Risk iştahı (likidite) artınca liderin gücü artar. Hazinesi “altın”la, etrafı insanla dolar. Seçimle gelen muktedir, nefsine yenilir ve kral olmak ister. Her zaman herkesi yenebileceğine inanmaya başlar ve herkesle kavga eder.
Risk iştahı (likidite) azalınca liderin gücü azalır. Aktif kıymetlerin mübadele hızı yavaşlar. Bir yıl içinde aynı mala sahip olan kişi sayısı yirmiyse beşe düşer. Hazine boşalır, huzursuzluk artar. Tespih daha hızlı çekilmeye başlanır ve “vefa” İstanbul’da bir semt adına dönüşür.
Bütçesi açık veren, borcu artmış ve iç tasarruf açığını kapatmak için başka ülkelerin tasarrufuna muhtaç ülkelerde devlet yönetimi zordur. Kavga – gürültü çıkar ve iktidarların el değiştirme hızı artar. Beş yıl içinde bir kez seçim yapılırken, bir buçuk yılda bir yapılmaya başlar ve koalisyon dönemine girilir.
Son üç ay içinde borçlu bir devleti yönetmenin zorluğuyla ilgili çok ciddi bir örneğe şahit oluyoruz: Yunanistan.
Alın size ders gibi bir haber:
“Ekonomik reformlar paketinde; yüksek ücret alan memurların maaşlarının dondurulması, kamuda emekliye ayrılan her 5 memura karşılık bir kişinin işe alınması, 12 bin Euro’nun üzerindeki kazançlara yüzde 18'den başlayarak yüzde 40'a kadar varan vergiler getirilmesi önerisi ülkeyi greve sürükledi…”
Sadece Yunanistan mı ? Almanya, İsviçre, Arjantin, Yunanistan, Japonya, Rusya,Ukrayna, Macaristan, İngiltere, IMF, ABD…
Alın size birkaç haber daha:
Arjantin’de kamu borcunun ödenmesi için rezervleri satmak istemeyen merkez bankası başkanı görevden alındı.
Kaynak yaratmak için IMF altın satıyor.
Alman hükümeti Şubat ayı başında İsviçre’de hesabı bulunun vergi kaçakçısı Almanların banka bilgilerini içeren bir CD’yi 2.5 milyon Euro’ya satın alacağını açıkladı.
İsviçre Vergi Verenler Derneği Başkanı ve milletvekili Alfred Heer Almanya’yı İsviçre’de hesabı bulunan politikacı ve bürokratların banka bilgilerini açıklamakla tehdit etti.
Obama “şişman kedilerden” kriz vergisi alacak.
Putin parasını yurtdışında değerlendiren yeni “oligark”lara savaş açtı.
Japon Ticaret Bakanı hazine kağıtlarını almak istemeyen merkez bankası başkanı için “direksiyonda uyuyor” dedi.
Şimdi de ilginç bir soru:
Kötü yönetim devam eder ve konjonktür nedeniyle IMF’e muhtaç olmayan devlet zora düşerse sonuç ne olur?
1)Vergi gelirlerini artırmak için vergi denetimleri artar.
2)Olmadı vergi ve sicil afları çıkar.
3)Hazine malları daha ucuza satılır.
4)Daha çok özelleştirme yapılır.
5)Merkez bankası rezervleri azaltılır.
6)Kemer sıkılır.
7)Olmadı acı ilaç içilir.
8)O da olmadı merkez bankası para basar.
9)Enflasyon artar.
10)Paramız değer kaybeder.
11)Faizler yükselir.
12)Yatırımlar azalır.
13)Sermaye yurtdışına çıkar.
14)İşsizlik artar.
15)Kayıt dışı ekonomi büyür.
16)Vergi gelirleri azalır.
17)Borçlar hızlı artar.
18)Açık daha da büyür.
19)IMF’e muhtaç olunur.