Küresel krizin müsebbibi olarak görünen bankaları zorlu bir dönem bekliyor.
Sıkı regülasyon dönemi başlıyor
Çünkü, daha rekabetçi olmaları gereken bir dönemde daha sıkı “regülasyonlarla” çalışmak zorunda kalacaklar.
İşsizlik ve bütçe açıkları bilançoları olumsuz etkileyecek
Küresel krizin görünen en büyük sonucu, yüksek oranda işsizlik ve bütçesi giderek daha fazla açık veren, o nedenle de borç batağına saplanmış maliye hazineleri…
Beklenen büyüme oranı projeksiyonları yatırım malı ve kredi talebinin yüksek olmayacağını ima ediyor. Faiz indirimi dönemi de sona erdi. Hatta artırma sürecinin eli kulağında.
Bu durumun banka bilançolarına olumsuz etkisi kaçınılmaz gibi!
Merkez bankalarının bağımsızlığı tehlikede
Artan kamu borçlarını nasıl kapatırım diye başını kaşıyan maliye bakanlarının bir gözü Merkez Bankası rezervlerinde, diğer gözü düşük oranda ya da hiç vergilenmeyen banka kârlarında! Baksanıza Arjantin Merkez Bankası Başkanı, borçları rezervlerle ödemek isteyen Maliye Bakanı'na karşı çıktığı için görevinden alındı. İsveç Maliye Bakanı bankaları vergilendirmek için AB’yi örgütlemeye çalışıyor.
Esasen merkez bankalarının bağımsızlığının da en fazla yara alacağı bir döneme giriyoruz. Yani büyük ağabey de zorda.
Obama planı banka kârlılıklarını azaltacak
Obama’nın bankalarla ilgili “proprietary trading” kısıtlaması hali hazırda sektörü olumsuz etkilemiş durumda. Son iki haftada emtia fiyatları geriledi ve banka hisselerinin düşmesiyle borsalar çok ciddi değer kayıplarına uğradı. Çünkü bankalar “proprietary trading” yapan ünitelerini (iştiraklerini) satmak zorunda kalacak ve petrol başta metal olmak üzere tüm emtia ticaretinden çekilecekler.
“Hedge fund” ve “private equity fund” yoluyla para kazanma dönemleri de bitince, banka bilançoları doğal olarak küçülecek ve karlılıklar azalacak.
Bu noktada şu gerçeğin altını da çizmekte fayda var: Obama planının çok yakın bir gelecekte yasalaşması çok mümkün görünmüyor. Hatta bankaların yapacakları lobi faaliyetiyle taslağın kadük kalması da çok mümkün. Yasalaşsa da tedrici bir geçişin kuvvetle muhtemel olduğu varsayılıyor.
Boşluğu bağımsız traderlar dolduracak
Davos’tan gelen sinyaller Obama planının destek gördüğüne işaret ediyor. O nedenle sektörde gelecekte bankalarla çalışarak değil, bağımsız trade’lar ve hedge fonlar yoluyla iyi para kazanılacağı inancı yerleşmeye başlamış.
Bu arada bankalardan bağımsız olarak vadeli emtia ticareti yapan trader’ların Obama planına çok sevindiğini de belirtmeden geçmeyelim. Çünkü bankalar risklerini daha iyi fiyatlarla sigortalatabiliyorlar, daha kolay sermaye artırabiliyor, daha kolay teminat bulabiliyorlar ve doğal olarak sektörün en iyi elemanlarını istihdam edebiliyorlardı. Şimdi bonusunu alan “proprietary trading” yöneticileri ve kalifiye personeli bankalardan transfer olmanın yollarını arayacak.
Sonuç olarak
Yeni dönemde;
1.Bankaların tabi olduğu kurallar daha sıkı hale gelecek.
2.İşsizlik ve sıfır civarında büyüme nedeniyle yatırım talebi düşmeye devam edecek.
3.Kamu kâğıtlarına plasmanla kolay para kazanma dönemi bitecek.
4.Mevduat kabul eden bankalar, bundan böyle hedge fon, finansal ortaklık fonu (private equity funds) sahibi olamayacaklar ve kendi nam ve hesaplarına menkul kıymet ve türev ürün alım – satımı yapamayacak (proprietary trading).
5.Bankaların yöneticileri alacakları primler için çok yüksek oranda vergi ödeyecek.
6.Kamu açıklarını kontrol edemeyen borçlu ülkeler bankalardan vergi almak zorunda kalacak.
Özetle, önümüzdeki dönemde bankalar küçülmek zorunda kalacak.