Görüşmeyeli epey oldu...
Özledik netekim.
Artık “kapalı” alanlarda puro tüttürmek yasak.
Bir de M. Kamil Zorti, Abbas...
İtirazımız yok.
Biz puromuzu en açık alanlarda tüttürmeye dünden razıyız.
Ne de olsa ergenlik derken aklımıza 12 Eylül, gençlik derken Ankara gelir.
Boynumuz “cigarillo” dumanından incedir “mevzuat” karşısında.
Ama halkının sağlığını bu kadar düşünen bir devletin, kendi (belediye) otobüslerinin egzosundan tüten “kara, isli ve zehirli duman” için de bir çare düşünmesi gerekmez mi ?
Yani, dumansız hava sahamıza zehrini boşaltan metal yılan için...
Korkmadan, kıvrılıp yuvasına kaçmadan...
Bakın bu vesileyle ne geldi aklıma:
Winston Churchill, II. Dünya savaşı yıllarında bir gün Suudi Arabistan’a resmi bir ziyaret için gider. Dönemin kralı İbn Saud onuruna bir öğle yemeği verir. Uzun adıyla “Abdul Aziz bin Abdul Rahman Al Saud.”
“Tanrıya itaat eden, kendine itaat ettirmekte zorlanmaz” diyen meşhur Suudi kralı.
İbni Saud Vahabi geleneğinden gelmedir.
Yani o da halkını “kötü alışkanlıklardan” korumayı görev bilir.
Yemek vakti gelir ve masaya oturulur. O da ne?.. Churchill’in alkol ve tütün yasağından haberi yoktur. Şaşırır. Etrafına bakınır ve dayanamayarak onuruna yemek veren krala hitaben şunları söyler:
“Şunu itiraf etmek zorundayım ki (Bayım), tartışmasız bir kutsal ritüel olarak benim uyulmasını tavsiye ettiğim yegâne hayat kaidem, yemeklerden önce, yemek aralarında, yemeklerden sonra ve gerekiyorsa yemek sırasında puro ve içki içmektir.”
Geçenlerde Ertuğrul Özkök köşesinde, Jack Nicholson’ın ağzında sigarayla havuz keyfi yaparken çekilmiş (yansıttığı ruh hali nedeniyle) muhteşem bir fotoğrafını yayımladı.
Mevzuyu, sigarayı bırakıp neden puro içmeye başladığını anlatan J. Nicholson’dan ilginç bir alıntıyla bağlayalım:
“Kötü bir alışkanlıktan kurtulmanın yegâne yolu onu daha az 'kötü' bir alışkanlıkla değiştirmektir.”
Gazete okumadan yapamıyorsanız T24 okuyun...
Tavsiye edin herkes okusun.
T24, “cümle aleme” hayırlı olsun...