10 Temmuz 2012

Bugün, AB borç kriziyle ilgili önemli bir gün

Haziran ayı başında İngiltere başbakanı “David Cameron” “Sunday Telegraph”da 2015 yılında İngiltere’nin AB üyeliğini referanduma...

Haziran ayı başında İngiltere Başbakanı David Cameron Sunday Telegraph'ta 2015 yılında İngiltere’nin AB üyeliğini referanduma götürebileceğine dair bir makale yazmıştı.

29 Haziran Cuma günü Alman parlamentosu, Avro Bölgesi'nin daimi kurtarma fonu Avrupa İstikrar Mekanizması (ESM) ve İstikrar Paktı anlaşmalarını onaylamış; bir gün önce, yani 28 Haziran perşembe gecesi, Merkel AB liderler zirvesini terk etmiş ve ertesi gün Merkel’siz biten zirveden ESM kaynaklarının 500 milyar avroya çıkarıldığı haberiyle piyasalar hızla yükselmişti.

Daha sonra Hollanda ve Finlandiya’dan yeni ESM’i bloke edeceklerine dair açıklamalar gelmiş ve moraller yine bozulmuştu. Geçen hafta Finlandiya’dan daha aykırı bir ses geldi. Finlandiya Maliye Bakanı Jutta Urpilainen başka ülkelerin borçlarını ödemektense avrodan çıkmayı düşünebileceklerini açıkladı.

29 Haziran günü Alman Anayasa Mahkemesi'ne Sol Parti, “Peter Gauweiler” adlı muhafazakâr bir siyasetçi ve “Daha Fazla Demokrasi” adlı bir dernek, ESM ve İstikrar Paktı anlaşmalarının bir tür yürütmesinin durdurulması (temporary injunction) talebiyle başvurmuş; mahkeme de 2 Temmuz tarihinde, “yürütmeyi durdurma” talebiyle ilgili kararını 10 Temmuz Salı günü, yani bugün vereceğini açıklamıştı.

Karar bugün Almanya saatiyle 10:30’da açıklanmış olacak.

Meselenin teknik ayrıntılarını Merkel, ortak tahvil ihracına neden evet diyemez? ve TARGET2 ve Alman Merkez Bankası hakkında suç duyurusu başlıklı yazılarımızda tartışmıştık.

Özetle “yürütmeyi durdurma” isteyenler; parlamentonun yasama yetkisini Alman vatandaşlarının iradesinden aldığını, demokratik hakkın ulusal düzeyde ve ulusu oluşturan vatandaşlar tarafından kullanılacağını, anayasanın parlamentoya verdiği bütçe hakkının ulusal olduğunu, bu iki anlaşmanın onaylanmasına ilişkin kanunların Alman anayasasına aykırı olduğunu, Alman parlamentosunun yetkilerini daralttığını, parlamenter sisteme özgü “fren – denge” sisteminin ihmal edildiğini, bu anlamda hükümetin “frenlenmesi” gerektiğini, demokratik meşruiyete aykırı bir durumun olduğunu,  anayasanın emredici hükümlerine rağmen parlamentoya tanınmış olan bütçe hakkıyla ilgili yetkilerin yeni ESM anlaşmasıyla AB kurumlarına devredildiğini, avroyu kurtarmayla ilgili süreçte parlamento üyelerinin bilgilendirilme hakkına saygı gösterilmediğini, her parlamento üyesinin kayıtsız – şartsız bilgi alma ve hesap sorma hakkının ortadan kaldırıldığını iddia ediyorlar.

Almanya’da parlamento onayından geçen yasaların yürürlüğe girmesi için, bizdeki gibi cumhurbaşkanı tarafından onaylanması gerekiyor.

Hatırlayın, oylama öncesinde 19 Haziran Perşembe günü, Alman Anayasa Mahkemesi, Almanya Cumhurbaşkanı Joachim Gauck'den, anlaşmaların yürürlüğe girmesine imkân veren iki yasayı onaylamamasını istemişti. Mahkemenin bu isteğine uyan cumhurbaşkanı yasaları onaylamamış ve bu nedenle Avrupa Finansal İstikrar Fonu EFSM’in yerine 1 Temmuzda yürürlüğe girmesi gereken ESM ertelenmişti.

Alman Anayasa Mahkemesi'nin Cumhurbaşkanı'ndan pek olağan dışı bu isteği, Almanya’da çok sık yaşanmayan yürütmeyi durdurma talepli bir anayasaya aykırılık iddiası ve mahkemenin karar vereceği günü hemen açıklaması, konunun ciddiyetle ele alındığına ve bu anlamda kötüye işaret olduğuna dair güçlü yorumlar okuduk.

Şayet bugün yürütmeyi durdurma kararı çıkarsa ESM’in ve İstikrar Paktı’nın hayata geçmesi için mahkemenin nihai kararını vermesi beklenecek.

Krizden çıkış için ESM’in ne kadar önemsendiğini bilmeyen yok. Mahkemenin nihai kararını vermesi için ayların geçmesi gerektiği de malum.

Göreli olarak İstikrar Paktı’nın şu an için çok aciliyeti yok; fakat açıktır ki, Alman anayasasına açıkça aykırı olduğuna dair güçlü bir gerekçeyle ESM’in yürütmesinin durdurulması kararı, borç krizinden çıkışla ilgili süreci çok daha kırılganlaştıracaktır. Çünkü o zaman, başta İspanyol bankaları olmak üzere, zordaki avro bölgesi bankalarının sermayelendirilmesinde kullanılması ümit edilen daimi kurtarma fonu askıdayken piyasaları yatıştırmak çok daha zor olacak. Ve aylar sonra çıkacak nihai kararı müteakip, Maliye Bakanı Wolfgang Schäuble'nin de dediği gibi, anayasa değişikliği için Almanya’da halk oylaması yapılması gerekecek.

Bugün, o nedenle önemli.

 

Yazarın Diğer Yazıları

2015 ve T24’e veda yazısı

2016; insanlığa, ülkemize, T24 okuruna, yazarına, çalışanına ve T24’e şans getirsin

ABD 14 yıldır terörle savaşıyor, sonuç: Terör saldırıları yüzde 6 bin 500 arttı!

“ABD işgalinden önce Irak’ta hiç intihar saldırısı olması ama, 2003 yılından bu yana 1892 intihar saldırısı oldu"

Rusya, Batı’nın yaptırımlarına daha ne kadar dayanabilecek?

Gazprom biterse Putin biter. Sonra sıra Çin’e gelir. Çin karışırsa dünyayı dolarsızlaştırma ittifakı, yani BRICS tamamen biter

"
"