanya’nın dize getirilmeye çalışıldığına şahit olacağız.

İşin sonu nereye varır bilemiyoruz, ama şurası gerçek: Almanya üzerinde diplomatik baskı artıyor. ABD ve IMF’in de desteğiyle Fransa, Almanya’yı borcun yeniden yapılandırılmasına ikna etmek için elinden gelen her şeyi yapıyor.

Bakalım kimin dediği olacak?

İyi bayramlar.

Not: Dolar cinsinden borçlandığınızda doğal olarak kısa pozisyondasınızdır. Kaldıraçlı forex işlemler dahil dünya 9 trilyon dolar kısa pozisyonda. Avro değer kaybedince dolar sepeti yükseliyor ve dolar değer kazanıyor. O nedenle sadece Milano kadar hasıla üretebilen Yunanistan ekonomisi dünya meselesi haline gelebiliyor.

Yazarın Diğer Yazıları

2015 ve T24’e veda yazısı

2016; insanlığa, ülkemize, T24 okuruna, yazarına, çalışanına ve T24’e şans getirsin

ABD 14 yıldır terörle savaşıyor, sonuç: Terör saldırıları yüzde 6 bin 500 arttı!

“ABD işgalinden önce Irak’ta hiç intihar saldırısı olması ama, 2003 yılından bu yana 1892 intihar saldırısı oldu"

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına daha ne kadar dayanabilecek?

Gazprom biterse Putin biter. Sonra sıra Çin’e gelir. Çin karışırsa dünyayı dolarsızlaştırma ittifakı, yani BRICS tamamen biter

"
"