Bir notla başlayalım: G20 bir karar organı değildir. Toplantı metinleri tutanak niteliğindedir. Metne geçen hususlar tavsiye niteliğindedir.
Özetle, daha istikrarlı bir küresel ekonomik düzen için Toronto’da; herkes için tek çözüm yerine, ulusal koşulları dikkate alan bir yaklaşımla, büyümeye zarar vermeksizin, bütçe açıklarını üç yıl içinde azaltılması ve kredi arzını daraltmadan bankaların riskli işlemlerinin kısıtlanması gerektiği konusunda mutabakata varıldı.
Sizin anlayacağınız bir G20 toplantısı daha geyikle geçti.
Önceki yazımızda, Obama’nın İran ve Kuzey Kore’ye karşı seçim tartışmaları sırasında vaat ettiği diyalog kurarak sorunları çözme stratejisinden vazgeçtiğinden bahsetmiştik. Cumartesi – Pazar günleri Toronto’da yapılan G20 toplantısından bir gün önce G8 ülkeleri Huntsville’de (Kanada) bir araya gelmişlerdi. Bu toplantıda G8 ülkelerinin İran ve K.Kore’ye karşı duruşlarını sertleştirme kararı aldıklarını belirtmeden geçmeyelim.
Yuan ve Çin
Toronto’da liderler, Çin’in ulusal para biriminin dolara karşı değer kazanmasına izin vermesinden; daha açık bir ifadeyle esnek kur sistemine doğru adım atmasından ve iç talebi artırma girişimlerinde bulunmasından büyük memnuniyet duyduklarını belirttiler ve bunun toplantı tutanağına geçirilmesini istediler. Ancak Çin bu konunun ulusal bir mesele olduğu notunu da toplantı tutanağına geçirtmek istedi. (Aferin Çin’e; çünkü bu işi başkalarının baskısıyla yapmadım ve senin takdirine ihtiyacım yok diyor.) Ancak daha sonra metne ne yuan ile ilgili takdir ifadesinin konulmasına, ne de Çin’in notunun düşülmesine karar verildi.
Büyüme ve mali konsolidasyon
G20 toplantısında liderler, sağlam kamu finansmanının önemine özel vurgu yapıtılar. Bunun için tüm ülkelerin güvenilir, aşamalandırılmış ve büyüme dostu planlarla kamu açıklarını azaltmaları gerektiğini belirttiler. Toplantı sonunda bunun için somut iki tarih üzerinde mutabakat sağlandı: 1) Açıklar 2013 yılına kadar azaltılacak. 2) Borç/yurtiçi hâsıla rasyoları 2016 yılına kadar düzeltilecek.
Dilerseniz bu noktada G20’nin en zengin ülkelerinin mali performansların bir göz atalım:
2010 yılında ABD’de kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hâsılaya oranı yüzde 64 olacak. Yaklaşık 1.5 triyon dolar bütçe açığı var. Oran yüzde 10.6. ABD’nin kredi notu AAA. Ancak derecelendirme kuruluşları, sağlık ve emeklilik planlarının neden olacağı harcamaların finansmanını karşılayacak güvenilir bir mali plan olmazsa ABD’nin ülke notunun düşebileceğini açıklamışlardı.
Japonya’da 2010/2011’de kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hâsılaya oranı yüzde 171 olacak. Japonya’nın kredi notu AA.
2010 yılında Almanya’da kamu borcunun gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı yüzde 76.5 olacak. Bütçe açığı oranı yüzde 5.5. Almanya’nın kredi notu AAA.
2010 yılında İngiltere’de oranlar yüzde 62 ve yüzde 10 olacak. İngiltere’nin kredi notu AAA. Ancak notun düşebileceği konuşuluyor.
Fransa’nın oranları yüzde 83.2 ve yüzde 8. Kredi notu AAA. Kredi notunun düşebileceği konuşuluyor.
Bir hatırlatma: G20’nin kurulma nedeni, “G8 tarafından alınan kararlara, o zamanlar krizlerin müsebbibi olarak görünen Türkiye dahil gelişmekte olan ülkeler de katılırsa, bu ülkeler alınan kararları uygular, daha iyi terbiye olur ve kriz yönetimi daha etkin hale gelir” fikriydi. Görüldüğü gibi şimdiki durum, tam da “hocanın söylediğini yap, ama yaptığını yapma” durumu (!)
Bankaların vergilendirilmesi
Bu konuda mutabakat yok. Ancak herkes bankaların finansa sektörünün onarılması için devletlerin çabalarına mali katkıda bulunması gerektiği konusunda mutabık. Bazı ülkeler bankalara vergi konulmasını önerirken, bazı ülkeler buna karşı. Yeni sermaye yeterlilik kurallarının uygulanmasıyla ilgili zamanlama konusunda da farklı görüşler var. Görüşler farklı ama konuyla ilgili beş prensipte herkes hemfikir:
1.Vergi mükellefleri korunmalı
2.Finans sektörünün riski azaltılmalı
3.Kredi akımı iyi günde de kötü günde de devam etmeli
4.Her ülkenin kendi öznel koşulları dikkate alınmalı
5.Küresel oyun alanı düzeltilmeli
Doha ne oldu?
Doha gündemden düşmedi. G20 Toronto toplantısında da öncelikli gündem maddesi olmadı. Çünkü G20 toplantısı öncesinde yapılan G8 toplantısında görüşüldü ve konuyla ilgili net bir mutabakata varılamadı. G8 liderleri, Doha ile ilgili kesin bir taahhüt altına girmek için “küresel ekonomik düzen için genel bir anlaşma sağlanmasını bekleme” kararı aldılar. Ancak G8 ülkelerinin başkanları G20 toplantısı sonrasında varılan mutabakatı yeterli görerek, Toronto’da tekrar bir araya geldiler ve Doha raundunu bitirmek üzere kararlı oldukları mesajını verdiler. Ancak raundun ne zaman sonuçlandırılacağı halen belirsiz.
Bir notla bitirelim: Brezilya ve Çin’in dünya ekonomisinde oynadığı rolün büyüklüğü nedeniyle G8’in önemi giderek azalıyor. Ama buna rağmen G8 halen önemli bir organizasyon ve G20 kararlarını önemli ölçüde G8 ülkeleri belirliyor.